Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan Hanımefendi, malumunuz üzerinde çok konuşulan bir röportaj verdi.
Kanımca, üzerinde pek de düşünülmemiş, biraz alel acele yapılmış bir röportaj.
Zira aksi olsaydı; büyük olasılıkla Gaye Hanım başa dönmek ve cevapları değiştirmek isteyebilirdi.
Efendim,
Röportaj vermek tabi ki Gaye Hanımın takdiri ve tercihidir.
Özgür iradesinin tezahürüdür.
Lakin bu hususta naçizane birkaç kelam söylemek, düşüncelerimi dile getirmek isterim.
Bence, görevi milli paranın varlığını ve değerini korumak olan Merkez Bankası Başkanları PR çalışması içerisine girmemeli, siyasi davranış eğilimiyle mukayese edilebilecek veya benzeştirilebilecek demeçlerden kaçınmalı, iktisadi yönlendirme kudretlerinden dolayı ekonomi özelindeki iletişimi sadece kurumsal iletişim kanallarıyla tesis etmelidir.
Şayet bir röportaj verecekse dahi bunu bir ekonomist veya ekonomi gazetecisi ile, önceden üzerinde ince elenmiş ve sık dokunmuş bir çalışmaya dayalı olarak gerçekleştirmelidir.
En azından ben böyle düşünüyorum.
Zira gelişmiş ülkelerdeki merkez bankası başkanlarını gözlemlediğimde gözümün önüne gelen davranış şekilleri bunlar.
Dedim ya, başkanın kendi kararı…
Lakin ne var ki işte birkaç gündür olduğu gibi ulusal hatta uluslararası medyanın cımbızla çektiği ve üzerine yorumlar getirdiği demeçler ağızdan kaçabiliyor…
Ve ne yazık ki, belki de Gaye Hanım istemeyerek söylemiş olsa da makamın getirdiği iktisadi yönlendirme kudreti yanlış anlaşıldım veya onu demek istemedim imkanını kendisinin ellerinden alabiliyor.
Efendim benim Gaye Hanımefendinin açıklamalarından iki husus dikkatimi çekmiş vaziyette…
Biri bana göre bir gaf, ikincisi ise son derece insani bulduğum bir gerçeklik.
Birincisi, Gaye hanımın İstanbul özelinde dillendirse de esasen yani sözün özü niteliğinde olan ‘Türkiye’deki konut fiyatlarının YÜKSEK OLDUĞU tespiti’.
Bence bu bir gaftır.
Çünkü gaye Hanım TCMB Başkanı olarak iktisadi yönlendirme kudretine sahiptir.
E haliyle yabancı, Türkiye’deki konut fiyatlarının pahalı olduğundan hareketle; konut alımını devalüasyon beklentisiyle erteleyebilir, sukuk satışları negatif yönlü etkilenebilir, yabancı borsadaki gayrimenkul yatırım ortaklığı hisselerini almaktan imtina edebilir…
Kısaca gaye hanım bu tür bir mesaj vermemeliydi.
Piyasadaki varlık fiyatlaması hakkında net mesaj verecek bir yorumdan kaçınmalıydı diye düşünüyorum.
İkincisi ise Gaye Hanımın market fiyatlarını apartman görevlisi Sadık Abi’ye sorması.
Bence bu çok insani bir davranış.
Düşünsenize, Gaye Hanımın elinin altında liyakatli uzmanlar ve devasa veri seti var.
Sıklıkla güncellenen ve her türlü ekonometrik tahminin anlık olarak kendine sunulabileceği bir insan kaynağından ve veri setinden bahsediyoruz.
Ne var ki Gaye Hanım, fiyatların gidişatını veri setinden takip etmek yerine, Sadık Abi’den teyit ediyor.
Bunu bizzat kendi söylüyor.
Çok insani buluyorum.
Zira, uzunca bir zamandır enflasyon ne oldu diye TÜİK ile ENAG arasında gidip geldik.
O yüzden bizler de fiyatlara kendimiz bakıyoruz, enflasyonu kendi yöntemlerimize göre algılamaya çalışıyoruz.
İşte bu nedenle Sadık Abi çok önemli bir görev üstleniyor ve Gaye Hanımın demeçlerinden anlaşılacağı gibi aslında Merkez Bankası’nın en doğru şekilde bilgilendirilmesi adına canla başla çalışıyor.
Hepimiz Sadık Abi’ye şükranlarımızı sunuyoruz.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Doç. Dr. Soner GÖKTEN