Dijital Mevcudiyetiniz Kaç Lira Eder?
Ya da şöyle sorayım; bir finansal ürün olsaydınız, değeriniz ne olurdu? Bu günlerde sadece yaşamak, hayattan zevk almak, mutlu olmak yetmiyor. İyi bir iş, güzel bir kariyer ve itibar dolu bir hayat da yetmez. Sosyal medyada etkin olmak, binlerce, yüz binlerce, milyonlarca kişi tarafından takip edilmek, izlenilmek, örnek alınmak? I ıh! Yetmez.
Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki şu yukarıda sıraladıklarımın her birinden para kazanmıyorsanız kendinizi kaybetmiş hissediyorsunuz. Son olarak X’in (ah canım Twitter!) de yüksek etkileşimli hesapların sahiplerine gelir paylaşımı çerçevesinde para ödemeye başlamasıyla birlikte parayla ölçemediğimiz kalan pek az şey için hayıflanmaya başladık…
Derken imdadımıza web3 yetişti! Ne demek parayla ölçememek!!! Ölçersiniz dedi!
Bir sonraki web deneyimine verilen isim web3. Özellikle ethereum gibi akıllı sözleşmeleri destekleyen blokzincirleri sayesinde yakın gelecekte adını çok duyacağımız hatta şimdiden hayatımıza güçlü adımlarla girmekte olan bir teknolojik dönüşüm aslında. Belki bir paradigma değişimi olarak da nitelemek mümkün. Çünkü içinde bulunduğumuz ekonomik modeli, yatırım araçlarını ve “parasal değer” algımızı tamamen değiştirme potansiyeline sahip.
Ne yapılır bu web3’le?
Özünde dijital dünyada sahipliği temsil eden jetonlardan (blokzincirindeki jargonla token, izninizle ben de yazının devamında “token”ı kullanacağım) oluşan bir ekosistemi açıklıyor bu kavram. Öyle bir ekosistem ki hem fiziksel varlıkların hem de fiziksel olmayan ancak bir “değere sahip” olduğuna inandığınız tüm varlıkların dijital mevcudiyeti adına bu tokenları kullanabilirsiniz. Daha basit anlatmak için sizi 2020 yılına götürmek istiyorum.
Alex Masmej adlı genç Fransız yazılımcı, pandemi döneminde memleketindeki işini kaybedince San Francisco’ya taşınmaya ve mesleğine orada devam etmeye karar verdi. Bunun için de 20 bin dolar kadar bir bütçeye ihtiyacı vardı ancak Alex’in böyle bir parası yoktu. Alex çareyi web3’te buldu ve bir token çıkarttı. İsmi Alex Token. Alex, ihtiyaç duyduğu taşınma sermayesini elde edebilmek için gelecek 3 yıllık gelirlerinden belirli bir payı temsil eden bir token halka arzı gerçekleştirdi. Alex’in kariyerine ve parlak geleceğine inanan yatırımcılar, çıkarılan toplam değeri 20 bin dolar olan tokenları 24 saat içerisinde satın aldı! Yani Alex kendini halka arz etmişti! Elde ettiği sermaye ile San Francisco’ya taşınan Alex, kazandığı popülaritenin de yardımıyla hızla bir blokzinciri girişiminde iş buldu. Alex’in tokenların değeri de 600 bin dolara kadar uçtu!
İşte bu örnek sanıyorum web3 ile hayatımıza giren dijital sahipliğin ve parasal değere dönüştürülebilir somut ve soyut varlıklarımızın gelecek potansiyelini net biçimde açıklamıştır. Benzer şekilde geçtiğimiz hafta beta (test) sürümüyle hayata geçirilen yine web3 tabanlı bir sosyal medya uygulaması dikkatimi çekti. İsmi Friend.tech. Peki ne farkı var bu sosyal medya uygulamasının. Bu uygulamada sosyal medyadaki mevcudiyetinizi tokenlaştırıyorsunuz. Herkesin belirli bir sayıda tokeni oluyor. Ve birileri sizinle iletişime geçmek, size özel mesaj göndermek ve gelecekte bir takım başka işleri sosyal medyada sizinle yapmak isterse çıkarttığınız bu tokenlardan alması gerekiyor. Tokenların değerini ise piyasa koşulları yani arz talep belirliyor. Örneğin başlarda ünsüzken bir anda çok ulaşılmak isteyen ünlü bir sosyal medya kullanıcısına dönüşürseniz sizin tokenların da değeri artıyor böylece size erken dönemde yatırım yapanlar bu tokenları daha pahalıya başkalarına satabiliyor…
İster saçma bulun isterseniz mantıklı… Web3 ve dijital sahiliği temeline alan yeni nesil uygulamalar hayatımıza giriyor. Sayıları ilerleyen dönemde daha da artacak bu uygulamalar kimileri için yeni gelir modelleri ve fırsatlar doğuracak kimileri için ise saçma birer oyuncak olarak kalacak. Ancak özellikle tokenlaştırma meselesi yakın gelecekte dünya genelinde özellikle de kurumsal yatırım çevrelerinde en çok konuşulan konulardan biri olacak.
Nedeni ise bir sonraki yazıda…