Çıkmaza Girdik, Nasıl Çıkarız?

Prof.Dr. Esfender Korkmaz yazdı:

Esfender Korkmaz

2022 yılında, Türkiye’nin fert başına GSYH’sı, Arjantin, Rusya, Romanya, Litvanya, Çin gibi ülkelerden daha yüksek idi. 2023‘te bütün bu ülkeler bizi geçti, biz geride kaldık

Fert başına GSYH hesabını dolar kuru etkiliyor ve fakat sonuca bakarsak refah seviyesi de her zaman dolara bağlı kalıyor. Sonunda dolara göre dengeye geliyor.

2023 yılında GSYH düşük kaldı ,2024 yılında da düşük kalması bekleniyor.

Prof. Steve Hanke 2022 yılı için Dünya Sefalet Endeksini yayınladı. Bu endeks; İşsizlik, enflasyon, faiz oranı ve milli gelir gibi ekonomik göstergeler esas alınarak hesaplanıyor.

Bu endekste ilk sıra sefaletin en fazla olduğu ülkeyi gösteriyor. 2022 yılında birinci sırada Zimbabve, ikinci sırada Venezuela var.

Türkiye’nin sırası;

Başkanlıkla birlikte halkın refah seviyesi çok hızlı geriledi.

2022 yılı sefalet sıralamasında Türkiye Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı.

Bu tablo ve aşağıdaki grafikteki yerimiz şahsen beni çok rahatsız ediyor. Her vatanseveri de etmesi gerekir?

Bir ülkenin itibarı, başkanın sarayları ile mi ölçülür, yoksa halkın refahı ile mi ölçülür? Bu toplum artık hiç olmazsa kendi doğrusunu görmelidir.

Aslında TÜİK veriler Türkiye refah seviyesinde 2011 yılına kadar iyileşme oldu ve bu yıldan sonra aşırı bozulma yaşadık.

Yani gelir dağılımı daha çok bozuldu. 

Ekonomik istikrar zaten dikiş tutmuyor. Seçim sonrası Mayıs ayında TÜFE beklentisi yüzde 70’ üstündedir. 

Bu krizden nasıl çıkarız?

Bu krizden çıkmanın iki temel altyapısı var;

İlki; Demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığını yeniden getirmektir.

Bugünkü iktidar bunu yapamaz. Anayasa Mahkemesi kararına, Cumhurbaşkanı ve MHP genel başkanının tepkisinden anlaşıldı ki, bu günkü İktidar Anayasayı değiştirip devlette ve siyasette denetimi tamamıyla kaldırmak istiyor. Bu durumda güven sorunu ve birlikte kriz de dip yapar. 

İkincisi; popülist politikaları kaldırıp, kamuda şeffaflık ve etkinlik kriterlerini getirmektir.

Bu demektir ki siyasi iktidarın seçim odaklı iktisat politikalarını kaldırıp, kaynakların etkin dağıtılması esasına dönük politika oluşturması gerekir. Ancak Popülist politikalar kalkarsa, siyasi iktidar da kalmaz.

O zaman bir umut, muhalefetin ve halkın tepkisine kalıyor. Halk iktidarı zorlarsa o zaman iktidarın yapması gerekenler;

Exit mobile version