Devlet tahvil faizleri finans dünyası için en önemli göstergelerin başında gelmektedir. Bu oran bir ülkede devletin hane halkından borçlanması durumunda ödediği faiz oranıdır.
Hane halkının devlete borç vermesi sebebiyle talep ettiği faizdir.
Bu faiz oranları risksiz faiz oranı olarak değerlendirilir. Ne için peki?
Çünkü devlet her zaman borcunu öder!
Devlet asla iflas etmez!
En kötü para basar ve borcunu öder. Tabi kendi para birimi cinsinden borçlanmalarında. Döviz borçlanmalarına bu yazıda değinmeyeceğiz.
Devletin her zaman borcunu geri ödeyeceği ve iflas etmeyeceği fikri devlet tahvil faizlerini “Risksiz Faiz Oranı” olarak adlandırmıştır.
Neden önemli bu risksiz faiz oranı?
Finansal piyasaların temelinde bu oran yatmaktadır.
Piyasaların mantığı şudur: belirli bir risk al ve bu risk karşılığında kazanç elde et…
Bireyler ve kurumlar da risk iştahlarına göre bu iki unsuru dengeleyerek yatırım yaparlar.
Burada bir gösterge ihtiyacı doğmaktadır…
İşte bu gösterge risksiz faiz oranıdır. Bu oran bir yatırımcının risk üstlenmeden minimum elde edeceği getiridir.
O zaman ben bir yatırım yaparken, bu yatırımdan minimum risksiz faiz oranı beklemeliyim. Bunun üzerinde de üstlendiğim risk kadar bir prim elde etmeliyim.
Finansal piyasaları okumada bu şekilde bir yol izlemeliyiz…
Çünkü varlık fiyatlamalarında temel alınan bu oran tüm değerlemeleri; hisse senedi, şirket, halka arzlar, emtialar, gayrimenkul etkilemektedir.
Konumuz olan değerleme hususuna gelirsek…
Risksiz faiz oranları referans olarak alınır demiştik. Şirket değerlemelerinde kullanılan iskonto oranlarının hesabında da bu oran kullanılır.
Çünkü değerleme yapan yatırımcı veya kurumlar, şirketlerin değerini bulurken bu orana şirketin risklilik durumunu eklerler.
Yatırımcıların özkaynaklarının maliyeti hesaplanırken yine risksiz faiz oranı üzerine, yatırımcının beklediği risk primi eklenir.
Dolayısıyla şirket ve hisse değerlerine de doğrudan etki eden bir orandır risksiz faiz oranları…
Peki güncel durumda bu oranlar ne alemde? Buyurun aşağıda paylaşalım
Öncelikle grafikte dikkat çeken hususu gördünüz mü?
Risksiz faiz oranları 2023 yılından bu yana sürekli artmakta. Özellikle 2023 seçimlerinden sonra sıkı para politikası risksiz faiz oranlarını ciddi artırdı.
Şimdi bir süredir aldığım bir soru: “Neden bu ara hiç halka arz gelmiyor” sorusu. Tabi bunun bir cevabı SPK’nın halka arzlara ilişkin daha sıkı politikalar izlemesi ve gereklilik kriterlerini artırması.
Fakat öte yandan bir cevabı daha VAR!
Çünkü faizler, dolayısıyla sermayenin maliyeti çooook arttı…
Gösterge niteliğindeki faizlerin artışı ile halka arzlarda değerlemeler düştü. Dolayısıyla patronlar şirketleri ucuza halka açmak istemiyor.
Tabi yakında bunun da bir yolunu, bir yordamını bulurlar fakat bu ara değerlemeciler de arayış içerisindeler…
Şirket değerlemeleri, halka arz değerlemeleri, hisse değerleri bunların düşüşünün temelinde risksiz faiz oranları yatar.
Çünkü yüksek tahvil faizleri: “Ben hiçbir risk almadan, yattığım yerden belirli bir para kazanıyorsam NEDEN risk alayım ki?” Diye düşünen yatırımcıları cezbeder.
Bankalar devletle yarışmak için mevduat faizlerini artırır. Müşteriyi kapmaya çalışır. Dolayısıyla bu aralar 45-50% bandında mevduat öneriyorlar.
Aşağıda 1 yıllık tahvil faizlerinin kıyaslamasını da paylaşalım
2023 ocak ayından 2024 ocak ayına yaşanan artış orada…
Düşük gösterge faiz oranlarıyla yapılan değerlemelerin…
Düşük faiz oranlarıyla uçurulan şirketlerin… (Bir süreliğine) sonuna geldiğimizi düşünüyorum
Bugünkü yazısında Doç. Dr. Soner Gökten hocamızın tahvil piyasasında boğa beklentisi var.
Boğa verilerde açıkça görülmekte…. Kurbana yetişse bari diyelim 🙂
Sevgiyle kalın.