Bankaların Blokzinciri Markaları Hazır, Sıra Yasal Düzenlemede

Türk Patent internet sitesinden yaptığım çok basit bir aramayla hiç de fena sonuçlara ulaşmadım ve gördüm ki bankalarımız arka planda olası gelecek hizmetler için hazırlıklarını yapıyorlar.

Doç.Dr. Burak Özdoğan

Doç.Dr. Burak Özdoğan

Geçtiğimiz günlerde ünlü banka JP Morgan’ın dijital cüzdan hizmeti için yaptığı marka tescil başvurusuna dair bir haber gözüme çarptı. JP Morgan malumunuz blokzinciri alanında yaptıkları, denedikleri ve gelecek planlarıyla örnek alınması gereken finans kuruluşlarından biri. Bankanın tepe yöneticisi Jamie Dimon her ne kadar kripto paraların geleceğine inanmadığını beyan etse de kurumu bu alanda çok önemli bir oyuncu haline dönüşmüş vaziyette. Ben de geçmiş yazılarımdan birinde Türk bankalarına JP Morgan’ı örnek almalarını tavsiye etmiştim.

Marka tescil haberini görünce merak ettim acaba bizim bankalarımızın dijital cüzdan tarafında bir marka tescilleri var mı diye. Öyle ya kripto varlıklara ve sanal varlık hizmet sağlayıcılara yönelik yasa için gözler mecliste. Türk Patent internet sitesinden yaptığım çok basit bir aramayla hiç de fena sonuçlara ulaşmadım ve gördüm ki bankalarımız arka planda olası gelecek hizmetler için hazırlıklarını yapıyorlar. Hemen göz atalım;

Garanti bankasının iki marka tescili dikkatimi çekti, ilki “b-token” adlı tescil bu yılın Şubat ayında, diğeri ise hemen bir ay sonra “garanti bbva kripto” adlı tesciller. Her iki tescilde de logolar yer alıyor. Ne yazık ki tescil detaylarındaki açıklamalar çok kapsayıcı ve jenerik olduğu için bankanın bu markaları tam olarak hangi amaçla kullanacağını anlamamız mümkün değil ancak b-token ile ilgili planları merak etmiyor değilim.

İş Bankası ise ilk etapta Nisan 2023’te aldığı “maxiverse” tesciliyle dikkatimi çekti. Bu marka ismini bankanın gelecek planlarına dair çok değerli bir ipucu olarak görüyorum zira benim de tüm yazılarımda vurguladığım gibi kripto varlıklara yönelik hizmetler bu işin sadece başlangıç noktası. Esas gerçek ekonomik alan metaverse evrenlerinde şekillenecek ve pastanın büyüğü de yine bu sanal ekonomi üzerinden dağıtılacak. O açıdan “maxiverse” tescili, her ne kadar bankanın bu alandaki planlarını bilmesem de beni heyecanlandırmaya yetti.

Maxiverse’ün yanı sıra bankanın kripto ve meta tarafında bir dizi marka tescili de hazırda bekliyor. Söz konusu tescillerin tamamı yine 2023 yılında alınmış. Bankalarımızın tıpkı uluslararası bankaların yaptığı gibi zaman zaman bu tip gelecek planlarına dair ipuçlarını kamuoyuyla paylaşmalarının da değerli olacağını düşünüyorum.

Akbank’ın oldukça idealist bir girişime dönüştürdüğü ReFi Türkiye markası sürdürülebilirlik odaklı ve çok yönlü bir web3 girişimi olarak karşımıza çıkıyor. Banka’nın bu marka ve altyapı üzerinden gelecekte hangi ürün ve hizmetleri sunacağı ise benim çok merak ettiğim konulardan biri zira web3 ve yeni nesil finansal sistemlere dair bankalarımız arasında gördüğüm en somut adımlardan biri ReFi Türkiye oldu.

Öte yandan Akbank’ın “chippara coin”, “ak coin” ve “tosla coin” gibi marka tescilleri de markanın kripto varlık tarafında da atmaya hazırlandığı adımları simgeliyor. Akbank’ı bu noktada diğer bankalardan ayrıştıran bir diğer husus da söz konusu marka tescillerini 2018 gibi diğerlerine kıyasla oldukça erken bir tarihte almış olması.

Yazımın başında da söylediğim gibi yaptığım tescil araştırması oldukça basit bir çalışmaydı. Yani bankalarımızın içinde kripto, coin, metaverse gibi ayırt edici kelimeler kullanmadıkları ancak blokzinciri ve web3 için kurguladıkları markaları anlama şansım yok. Öte yandan bulduklarım dahi dünyadaki birçok ülke bankalarından teknolojik altyapı, nitelikli insan kaynağı ve çeviklik bakımından pozitif yönde ayrışan bankalarımızın finansal ürün ve hizmetlerin geleceğine yönelik çok önemli bir vizyonu temsil eden blokzinciri ve web3’e de hazırlandığını ortaya koymuş oldu.

Elbette bankaların her düşündüklerini ya da hazırladıklarını hızla hayata geçirme imkanı bulunmuyor. Bunun ana nedeni oldukça katı yasal düzenlemelerle çerçevesi çizilmiş bir alanda faaliyet gösteriyor olmaları. Bu noktada artık iş yasa yapıcılara ve dolayısıyla kamu otoritesine düşüyor. Yine kanımca eli kulağında olan “kripto yasası” bankaların bu noktada önünü açacak ve bu zamana kadar arka planda yapılan çalışmaların çok kısa bir süre içerisinde gün yüzüne çıkmasını sağlayacak. 2024 yılını kripto yılı olarak ifade etme sebeplerimden biri de işte bu kendi içimizdeki yani Türkiye’deki daha regüle ve ayakları yere basan kripto varlık ekosistemine doğru gerçekleştirdiğimiz yolculuktur.

Exit mobile version