Bankacılar çalışırken yıllarca sustu.. susturuldu..
Ekmek parası derdindeydi .. işsiz kalmaktan korktu … korkutuldu…
Gecesini gündüzüne katarak ..
Tükenmenin sınırına gelerek
Haksızlıkların acısını çekerek
Çalıştı … çalıştırıldı.
Zar zor emekli oldu.. umduğunu bulamadı.
Küstü… küstürüldü .
Bankacı konuşmaya konuşmaya
Kendi sesini unuttu …
Şimdi SESini bulma
Sesini duyma…
Sesini çıkarma zamanı …
Yıllarca konuşmamış, sesini içine atmış, kuytu köşelerde sessizce fısıldamış İnsanların yeniden konuşması, sesini çıkarması hele yüksek sesle ünlemesi … kolay değildir. İnsanın sesi kendine bile yabancı gelir başta. “Bunu ben mi söylüyorum şimdi ?” dedirtir. Bazısı artık hiç konuşmak istemez, sadece dinlemeyi bilir, belki biraz da alkışlamayı … Olsun o da sestir. O da “ Ben varım, sizi duyuyorum , görüyorum, onaylıyorum ..” demektir . Bir de sessiz, sakin, köşesine çekilmiş , ne konuşan, ne dinleyen , ne duyan , ne de umursayanlar vardır. O da bir seçimdir . Ve her seçim bir vazgeçiştir.
Kariyer , az çok yönü, yolu, süresi belli olan bir yoldur . Emeklilik … sonu belli olmayan, nerede biteceği bilinmeyen bir yola girmek gibi. Biraz kalabalıklara karışmak , biraz yalnız kalmak gibi. Bazen bir ikinci bahar… bazen de soğuk bir kış gibi. Bir yanda boş zamanların keyfini sürmek, yıllarca yapamadığın şeyleri yapmak, kendine zaman ayırmak … bir yanda zorlu geçen yılların bıraktığı izlerin anısını taşımak ve belki de yeni hastalıklarla tanışmak gibi…
Emeklilik maddi ve manevi açıdan çok iyi planlanması, yaşanması , yönetilmesi gereken bir süreçtir. Bankacıların çalışırken en büyük tesellisi , zorluklara dayanma gerekçesidir: “ Emeklilikte rahat etmek “ . Kurumlarına , sandıklarına güvenirler . Primleri tıkır tıkır ödenir . Arkalarında ülkenin en büyük kurumları vardır.. bilirler. Emekliliklerinde iyi bir maaş almak , sağlık haklarından sorunsuz faydalanmak en büyük motivasyonu ve tesellisidir bankacıların… Bunun için katlanırlar çoğu zaman fazla mesailere, ağır hedeflere, anlamsız mobbinglere…
Ülkenin genelinde var olan geçim krizi şimdi Banka çalışanlarını ve emeklilerini de vuruyor . Her yerden “ Geçinemiyoruz !” isyanı yükseliyor. Muhataplar kör, sağır, dilsiz yine… Yine sesler boşlukta yankılanıyor … Ama yine de “ Sesini çıkarmak”, “ Sesini duyurmak “ bir yaşam belirtisidir . Sessiz, suskun.. susturulmuş geçen çalışma hayatına inat, emeklilikte kendi sesini bulup biraz konuşmak gerekir. Sonsuz boşlukta hiç bir ses yok olmaz demişler… uzay boşluğunda da olsa mutlaka bir yere ulaşır ses dalgalarımız. Biz.. bir sesimiz olduğunu unutmayalım yeter…