2007 yılında, Türk Lirası dolara karşı yüzde 27 oranında daha değerli para idi. 2018 kur şoku ve 2021 faiz kararı sonrasında, TL sürekli değer kaybetti. 12 Mayıs 2023’te, dolar kuru 19,75 idi ve 2003 Merkez Bankası TÜFE bazlı reel kur endeksine göre, TL yüzde 42 oranında daha düşük değerde idi. Şimdi TL dolara karşı 12 Mayıs’a göre yüzde 33 oranında değer kaybetti ve 26,08 oldu. Yani şimdi Merkez Bankası reel kur endeksine göre TL dolara karşı yüzde 56 oranında daha düşük değere geldi.
Aslında geçmiş krizlerde de devalüasyon olurdu ve ödemeler bilançosu dengeye gelirdi. Bu defa, dalgalı kur sistemi olduğu için piyasa devalüasyon yapıyor. Ancak cari açık ve döviz sorunu devam ediyor. Çünkü imalat sanayiinde üretim ve ihracat malı üretimi ithal girdiye bağımlıdır. Yani ihracat artışı aynı zamanda ithalat artışı yaratıyor.
Öte yandan geçmiş krizlerde reel faiz olduğu için TL’den kaçış yoktu.
Ayrıca her krizde Türkiye IMF’ye gitti ve hem kredi olarak döviz girişi oldu, hem de IMF’yi çıpa olarak kabul eden sermaye girişi oldu.
Bu nedenlerle bugün TL değer kaybetmeye devam ediyor.
Bundan sonra ne olur? Ülke risklerinin yönetimine bağlı olarak değişir.
1.Reel faiz politikası;
Merkez Bankası gösterge faizi, enflasyonun birkaç puan üstüne çıkarılırsa, tüketimin maliyeti artacağı için enflasyon düşer, finansal yatırım aracı olarak TL’ye yatırım artar ve aynı amaçla döviz talebi azalır. Sıcak para girişi olur döviz arzı artar. Yatırımların maliyeti artar. Fakat zaten güven sorunu nedeni ile yatırım yapılmıyor.
Öte yandan kur artışı olmaz. TL bir miktar değer kazanır.
2.Hazine ve Maliye Bakanı Kur Korumalı Mevduat’ın, yıl sonuna kadar devam edeceğini açıkladı.
Haziran sonu itibarıyla, Kur Korumalı Mevduat hesabı 121,6 milyar dolar oldu. Yıl sonunda bu parayı bankalar TL olarak iade edecek.
Çünkü Kur Korumalı Mevduat’ta MB’nin ve bankaların döviz olarak geri verme taahhüdü yok.
Eğer eksi reel faiz devam ederse, Kur Korumalı Mevduat bitince, çoğunluk tekrar döviz mevduatına dönmek isteyecektir. Dövizi o günkü kurdan bankadan veya piyasadan alacaktır. Döviz alış ve satış farkı kadar zarar edecektir. Eğer bankadan almak isterse bankalar kâğıt üstünde işlem yapacaklar. Ama nakit çekmek isteyenler için bankalar bu nakdi, ya yeni gelen dövizden ödemesi gerekecek veya MB’den döviz alması gerekecek.
Özetle; Kur Korumalı Mevduat saadet zinciri gibi çalıştı. Sonu iyi olmayacak. Yeni kur şokları yaratacaktır.
3.Birleşmiş Milletler raporunda, gelişmekte olan ülkelerde temerrüt riskinin arttığı açıklandı.
Bu raporda dünyada gelişmekte olan ülkelerin dış borç GSYH oranı ortalaması yüzde 29 iken bizde yüzde 58,3, dış borç stoku yıllık ihracatın 1,1 katı iken bizde 2,5 katıdır.
Üstelik bizde dış borçlarda temerrüt riskini artıran sorunlar;
Dünyada tahvilleri işlem gören ülkeler içinde Kredi Temerrüt Swap oranı =CDS, en yüksek ülke Mısır, ikinci sırada Türkiye (484) var. Türkiye pahalı borç bulabiliyor ve özellikle bir yıl içinde ödenmesi gereken dış borçları çevirmekte zorlanıyor.
Dahası cari açık artıyor ve fakat yabancı sermaye gelmiyor. Türkiye IMF’ye de gitmiyor. O zaman dış borçlarda temerrüt riski yüksektir ve inşallah olmaz ama olursa dolar 50 lira olur.
Türkiye isterse bu sorunları çözebilir. Ekonomi yönetimi oluşturur. Cumhurbaşkanı müdahale etmez. Ciddi bir istikrar politikası oluşturur. IMF ile iş birliği yapar. Reel faiz politikası uygular. Millî dış ticaret politikası uygular. Bu sürekli krizden kurtulur. Kur şokları önlenir.