Net anlatacağım.
Ve yazının sonunda “KISSADAN HİSSE” ne ise, onu söyleyeceğim.
Efendim,
İşletmeler ticari hayatlarını yürütürken diğer işletmeleri satın alabilmektedir.
Bu tür devralmalar; uluslararası muhasebe ilkeleri çerçevesinde 3 numaralı finansal raporlama standardında (TFRS 3) ele alınmaktadır.
Ne Diyor Bu Standart?
İşletmeler satın alımların muhasebeleştirilmesinde öncelikle devralınacak net varlıkların gerçeğe uygun değerini belirlemelidirler.
Yani devralınacak toplam varlıklardan borçların düşülmesi suretiyle elde edilecek net varlıkların piyasa değeri bulunmalıdır.
Aslında net varlık dediği öz kaynağın kendisidir.
Bu bahisle muhasebeleştirmeye konu olan şey özkaynağın piyasa değeridir.
Buraya kadar her şey net.
Detayına girmeden söyleyelim, TFRS 13 çerçevesinde öz kaynağın piyasa değeri belirlenerek devralmanın muhasebeleştirilmesi adına birinci adım tamamlanmış olur.
Şimdi dananın kuyruğunun koptuğu,
Ve bilanço manipülasyonuna imkan tanıyan esnek kısma geliyoruz.
Yani, “ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ YERE”!
Pazarlıklı Satın Alma Manipülasyonu!
Şayet devralınacak işletmenin öz kaynağının piyasa değeri, onun için ödenecek olan bedelden (standartta buna transfer bedeli denilmektedir) düşük ise aradaki fark bilançoda varlıklar içerisinde şerefiye olarak raporlanmaktadır.
Örneğin 5 milyon TL olan işletmenin devralınması karşılığında 6 milyon TL ödediniz. Bu durumda 1 milyon TL şerefiye olarak raporlanır.
Tersi durumda,
Yani devralınacak işletmenin öz kaynağının piyasa değeri, onun için ödenecek olan bedelden fazla ise aradaki fark bu sefer yatırım faaliyetlerinden gelir adı altında kar veya zarar tablosunda raporlanır.
Örneğin 5 milyon TL olan işletmenin devralınması karşılığında 4 milyon TL ödediniz. Bu durumda 1 milyon TL kar olarak raporlanır.
Duyar gibiyim.
Yahu kardeşim nasıl olur bu?
Son derece basit.
Hadi bir mizansen yapalım ?
Soruyorum satana!
Kardeş, ne kadar istiyorsun işletmene?
Valla 5 milyon TL istiyorum.
Değerleme raporunda 6 yaparız. Ve ben sana 6 milyon TL veririm. Lakin bir şartım var.
Nedir?
Sana bu tutarı eşit taksitle 3 yılda ödeyeceğim. Kabul mü?
Kabul!
İşte bu işlem devralan işletmeye “Pazarlıklı Satın Alma Karı” yaratır.
Nasıl mı?
Taksitle ödeme yaparak!
Unutmayın, taksitli transfer bedelinin bugünkü değeri, iskonto oranı pozitif ise her zaman matematiksel olarak devralınacak özkaynağın piyasa değerinden düşük çıkar.
Şöyle ki (kolay anlaşılması için anüite bugünkü değer formülü kullanılmamıştır);
BD: Transfer bedelinin bugünkü değeri,
T: Taksit (2 milyon TL),
i: iskonto oranı ise (faiz oranı %40 kabul edelim);
Taksitli ödemenin neticesinde transfer bedelinin bugünkü değeri yaklaşık 3,17 mil. TL bulunmuştur.
Dolayısıyla standarda göre (6 mil. TL – 3,18 mil TL) 2,82 mil. TL gelir tablosunda kar olarak raporlanacaktır.
Bu sayede, yani pazarlıklı satın alma neticesinde, devralan işletmenin öz kaynakları “FİKTİF OLARAK” 2,82 mil. TL artacaktır.
Öz kaynak firma değerini ifade ettiği için, işletme değeri “FİKTİF OLARAK” 2,82 mil. TL artmış görünecektir.
Hele hele; negatif özkaynak yani teknik iflas riskiyle karşı karşıya olan bir işletme varsa,
TADINDAN YENMEZ bu pazarlıklı satın alma!
Her raporlama döneminde AL bir işletme,
Yap pazarlıklı satın alma,
Yaz fiktif karı,
Artır özkaynağı ve işlem tamam.
Negatif özkaynaktan çıktın!
Yani TEKNİK İFLASTAN YIRTTIN!
Şimdi gelelim KISSADAN HİSSEYE;
İki tanedir diyeceğim.
Birincisi: Borsa İstanbul’da böyle işletmeler var mı? Her dönem pazarlıklı satın alma yapanı, üzerine gülücükler koyanı, yangından teknik iflas kaçıranı! Bakın bakalım.
İkincisi: Bu Uluslararası Finansal Raporlama Standartları bize bol geliyor. Çünkü etik ve ilke üzerine tesis edilmiş esneklikler bizim ülkemizde çok kolay suistimal ediliyor.
Sevgiyle kalın.
Doç. Dr. Soner GÖKTEN