Hep söylüyorum.
Finansal okuryazarlık çok önemli!
Eğer finansal okuryazarlık düzeyi düşük ise; maalesef hatalı yargılar dedikoduya dönüşür.
Nitekim Alcatel Lucent Teletaş Telekomünikasyon A.Ş. örneğinde de bu tür bir çerçeveyle karşılaştık.
2023 finansallarında dönem zararı açıklayan Alcatel’in bu durumuna sermaye piyasası ekosisteminde anlam verilemediğini gördük.
Anlam verilemez tabi ki!
Muhasebeyi kar ve zarar rakamına bakmaktan ibaret görürsek olmaz.
Zaten öyle olsaydı, muhasebe bilimi diye bir şey olmazdı.
Finansal okuryazarlık adına güzel bir örnek teşkil ettiği için,
Alcatel’in neden dönem zararı açıkladığını kısaca ve basitçe izah edeyim,
Böylece muhasebenin ve finansal sıhhat analizinin kar ve zarar rakamından ibaret olmadığını anlamış olalım.
Öncelikle Alcatel’in fonksiyonel para birimi olarak Avro’yu kullandığını ve bu nedenle enflasyon muhasebesi uygulamadığını belirtelim.
Dolayısıyla, bir önceki yıla göre finansal performans (gelir tablosu) kalemleri üzerindeki değişimleri Avro’ya ilişkin kur riski üzerinden dikkate almak son derece önemli.
Şirketin hasılat kaydına bakıldığında 3 No’lu dipnotta belirtildiği üzere, 1 Ocak – 31 Aralık 2023 dönemine ilişkin satışlarının yaklaşık %80’lik kısmının Türk Telekomünikasyon A.Ş., Vodafone Telekomünikasyon A.Ş., Vodafone Net İletişim Hizmetleri A.Ş., TT Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş., Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. ve Superonline İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye yapılmış olduğu ve 31 Aralık 2023 itibariyle Şirket ticari alacaklarının %86’sını söz konusu şirketlerden olan alacakların oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Alacakların devir hızı 147 gün olarak belirtilmiş, yaklaşık 100 milyon TL’lik alacak ise vadesi geçmiş olmasına rağmen şüpheli alacak olarak değerlendirilmemiştir.
Bunun yanı sıra, esas faaliyetlerden diğer gelirler kapsamında ise; Avro değer artışının Şirket’e yaklaşık 96 milyon TL’lik ticari işlemlere ilişkin kur farkı geliri sağladığı da not edilmesi gereken önemli bir unsurdur.
Bu bahisle, detaylarına denetim raporu özelinde vakıf olmasak da; söz konusu satışların tarihi itibariyle sözleşmeye dayalı kur mutabakatı üzerinden Avro kaynaklı bir kayıp olabileceği; bu nedenle 2023 itibariyle 2022’ye kıyasla hasılat tutarında TL bazında bir azalma yaşanmış olabileceği ihtimalini göz önünde tutabiliriz.
2023 döneminde yaşanan TL devalüasyonunun satışların maliyeti ve dönem giderleri üzerinde kritik etkisi net bir şekilde görülmektedir.
2023 yılında, şirketin hasılat artışı maliyet artışının altında seyretmiş, bu nedenle brüt karlılık ciddi derecede düşüş göstermiştir (%24’lerden %8’lere düşmüş).
Alcatel’in 2023 yılında yaklaşık 143 milyon TL zarar açıklamasındaki diğer bir neden ise ilgili dönemde ortaya çıkan ‘ertelenmiş vergi giderirdir’.
2023 itibariyle yaklaşık 142 milyon TL’lik ertelenmiş vergi gideri doğmuştur.
İlk bakışta, zararın nedeni 142 milyon TL’lik ertelenmiş vergi gideri gibi gözükse de aslından durum çok daha vahimdir. SPK raporlaması kapsamında yaklaşık 570 milyon TL’lik gelir artırıcı muhasebe kaydı sonrası yaklaşık 142 milyon TL’lik vergi gideri yazılmıştır.
Kısaca, yapılan geliri artırıcı kayıtlar vaziyeti kurtarmaya yetmemiştir.
Peki ertelenmiş vergi gideri nasıl ortaya çıkar?
Gelir tablosu itibariyle,
Şayet giderin SPK mevzuatına uygun raporlama (UFRS) değeri, vergi değerinden (VUK) düşükse,
Veya gelirin SPK mevzuatına uygun raporlama (UFRS) değeri, vergi değerinden (VUK) yüksekse; ilgili dönem için ertelenmiş vergi gideri kaydı yapılır. Diğer bir deyişle ‘vergilendirilebilir geçici farklar’ ortaya çıkar.
Basit bir örnek vermek icap ederse,
Varsayalım bir şirketin aktifinde, ilgili dönemde 200 bin TL’ye satın alınan ve SPK mevzuatına uygun şekilde hisse senedindeki fiyat artışına dayalı olarak 31 Aralık itibariyle UFRS 13 Seviye 1 girdileri kapsamında kotasyon fiyatından değerlenerek 300 bin TL olarak raporlanmış hisse senedi olsun. Şirketin SPK mevzuatı kapsamında ticari karı 100 bin TL’dir. Lakin vergi mevzuatı (VUK) kapsamında finansal raporlamada hisse senetleri alış bedeli üzerinden değerlemeye tabi tutulacağı için; ilgili dönemde hisse senedi fiyat artışına ilişkin herhangi bir mali kar yani vergiye esas kar oluşmaz. Bu bağlamda şirket söz konusu hisse senedinin 31 Aralık tarihi itibariyle UFRS kapsamında raporlanan değeri üzerinden gelecekte oluşabilecek olası vergi ödemesini ilgili dönemde göstermek durumdadır. İşte bu geçici fark %25 kurumlar vergisi oranına göre UFRS kapsamında 25 bin TL ertelenmiş vergi gideri olarak muhasebeleştirilir.
O halde ne anlamalıyız?
Alcatel’in 2023 yılı itibariyle raporladığı yaklaşık 142 milyon TL’lik ertelenmiş vergi gideri itibariyle; UFRS kapsamında kayıtlarına aldığı gelir ve gider değerlemeleri ile VUK kapsamındaki gelir ve gider değerlemelerine ilişkin farklar söz konusudur.
Diğer bir ifadeyle;
Gelecekte ortaya çıkabilecek vergi gideri söz konusudur.
Daha basit bir anlatımla; UFRS kapsamında, %25 kurumlar vergisi oranı itibariyle; (142 × 4) yaklaşık 570 milyon TL’lik (UFRS ile VUK değerleme farkından) gelir raporlanmıştır.
Kısacası,
Nasıl ki enflasyon muhasebesi uygulayan yani yabancı parayı raporlamada fonksiyonel para birimi olarak kullanmayan işletmelerin finansallarında reel etkiler özellikle net parasal pozisyon zararı itibariyle gün yüzüne çıkmışsa;
Benzeri bir durum Alcatel için Avro bazlı raporlamada devalüasyon etkisiyle ortaya çıkmıştır.
Diğer bir husus olarak şu konu yatırımcılar için önem arz etmektedir: Çevrim farkları itibariyle yurt dışı operasyonlar sonucu şayet kurda lehte bir gelişme yaşanırsa; net karda ilerleyen dönemlerde artış olabilecektir.
Hep söylüyorum bir kez daha söyleyeceğim.
Muhasebe ve finans alanı, ciddi seviyede finansal okuryazarlık gerektirir.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Doç. Dr. Soner GÖKTEN