Geçtiğimiz haziran ayında tütün şirketleri ortak bir açıklama yaparak Türkiye’deki sigara pazarının yüzde 28’inin kaçak olduğunu açıklamıştı. Bu kaçak oranına göre devletin vergi kaybının ise 70 milyar liraya ulaştığı tahmin ediliyor.
Yine sigara üreticilerine göre, sigara fiyatlarındaki vergi ve maliyet kaynaklı yaşanan artışların bu kayıp kaçağı artırıcı bir etkiye sahip. Basit bir hesapla sigaradaki vergi yükü yüzde 82 seviyesinde. Vergideki tüm değişiklikler, hem kayıp-kaçağa hem de tüketiciye doğrudan yansıyan bir etkiye sahip. İşin bir de enflasyon tarafı var… Tütün ürünlerinin enflasyona etkisinin yüzde 3.5 seviyesinde olduğu belirtiliyor.
Bu arada hatırlanacağı üzere vergi sistemimizde tütün ürünleriyle ilgili üç ayrı kalem var; ilki nispi denilen yüzdesel rakam, ikincisi ise maktu denilen sabit rakam. Üçüncüsü de asgari maktu… Yani tabanı oluşturan minimum alınan vergi.
Burada asıl tartışılması gereken konu aslında tam olarak şu: Sahte ve kaçak tütüne yönelenler genelde orta ve alt segment kullanıcılar. Dolayısıyla fiyat maktu ve asgari maktu ile arttığı zaman bu kesim etkileniyor. Yani maktu ve asgari maktudaki artışın düşük fiyatlı ürünler üzerindeki etkisi, pahalı sigaralara göre daha fazla. Aynı etki, nispi düşer, maktu artarsa da geçerli… Uzmanların görüşüne göre böyle bir uygulama, aşağıdaki fiyatları yukarı çekecek bir etkiye yol açacak. Yani nispeten fiyatı ucuz sigaralar çok fazla pahalı olacağı için, bu artış aslında alım gücü düşük kesimin cebine dokunacak.
Ayrıca sektör temsilcilerine göre sigara fiyatlarının ÜFE’ye bağlı kalması halinde önümüzdeki dönemde TÜFE’ye yukarı yönlü olumsuz bir etkisi olabilir. Fiyatlardaki bu artış nedeniyle ayrıca sigaradaki kayıp-kaçak kullanımındaki artış daha da artabilir…