Ne güzel bilmecelerimiz vardı bereket üzerine “pazardan aldım 1 tane eve geldim 1000 tane” gibi. Halka açık olup ta borsalarda işlem görmeyen, Almancı diye bilinen çok ortaklı Şirketlerin hisse senetleri için yerinde olan bu atasözü, bu şirket ortakları, şirketi ele geçiren ortaklar tarafından yıllarca mağdur edildiklerinden veya ortaklık belgelerinin kaydı dahi tutulamadığından artan mağduriyetin ’’çözüm adresi’’ yine borsamız olmuştu. SPK 2011 yılında yapmış olduğu bir düzenleme ile 500 ve üstü ortağa sahip şirketlere İMKB’de işlem zorunluluğu getirdi. Böylece Almanya’da çalışıp da paralarını bu şirketlere yatırım yapan gurbetçilerimiz, ’’kabus’’tan uyandı ve hisselerini Pazar/platform da satarak, Borsamızın finansörü yatırımcılara. Maksat hasıl oldu 1 adet oldu 1000 adet, pazardan alan ‘’finansör yatırımcı’’nın 2 adeti’ de oldu 1 adet.
Yılardır yarayan kanayı yine ‘’Finansör Yatırımcı‘’ çözdü, ancak PİÖP pazarı amaç hasıl olmasına rağmen ‘’pazar’’ düzenlemesine gidilmeyince finansör yatırımcılar ‘’mağdur yatırımcı’’ oldu.
Amacı net olan platform, yeni gelen yatırımcı için ‘’azap platformu’’ olurken ,SPK ana ve alt pazarlarda işlem gören şirketlerden Halka açıklık oranı %5 in altı olan şirket hisselerinin SPK tarafından yaratılan formülle “platforma” alınması kararını aldı. Tezgahtan rafa alınması ile birlikte ‘’Azap platformu’’ mağdurları arttı. Hem de ne şirketler.
Değil 1000 olmak yarısını kaybettiler.
PÖİP’in fıtratına ters uygulama ile, neden mi? PÖİP ne için kuruldu, yurtdışında yaşayan vatandaşlardan alınan paralarla Türkiye’de yatırım amaçlı kurulan “şirket ortaklarını” kurtarmak için, tahmini 100’e yakın halka açık ortaklığın “İMKB’de işlem görmesi için yapılan çağrıya icap edenler” pazar şartlarına uygunlukları açsından tasnif edildi.
Ve bir kısmı bu pazara alındı. Maksat “hakim ortak” tarafından mağdur edilen yatırımcının “ortalıktan çıkmasını” sağlamaktı, çünkü bu ortaklar temettü vs alamadıkları gibi, ortaklık yapısı da tespit edilemeyen şirketlerdi vs. Bu başka bir gündem
Aslında maksat bir Pazar Platform olsun da hisse “piyasa değerinden” işlem görsün bu şirketlere yatırım yapanlar piyasa değerinden” ortaklıktan ayrılsın.
Maksat hasıl oldu. Ortakların hisse senetlerini satma imkanı doğdu, ancak “üst Pazarlarda” diyerek. yer alan ve “likidesi” yüksek Pazar yerine, “risk formu” ile yatırım yapılabilen, Yatırımcı profili açısından bu platform yatırımcılarından farklı olan, amacı “ortaklıktan çıkmak” değil “şirket değerine” yatırım olan ve bu nedenle “güvenilir” pazarlarda yatırım yapan, keyfiyeti “hakim ortağa” bağlı olmayıp yasal düzenlemelerin “güvenilir” ortamına bırakan, “hakim ortak” ile eşitlik temelli ilişkiye sahip olan ’’pazar”dan ‘’platforma’’ taşınan yatırımcılar için ‘’mağduriyet’’ pazarı oldu.
Yasal düzenleyici olarak SPK’nın ‘’ufak şirket’’ anlayışının bir sonucu olan bu durumda ‘’genetik inançlarında sorgulanması gerek, özellikle ‘’manipülasyon şirket‘’ değeri analiz ile başlayarak, bu ‘’kod’’lar ışığında ‘’pazar’’ düzenlemesi bir başlangıç olmalı. ’’Ben senin manipülasyon ihtimalini sevdim’’ ,Pazar düzenlemek değil, gerçek anlamda alışverişin olduğu Pazar, hal mi olur, semt pazarımı, köy pazarımı önemli değil, alışveriş olsun yeter. Likidesi olmayan Pazar değil.
Buraya kadar iyi niyetli bir pazarın, yatırımcıların hapsedildiği bir cezaevine dönüşmesi hikâyesini vurguladık, yatırımcılar kendi tercihleri ile değil öngörülmedikleri “yasal düzenleme riskinin” kurbanı olmuşlardır.
Belki aşağıdaki örnekler maksadın hayal olduğunun açık bir ironisi: ana Pazar ve poip firmalarının halka açıklık yüzdesi değil de: toplam hisse senedi sayısı dikkate alındığında ‘’maksat çelişkisi’’ açıkça ortaya çıkmaktadır.