HABKOB’lar: Halka Açık ve Borsaya Kote Borsacılar
Bu şekilde isimlendirdim.
Son zamanlarda akademik çalışmalarım içerisinde önemli yer tutuyorlar.
Finansal verileri derliyorum ve bitirince yayınlayacağım.
Lakin bu tanımı dillendirmek gerekliliğini iyice hisseder oldum.
Nedir bu HABKOB’lar?
- Halka açık işletmedir: Payları halka arz edilmiş olan veya halka arz edilmiş sayılan anonim ortaklıktır.
- Borsaya kote işletmedir: Payları borsada işlem gören anonim ortaklıktır.
- Borsacıdır: Hisse senetleri başta olmak üzere menkul kıymetler üzerinde spekülasyon (önemli getiri beklentisiyle yüksek risk içeren bir finansal araçta yatırım pozisyonu alan, yani al-sat işlemi gerçekleştiren) yapan tüzel kişidir.
İşte bu üç özellik yan yana gelince ortaya çıkıyor: Halka açık ve Borsaya Kote Borsacılar!
‘Yahu oldu mu şimdi!’ dediğinizi duyar gibiyim.
Zira haklısınız da!
Esas faaliyeti sanayicilik, turizm veya yatırım yönetimi dışındaki başka alanlar olan halka açık ve borsaya kote işletmelerle, BORSACI tabiri yan yana gelebilir mi?
Esas faaliyeti yatırım yönetimi olan portföy yönetim şirketleri, girişim sermayesi yatırım ortaklıkları veya yatırım ortaklıkları niye var öyleyse?
İşletmeler, halka arzda esas faaliyetleri kapsamında talep toplamaya çıkmıyorlar mı?
Toplanan paralarla esas faaliyet dışı yatırım yapmak da nedir, mümkün mü?
Bunlar ve benzeri sorular gerçekten ilk etapta HABKOB tanımının çarpıklığını ortaya koymak için yeterli görünüyor. Lakin derine indikçe tanımın mevcudiyeti gözler önüne seriliyor.
Nasıl mı? Açıklayayım.
HABKOB nasıl ortaya çıkıyor?
Net anlaşılması için sırayla yani adım adım yazacağım.
- İşletme, esas faaliyet konusuyla podyuma çıkar, halka arz olur ve para toplar.
- Takip eden süreçte bu paraların ve/veya şirket üzerinden temin ettiği borcun ve/veya nakit akışının önemli bir kısmını hisse senedi yatırımında kullanır. Bunu anlamanın iki temel göstergesi vardır: (1) Varlıklarının (aktiflerinin) önemli bir kısmı ‘finansal yatırımlar’ başlığı altında hisse senetlerine ve/veya hisse senedi yoğun fonlara kanalize edilmiştir. (2) Dönem kar/zarar oluşumunun neredeyse %50’sinden fazlası finansal yatırım kaynaklıdır.
- Bu durumda şirketin sözleşmesinde belirtilen esas faaliyetleri ikincil duruma itilmiştir. Şirket adeta bir portföy yönetim şirketi gibi hareket etmeye başlamıştır. Yani şirketin faaliyet alanı pratik olarak, örneğin sanayicilikten finansal yatırımcılığa dönüşmüştür.
- Yüksek düzeyli kar sağlansa bile, artık karşımızda halka açık ve payları piyasada işlem gören bir BORSACI vardır.
HABKOB’ların yarattığı çarpıklıklar!
Gene mekanik ve madde madde bu durumun yarattığı çarpıklıklardan aklıma gelenleri sıralayacağım. Dahası da olabilir, araştırdıkça ve düşündükçe listeyi uzatmak mümkün.
- HABKOB’lar yasal mevzuatın çevresinden dolanarak gerekli şartlara tabi olmadan portföy yönetim şirketleri veya yatırım ortaklıkları gibi hareket eden tüzel kişilikler oluşmasına neden olurlar. Bu durum, özellikle finansal okuryazarlığı düşük yatırımcıların karar süreçlerinde hataya düşmelerine sebep verir. Diğer bir ifadeyle yatırımcılar, şirketin esas faaliyetine mi yoksa şirketin portföyüne mi yatırım yapmışlardır?
- En küçük bir yatırım ve/veya iş anlaşması KAP nezdinde yatırımcılara duyurulma zorunluluğuna tabi iken, HABKOB’lar yüklü miktardaki riskli menkul kıymet pozisyonları için yatırımcıları bilgilendirmemektedir.
- HABKOB’ların son yıllarda menkul kıymet yatırımlarını fon payı almak suretiyle FONLARA kanalize ettiği durumlar olabilir. Hisse yoğun esnek fonlarda, fon sahibinin adı açıklanmaz. Bu bahisle denetim raporuna baktığınızda HABKOB’larda sadece ‘hisse yoğun yatırım fonuna yönlendirilmiştir’ ibaresiyle karşılaşmanız muhtemel! Yani hiçbir DETAY yok! Bu bahisle yatırımcılarının şirketin parasının nereye gittiğini dahi bilmemesi durumuyla karşılaşılmaktadır.
- Hisse geri alım programlarında dahi, yatırımın riskliliği nedeniyle yasal olarak hisse geri alımı genel kurul kararına tabiyken ve maksimum geçmiş ve cari dönem karı kadar hisse geri alımı yapılabilirken; HABKOB’lar misal şirket nezdinde aldığı borcu yatırım fonlarında rahatça değerlendirebilir. Bu durum ise şirket yatırımcılarını muazzam bir spekülasyon riskiyle karşı karşıya bırakır.
Ve ek olarak;
2022’de torba yasaya eklenen bir madde ile şirketlerin elde ettikleri fon kar payları, dönem sonu değer artış karları ve fonun iadesi sonucu doğan kazançlar istisna kapsamına sokulmuştur. Yani ve basitçe HABKOB’lar elde ettikleri FON YATIRIMDAN KAZANÇLARI için kurumlar vergisinden muaf duruma gelmişlerdir!
Mevzubahis sermaye piyasamızın gelişmesi.
O halde muhakkak bu HABKOB’lar ele alınmalı!
Yapılacak düzenlemeyle çarpıklıklar giderilmeli.
Şirketler beyan ettikleri ESAS İŞLERİNİ YAPMALI!
Sevgiyle ve vicdanla kalın.
Doç. Dr. Soner GÖKTEN