TCMB tarafından 7 Eylül 2023 tarihinde yayınlanan ‘Menkul Kıymet İstatistikleri’ son derece ÖNEMLİ ve İLGİ ÇEKİCİ bir DETAY BARINDIRIYOR!
Her ne kadar ekonomi ve finans medyasında gündeme gelmemiş olsa da;
Paramedya geleneği devam etsin ve bir kez daha ÖNCÜL OLARAK FARKINDALIK YARATALIM!
Yurt dışında yerleşik kişilerin portföyündeki net değişimlere bakıldığında,
25 Ağustos 2023 – 1 Eylül 2023 haftası itibariyle,
Yurt dışında yerleşiklerin yani kısaca YABANCILARIN,
DİBS yani kısaca DEVLET TAHVİLİ varlıklarının -20,3 milyon Dolardan 375 milyon Dolara çıktığı TCMB tarafından açıklandı.
Yani kısaca YABANCILAR yaklaşık 350 milyon Dolar Tahvil alımı gerçekleştirmiş!
Bu gelişmenin ekonomistler arasında BANGIR BANGIR yer bulması gerekirken bir baktım ki SES ya da SEDA YOK!
Gördüğüm kadarıyla, ekonomist Sait Ürünlü dışında sosyal medyada bu konuyu altını çizerek ifade edene ve kayda değer yorum yapana da rastlamadım.
Hâlbuki Remzi Özdemir’in de Tele 1’de yaptığı değerlendirmelerde bahsettiği gibi;
Türk Tahvillerinde neredeyse 3 yıl sonra İLK KEZ KARŞILAŞTIĞIMIZ bu tür bir YABANCI ALIMININ üzerinde kalın harflerle durmamız gerekiyor.
Efendim,
Türkiye’ye gelecek dövizin mevcut konjonktürde en sağlıklı şekli; DİBS’lerin yani Devlet İç Borçlanma Senetlerinin yabancılar tarafından alınmasıdır.
Yani BORSA değil, yabancıların TÜRK TAHVİLLERİNİ ALMASI sürdürülebilir döviz girişinin başladığına ilişkin EN ÖNEMLİ GÖSTERGEDİR.
Nitekim TCMB Başkanı Hafize Hanımefendi demeçlerinde temel hedefin yabancıların Türk Tahvillerine olan ilgisini artırmak olduğunu açık seçik ifade etti.
Şimdi,
Tahvil fiyatıyla, faiz arasındaki ilişkiden basitçe bahsedelim.
Faiz artıkça tahvil fiyatı düşer,
Faiz azaldıkça tahvil fiyatı artar.
Yani tahvil fiyatı ile faiz ters orantılıdır.
O halde tahvili UCUZKEN ALMAK demek,
FAİZ YÜKSEKKEN ALMAK demektir.
Ve bir adım ilerleyelim.
Bir an için kendinizi YABANCI YERİNE KOYUN!
Türkiye’de OVP’de enflasyon hedefleri konulmuş.
KKM’den çıkış amacı netleşmiş.
Ve otorite yani TCMB birinci ağızdan KADEMELİ FAİZ ARTIŞINA devam edileceğini teyit etmiş.
Ne demek bu?
Eğer siz ŞU ANDA TÜRK TAHVİLİ ALIRSANIZ,
Bir sonraki faiz artırımında ZARAR EDECEKSİNİZ!
O halde bu yabancı tahvil alışı neyin nesi?
Göz göre göre zarar mı etmek istediler yoksa henüz bilmediğimiz bir durum mu var.
Her zaman olduğu gibi,
MADDE MADDE aşağıda alternatifleri yazdım.
Benim aklıma gelmemiş olanlar tabi ki olabilir, lakin en azından aşağıdaki soruları sormamız gerekiyor.
- Bankalar ellerindeki TOKSİK TAHVİLLERİ (Endekslenmişler de olabilir) tezgah üstü piyasada ZARAR KES yaparak yabancıya mı sattı? Şayet böyle ise, bankalar üzerinde ne kadarlık bir zarar kaldı? Ve eğer böyleyse bu tahviller ağırlıklı olarak özel bankalardan mı yoksa kamu bankalarından mı satıldı? (Not: DİBS dağılımını inceleyeceğiz).
- Biliyoruz ki yabancı fonlarla detaylarını bilmediğimiz bir toplantı yapıldı. Şayet, bu fonlardan Türk Tavillerine yatırım yapıldı ise, bir sonraki para politikası toplantısında politika faizinin pas geçileceği ve/veya 100-200 bp gibi etkisiz bir artırım olacağına ilişkin güvence mi verildi? Zira olağan tahvil yatırımı koşulları için ikinci bir yüksek düzeyde faiz artışı yabancıların zarar etmesine neden olur.
- Şayet faiz artırımı çerçevesinde yabancı fonlara herhangi ön bir güvence verilmediyse, yabancı ikinci bir yüksek politika faiz artırımını göze alarak neden geldi? Acaba yabancının amacı aldığı tahvilleri teminata vererek ve kur karşısında hedge pozisyon alarak elde edeceği TL ile borsaya mı girmek?
Değerli okurlar,
Bu üç soru birbiriyle bağlantılı.
Yakın zamanda gerek politika faizi kararıyla,
Gerekse de yabancıların açıklanacak olan DİBS pozisyonlarındaki değişimlerle durumu çok daha net gözlemleme ve anlama fırsatı bulacağız.
Lakin bir kez daha tekrar edelim,
Eğer yabancı geldiyse NET OLARAK İFADE EDELİM,
350 milyon Dolarlık Türk Tahvili alarak 25 Ağustos 2023 – 1 Eylül 2023 haftası itibariyle ÖNCÜL BİR SİNYAL VERDİ!
İşte bu aşamada PPK kararı ÇOK DAHA ANLAMLI hale geldi!
Sevgi ve vicdanla kalın.
Doç. Dr. Soner GÖKTEN