Bu konu derin konu, ilgi alanımız da olsa, “ilmi” bizi aşar, ama kafa yorduğumuz felsefe, tasavvuf, psikoloji erbapları elbette ki metaforları, bizden iyi analiz edeceklerdir. Bizimki naçizane borsanın ‘’Balinaları, Ölü Sevicileri ’’. Yunus gibi gerçeği görür de dergâha ‘’Doğru Odun’’ taşırlar mı? Umut görünmese de bu gözle bakalım.
Bilgimiz derinliğin de bir egzersiz olarak görün ve okuyun;
Menkıbe, Sivrihisar’ın Kuşarı köyünde YUNUS adında köylü tarımla uğraşırmış, bir dönem kıtlıkla baş başa kalan köy, Yunus’tan yardım ister. Yunus ‘ta kendisinden uzakta, Sulucahöyük ’te yaşayan HACI BEKTAŞ ’ın kapısından eli boş dönmeyeceğini düşünerek, dağdan alıç toplar ve PİRİN kapısına varır. Huzura varınca, alıcı takdim eder ve ‘’Alıcımı kabul buyur. Ve karşılığın da buğday verirseniz, aşkınıza kifaf edelim’’. Yunus birkaç gün kalır ve gitmeye karar verdiğin de PİR’e haber verilir, O da sorun bakalım ne ister buğday mı, nefes mi,’’ bu soruya karşılık Yunus ’’Ben nefesi neyleyeyim, bana buğday gerek’’ der ve cevap Hünkar’a iletilir, Hünkâr ‘’alıcın her bir tanesi için bir nefes veriyim’’ der, Yunus ‘’buğday gerek der’’ o zaman alıcın her bir çekirdeği için on nefes der’’, Yunus ‘’buğday’’ der ‘’nefese’’ razı olmaz. Onun üzerine HACI BEKTAŞ, “Yunus’a” dilediği kadar buğday ‘’verilmesini emreder. Yeterince buğdayı alan Yunus köyün çıkışında ‘’Vilayet Erine vardım, bana nasip sundular. Alıcımın her çekirdeği için on nefes verdiler, razı olmadım. Ne olmayacak iş ettim. Gafil oldum, buğdayı nice günde tüketirim, nefes ise ölünceye dek tükenmez. Ola ki himmet ettikleri nasibi vereler” der ve tercihin de pişmanlık duyar ama iş işten geçmiştir. HACI BEKTAŞ ‘’Nasibin Emre Taptuk ’un yanıdır‘ ’der ve Yunus’un ‘’Seyr-i sülük‘’ yolculuğu başlar. İyi insan olma, dil, kulak, gönül yolculuğu. ’’Buğday’’ tercihi ile maddeci anlayışı benimsemişken ‘’nefes’in” peşine düşerek, dönüşüm yolculuğuna çıkar. Buğday, geçici hevesi, çıkarcılığı, madde sevgisini temsil ederken, Nefes, kanaati, erdemi, merhameti, huzura ulaştıran bilgiyi temsil eder. Buğday maddi, nefes manevi dünyanın anahtarıdır.
Aslında Sulucahöyük ’ten İstinye’ye ‘’nefes’’ ile gelen var mıdır? Birinde hep NEFS, diğerinde hep NEFES. Piyasa oyuncuları (şirket sahipleri, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketi ve oyuncular) buğdaydan başka bir şey düşünmüyorlar, ’’NEFES’’ ile de dalga geçiyorlar. Çok haneli rakamlar nasıl artırtılır organizasyonu yapıyorlar. Halk arzlar, ortak satışları vs ile ‘’ittifak havuzu’’ artarken, adres belli, Küçük Yatırımcı. Ancak küçük yatırımcının nefesi yok, çünkü o borsaya koşarak gelirken ‘’ittifak Havuzu’’ sahiplerinin işbirlikçisi çok takipçili ‘’Sosyal Medya Hocaları’’ üzerinden cüzdanları boşaltıldı. Yatırımcıların %50’sinin portföy değerleri toplamı havuzun dibini doldururken, artık havuz kurudu, dolmuyor bile. Ama “imtiyazlı havuz” sahipleri artık baş başa. Filmin sonu belli. Bilseler ki o nefesle nefsi yönetecekler, azgın iştahlarını dengeleyecek ve borsaya koşan, küçük yatırımcının servetine göz dikmektense, onları büyüterek zenginleşeceklerini anlasalar ,piyasada kuraklık olmayacak. Kuraklık başlayınca da ‘’buğday’’ olmayacak ve eldekini yiyip aç kalacaklar, hatta birbirlerinin ‘’buğdayına” göz dikecekler, sosyal medyada yer alan ‘’mesaj/haber savaşlarına’’ bakınca, sanki piyasanın ruh hali de bu görünüyor.
“Seyr-i sülük” yani yola çıkma, dil, kulak, gönül terbiyesi almak. Ne güzel bir yolculuktur. Ama yola nasıl çıkılacak, esas olan ‘’yanlış’’ ile işe başlamak ki ‘’dogru’’ bulunabilsin. 40 yıl sonra YUNUS ‘’eşikten” imtihanı geçerken, bizdeki ‘’Merhametsiz Yatırımcılar ‘’yanlışlarından arınmak yerine ‘’Doymayan nefsleri” ile ‘’doğru kapıya’’ eğri odun taşımaya devam ediyorlar. İyi insan olma yönünde bir yolculuk olacakken ‘’Merhametli Yatırımcı’’ ya dönüşmek yerine, ‘’Merhametsiz Yatırımcı’’ olarak kalıp ‘’Buğday’’ peşinde koşan küçük yatırımcıyı yok eden kimliklerinden kurtulamıyorlar. 40 yıl oldu, tövbe edeni de kurban kesip el yıkayanı da gördüm, ancak hala merhametsiz!…
Buğday geçici hevesi, çıkarcılığı, madde sevgisini temsil ederken, Nefes kanaati, erdemi, merhameti, huzura ulaştıran bilgiyi temsil eder. Buğday maddi, nefes manevi dünyanın anahtarıdır
Aristotle’sin ‘’mutluluğu etik yaşam ufkunun hemen ötesine taşımak’’, sözü ile bitireyim .Etik kurallarI ‘’denetlenebilir’’ taahhütnameye dönüştürülüp piyasa oyuncularına imzalatma zamanı,Yoksa insider,gizlilik,imtiyaz elele,bu piyasalardaki virüsün adı, ’’ittifak’’ çatırdaması, piyasa oyunuları ‘’dönüşüm’’yolculuguna çıkmayı düşünmüyor,o zman ‘’ETİK KODLAR’’ taahütnamesi devreye………