Kurumsallaşma, yöneticilerin kendi keyfiyetlerini ve çıkarlarını maksimize etmelerini önleyecek süreç, norm ve değerler bütününün varlığıdır.
Kurumsallaşmanın kalite seviyesi arttıkça,
Paydaşlar, yani kuruluşun faaliyetlerinden pozitif etkilenenler; kuruluşun daha iyi hale gelmesi için kuruluşa pozitif etki gösterirler. Bu karşılıklı olumlu etkileşim kuruluşun sosyal, insan ve ilişkisel sermayelerini artırarak değerini yukarı taşır.
İşte bu yüzden; çağımızın sürdürülebilirlik yaklaşımı gereği,
GRI Raporlaması ve ESG skorlama başta olmak üzere;
Sürdürülebilirlik muhasebesi ve finansmanı çerçevesinde işletme değeri salt finansal sermaye ve performansa göre değil; finansal olmayan nitelikteki sermayelerin bir birleşimi olarak ortaya çıkar.
Patiswiss Şirketinin CEO’su olan Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu’nun bir müşterinin şikayetine karşın yazdıklarını görünce adeta ŞOK oldum.
Böylesi de var mı dedim.
Anladım ki,
Patiswiss’in kurumsal kalite seviyesi yerlerde,
Sosyal, insan ve ilişkisel sermaye bu Şirket için son derece önemsiz.
Çağın gerektirdiği yönetim anlayışının yanında dahi değil.
Patiswiss müşterisinin mesajına karşın verilen cevaba bir bakar mısınız lütfen.
Ekran fotoğrafları aşağıda.
Bir gıda işletmesinin Yönetim Kurulu Başkanının tarzı nedir böyle?
Kendi Şirketini DAĞ BAŞI gibi yönetebilir de;
Bu ülke DAĞ BAŞI mı?
Senin çikolatanı alanlar koyun sen de çobanları mısın Elif Hanım, insanları azarlıyorsun!
Ne hakla tehdit ediyorsun…
Aslen hukukçu olan avukatların senin askerlerin mi Elif Hanım?
Pop star mısın, fenomen misin?
Bu mahalle ağzı nedir böyle Elif Hanım?
Girerim bir dükkâna ya da hizmet alırım bir yerden,
Senin gibi davranan dükkân sahibi görsem yeri yerinden oynatırım!
Velinimetin olan müşteriye böyle yazma hakkını ve cüretini nerden alıyorsun Elif Hanım?
Çok övündüğün ABD pazarına açılma ve yerleşme çalışmaların varmış.
ABD’de bir müşterine böyle yaz bakalım ne olacak Elif Hanım?
Yazmazsın orada… Uyarsın, entelektüel görünürsün.
Ama burada yazıyorsun… Türk tüketiciyi aptal mı buluyorsun Elif Hanım?
Bak sana tane tane anlatayım.
Hatta komplo teorisi de yapayım.
Bir an için ürünündeki küflenmeyi dile getiren müşterinin bir AJAN olduğunu ve KARALAMA kampanyası yürüttüğünü varsayalım.
Öyle olsa bile,
Resmi hesaplarından “Bizi bu konuda uyardığınız için teşekkür ederiz. Patiswiss ürünleri küflenmeye karşı son derece dayanaklı olarak imal edilmiştir. Ancak bu durumla ilgili sizinle en kısa zamanda iletişime geçilecek ve ilgili paketin üretim süreci kontrol edilecektir” şeklinde kalite kontrol, müşteri ilişkileri veya pazarlama departmanın karşılık verir.
Tabi bu departmanlar varsa…
Olduğunu tahmin ediyorum Elif Hanım.
Çünkü halka arz amaçladığına ilişkin medyada beyanların var!
Borsanın Ahkam Kesen Patronlara İhtiyacı Yok!
Buradan Sermaye Piyasası Kuruluna net ve AÇIKÇA sesleniyorum.
Bu hanımın Kayıtlı Sermaye Sistemi Başvurusunu KABUL ETMEMEK gerekir.
Neden mi, gelin izah edeyim!
Bu Hanım, Şirketin başarısını kendi başarısıyla özdeşleştirmekte ve sadece finansal olarak değerlendirmektedir.
Yani, bahsetmiş olduğum kurumsal kaliteden bir haberdir ki Patiswiss’in kurumsal kalitesizliği net olarak ortaya çıkmıştır, bunun yansıra da anlaşılmaktadır ki Şirket sürdürülebilirlik kriterlerinden bi-haber haldedir.
Hâlbuki ki halka arz, kurumsal kalite olmadan olmaz.
Bir gıda işletmesi olarak da sürdürülebilirlik temin edilmeden borsada gelecek beklenemez.
Eğer Patiswiss halka arz olursa;
Hissedarlar, Elif Hanım gibi bir patrona emanet edilemez.
Birer paydaş olan hissedarlar azarlanır, hakları korunamaz…
Kısaca, ne zaman ki Elif Hanım Şirket ile kendinin ayrı birer kişilik olduğunu ve halka arzın salt finansal unsulara bağlı olmadığını anlar; o zaman tekrar düşünülebilir.
Birkaç söz de MİGROS’A!
Hani çocuklar, gençler kavga eder ve içlerinden biri çıkıp şöyle der ya: “Benim arkamda bilmem kim var!”
İşte Elif Hanım da öyle yapmış.
Benim arkamda Migros var demiş.
Peki bu çıkışından ne anlamalıyız?
Bizi aydınlatması lazım.
Yani satışlarının büyük bir kısmı Migros’a mı yapılıyor.
Veya Migros raflarında mı yapılıyor?
Veya Migros’la ortak mı, yoksa beraber mi üretiyor.
Vallahi açık söyleyeyim hiç araştırmadım bile.
Çünkü burada önemli olan hanımefendinin Migros markasını kurumsal kaliteden yoksun seviyesiz cevabında rahatça kullanabiliyor olması.
Bu gücü kendinde görebilmesidir.
Meğerse Migros ne hallere düşmüş öyle?
Migros’u bu hale düşüren ve koskoca Migros markasını Patiswiss’in oyuncağı haline getiren kudret nedir?
Migros gerçekten hanımefendinin arkasında mıdır?
Bu kurumsal kalitesizliğe ortak mıdır?
Eğer değilse, Elif Hanım bu gücü ve kudreti nerden bulmaktadır?
Migros uhdesindeki sosyal sermaye gücü nedir ve nereden gelmektedir?
Değerli okurlar,
Finansta güçlü olan piyasadır.
Gerçek boykot ise, müşteriyi koyun zanneden Şirketleri yok saymaktır.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Doç. Dr. Soner GÖKTEN