TATİL,
Tatilden yazı yazmak zor oluyor bu yüzdendir yazıya verdiğim uzun aralar. Bir yandan deniz kum güneş diğer yandan birçok tatsız konu; hangisinden başlasam derken yazıyı soran patronlar! Tatil yapmak çalışmasanız da mümkün değil! Hangisinden başlasam diyorum. Para Medya yöneticileri, sen özgürsün sen seç diyerek topu bana atıyor!
Güvenlik Görevlisi kardeşlerim geçinemiyorlar oldukça zor şartlarda hayatlarını sürdürmek zorunda oldukları gerçeğini yazsam sonuç değişmiyor belki ama bir ses bir nefes olabiliyoruz.
Çağrı Merkezlerinde tatilsiz çalışma koşulları hiçbir bayram tatile gidemeyen yoğun iş temposunda 7/24 kesintisiz hizmet verme yarışında olmayı mı yazsam diyorum gene aynı sonuç değişmiyor hizmet yarışı bizi yok edercesine devam ediyor. Bayramda tatil yapsa çalışma arkadaşlarımız ne olur acaba! Bizler hizmet almazsak birkaç gün ne olur acaba?
Şubelerin bir bir hatta topluca bu iş yapılmaz diyerek, bankalarını terk eden, EYT olup yeni kariyer peşinde koşan çalışma arkadaşlarımı yazsam diye düşünüyorum ama güneş gözüme geliyor tam göremiyorum.
Şubelerin içerisinde çaresizce eleman eksiğini hissettirmeden işlerini özveriyle yapmaya çalışan Şube Müdürlerini mi yazmak lazım, müşterilerinin yanında olup üst yönetimlerin hatalı uygulamaları onlara yansıtmadan hizmet vermeye çalışan arkadaşlarımı mı yazmalıyım!
Segmentinde hiç çalışan kalmamasına rağmen segmentlerini yöneten yöneticileri mi yazmak lazım. Belki de! Her gün istifa eden burada çalışılmaz diyerek ayrılıp yeni bir kariyer planlaması içerisinde olan arkadaşlarımızı yazmalıyım! Segment Müdürü yüzünden ayrılanlar olmasına rağmen buna göz yuman insan kaynaklarını yok sayan kaynak yöneticilerini mi? yazmak lazım belki de!
Emekli olmasına rağmen geçim sıkıntısını ilk yıllarda üzerlerinde hisseden emekli arkadaşlarımızın durumlarını yazmak gerek. Her gün gelirleri eriyen sabit gelirlilerin gözlerinin içi gülüyor mu acaba! Bu durumda olmamızın biraz da sebebi, gözlerinin içi gülen kamu yöneticilerinin yaptıkları hatalı politikalar değil mi? Enflasyonla mücadelemiz bile uzun bir yazı konusu olabilir belki de!
Mete Gazoz nefis bir dünya şampiyonluğu getirdi ülkemize iyi ki var. Mete gülen yüzümüz bunca sorunlar varken hayatımızda. Kadın Voleybol Takımının Başarısı bizim hayat enerjimizi arttırıyor, İyi ki Voleybol ülkesinde yaşıyoruz. Şahika Ercumen’in kırdığı 100 m serbest dalış dünya rekoruna ne demeli! Kızlarımızın başarıları sayesinde hayata mutlu umutlu bakıyoruz, onlarla gurur duyuyoruz. Dünya Şampiyonumuzun İbrahim Çolak’ın adının Antalya’da bir salona verilmesinden ne çok mutlu oluyoruz. Başarıların takdir edilmesine ne çok ihtiyacımız var çok. Sponsorluklar ve bankalar başlı başına bir yazı konusu olarak duruyor, sahi bu başarıların arasında Bankalarımız nerede duruyorlar!
Tatilde yazı yazmak çok zor!
Kredi bulamayan işletmelerimizin durumlarını yazmak gerek diyor arkadaşım hatta yönetim kurulundan aranarak kredi çıkartılan iltimaslı işletmeleri yaz diyor şaibeli kredileri yaz diyor ısrarla! Bölge Müdürlerinin, Kredi yöneticilerinin Şube Müdürlerinin altında ezildiği dosyaları yaz diyor arkadaşım.
Terliğim koptu zaten parmak arası terlikten hiç hoşlanmamıştım ama çabuk kuruyor diye yanlış seçimlerime onu da eklemiştim. Hayatımız hatalı yaptığımız seçimlerimizin alt toplamı olarak akıp gidiyor. Terliğimi çöpe atıp yenisini almam lazım. Çok eskilerde tatil deyince yatıp uyuma anlaşılırmış şimdilerde nereye gitsem telaşına dönüşmüş durumda benim içinse yeni bir terlik arayışına dönüşüyor… Uzanmışım kumsala…
Uzanmışım kumsala!
https://www.youtube.com/watch?v=vudLXNM1uX0