Parayla Ne Yapılmaz?

Doç.Dr.Burak Özdoğan'dan bir para yazısı daha:

Doç.Dr. Burak Özdoğan

Doç.Dr. Burak Özdoğan

Kendi finansal özgürlüğümüzü kazanmanın en temel yollarından biri düzenli gelir akışı sağlayan ancak fazlaca emek/zaman ayırmamızı gerektirmeyen yatırımlar yapmaktır. Buna pasif gelir deniliyor. Türkiye’de ise “üç tane dükkanı var her ay tıkır tıkır kirası geliyor!” cümlesiyle sanırım daha açıklayıcı bir tanım yapmış oluruz. Eminim içimizde pasif gelir alternatiflerinden yararlanmak istemeyen yoktur. Kim düzenli ek gelirlere hayır diyebilir ki!

Peki ortada bir miras da yoksa bu pasif gelire nasıl erişebiliriz?

Bir önceki yazıda çok kısa da olsa nasıl bir para kullandığımızı ve o paraya herkesin aynı koşullarda erişim imkanı olmadığını açıklamıştım. İşte paranın o özellikleri yatırım ve tasarruf planlarımızı şekillendirirken de dikkate almamız gereken özelliklerdir. Yani eğer birilerinin gelecekteki paraya diğerlerinden önce erişme hakkı/imkanı varsa (kredi yoluyla) bu onları yatırımlar açısından da diğerlerinden avantajlı konuma getirecektir.

Öyleyse bireysel bir yatırımcı olarak yapmam gereken şey bana tanınan imkan kadar borçlanmaktır. Hayır, niyetim durduk yere sizi dünyanın borcuna sokup iflasa sürüklemek değil. Ancak şunu unutmamalıyız; mevcut parasal sistemde “para” biriktirerek yaptığınız tasarrufların geri dönüşü sizi hiçbir zaman mutlu etmeyecektir.

Bunu somutlaştırmak adına şu örneği vereyim; 2019 yılında eğer birikimlerinizi dolarda değerlendirenlerden biriydiyseniz 2020 yılında o birikimleriniz 2019’dan çok daha düşük bir alım gücüne sahip hale gelmişti. Çünkü pandemi sürecinde Amerikan Merkez Bankası’nın dolaşımdaki para miktarını arttırması teknik olarak sizin bir kenarda tuttuğunuz paradan daha fazla kişide olması anlamına geldi. Yani biriktirdiğinizi düşündüğünüz “şey” eridi gitti…

Öyleyse “para” ile birikim yapmak, kimin parası olursa olsun doğru bir finansal karar değildir. Yapılması gereken ise mümkün olduğu kadar fazla şekilde “yeni piyasaya sürülen paraya” erişmek yani borç almak ve bu parayı gelecekte değer yaratacak “gerçek varlıklara” yatırmaktır. Peki nedir o gerçek varlıklar? Para olmadığı kesin!

Bir örnek olarak hisse senetlerini verebiliriz. Yani bir şirkete; üreten, yatırım yapan, para kazanan bir şirkete ortak olmak ve gelecekteki değerinden pay almak. Buradaki yol haritamız aslında çok basit.

Bugün yapabileceğin gelecekteki paraya eriş, bu parayla gelecekte değer yaratacak araçlara yatırım yap, bugünkü harcamalarını ertele/kıs ve aldığın borcun taksitlerini öde.

Şirketler için söylenen çok doğru bir söz vardır; “şirketi borç değil nakit akışı batırır”. Bu söz bireyler için de geçerlidir. O yüzden az önce verdiğim yol haritasının en kritik kısmı “taksitleri öde” kısmıdır. Finansal özgürlüğe giden yol ancak kendi nakit akışınızı doğru yönetebildiğiniz bir harcama/tasarruf dengesiyle mümkündür.

Yani özetle; parayla ne yapılmaz sorusunun cevabı, birikim yapılmaz!

Sevgiler

 

 

 

Exit mobile version