Müdür seçimi;
Gariptir siz bankadan ayrılsanız da müdürlük üzerinize yapışır hala müdürüm nasılsın? diye arayan eş dosttan sıkılmaya başlarsınız. Oysa siz çoktan müdürlüğü unutmuşsunuzdur ama müdürlük sizi unutmaz.
Müdür için gelen, hatta müdür ile dolaşan müşteri çok fazladır, sizinle birlikte hareket eden müşteriler her bankada vardır. Eski şube müdürünün yeni şubesine almak istediği müşteri problemi bankaların en önemli iç sorunlarından biridir. Sağ şubeden sol şubeye müşteri değişir ama bankanın bilançosu değişmez! Bu yüzdendir sıcak bakılmaması. Oysa müşteri devir eden şube her zaman dayak yer, alan ise kazanır oyunu!
Oyu kazanmak çok önemlidir! O yüzden o oy için neler yapıldığını siyasette çok iyi görürüz. Oyun içinde oyunlar döner oy için.
Neyse konumuz bankacılık oyunu! Eskiden en çok yapılan dolandırıcılık türüydü banka personeli gibi davranıp şube holünde elinde parası olan müşteriden parayı sayayım diyerek alıp sonra da ortadan kaybolan uyanıklara çok rastlanırdı. Daha sonra anlaşılırdı, parayı alanın dolandırıcı olduğu! O yüzdendir şube kamera sistemleri. Kim kime ne verdi görülür. Bankacıların taktığı kimlik kartları dolandırıcıların eseridir. Nelere şahit olur o kameralar, bir dönem onları seyrederek geçmiştir hayatım! Sessiz, olduklarından, her izlediğiniz kişi şüpheli olarak görünmeye başlar, bir süre sonra sapla samanı ayırmak oldukça güçleşir. Eskiden siyah beyaz görüntü vermeleri sebebiyle hoş bir nostaljisi de vardı şube görüntülerini seyretmenin.
Şube müdürleri tanıştırılırken bankanın müdürü denir şubesi söylenmez. Denizbank’ın Müdürü, İş Bankası Müdürü denir. Bankacılık güven işidir şube personeline başta müdür olmak üzere güven duyulması gerekir o yüzden bankacı rengidir lacivert takım elbiseler! Kahverengi güvensizliği temsil eder, bankacılıkta pek tercih edilmemesinin nedeni budur.
Şimdilerde büyük paralar kazananların, şube müdürü tarafından dolandırılmasına şahit oluyoruz. Oyun farklı dönüyor; güven veren isimler güven veren şube müdürünün aldım verdim ben seni yendim şeklindeki oyunu yüzünden mağdurlar. Oyuna katılıp da kar eden olsa da sonuç berbat! kararan bir çok hayat var! Oyunuzu daha çok kazanmaktan yana kullanırsınız basit bir kuraldır risk ve getiri eşittir yani ne kadar risk alıyorsanız o kadar kazanma ve kaybetme şansınız artar. Finansal okur yazarlık yeterli olmadığından çok kolaydır kazandırmak ve kandırmak!
Banka dışı ilişkiler olması sebebiyle banka bu durum sorumluluk almaz! Kayıtlarına giren bir para olmadığından tazminat doğmayacağını düşünen çok ama iş yargıdadır sonuçta!
Bu şube müdürünün sözde başarısı yüzünden, diğer işlerini iyi yapan müdürler kendilerini ne kötü hissetmiştir “…bakın işte neler yapıyor siz neden yapamıyorsunuz…” diyen idariciler var mıdır?
İyiler her zaman kazanır “siz doğru olun kem belasını bulur” derdi bir büyüğümüz kulakları çınlasın!
Her bankada yolsuzluk ve kötü niyetli uygulamalar vardır; zamanında başka bankadan alınan bir şube müdürünün neler yapmış olduğu aklıma geldi ama yazmanın anlamı yok! İyi örneklerle hayatımızı güzelleştirmeliyiz.
Kötü her yerde zaten.
Müdürün eskisinden müfettişin yenisinden korkacaksın derlerdi! Genç müfettiş kardeşlerimiz olayı zaten raporlamışlar.
Bu kadar paraların döndüğü suistimal örneğinde olayın vergi boyutunu da unutmamak gerek, gelir varsa vergi de olmalı!
Çok para oyunu bozuyor, daha çok para daha çok bozuyor. Bakalım daha neler göreceğiz.
Siz hep güzel günler yaşayın dürüst insanlara denk gelin. Paranın bozduğu çok insan tanıdım, unutmayın en fakir insanlar paradan başka kaybedecek bir şeyleri olmayanlardır.
Olayda bir de “hoca” geçiyor ben de bir öğretmen çocuğu olarak hoca kelimesini hiç sevemedim öğretmendir benim seçimim. Gerçek öğretmenlerin ellerinden saygıyla öperim öğretmenler günleri kutlu olsun.
Ertuğrul Sadıkoğlu
ertugrulsadikoglupm@gmail.com