Yavrula Yavrula Sat! Lakin Biri Elma Biri Armut Olsun…

Karınca Hareketinin bir başka önemli ismi Doç.Dr. Soner Gökten, borsada finansal okur yazarlık adına muhteşem bir yazı yazdı.

Doç. Dr. Soner GÖKTEN

Doç. Dr. Soner GÖKTEN

Yavrula Yavrula Sat! Lakin Biri Elma Biri Armut Olsun…

Şirketlerin yavruları vardır.

Faaliyet hacmi itibariyle ana şirketten daha büyük de olabilirler. Keza, bunlara yavru denilmesinin temel nedenlerinden biri bu yavruların ana şirketin genellikle bağlı ortaklığı şeklinde konumlandırılmasıdır. Diğer bir ifadeyle ana şirket bu yavruların %50’den fazla hissesine sahiptir. İş böyle olunca yavruların tüm finansal sonuçları tam konsolidasyon kapsamında ana şirketin finansalları bünyesinde raporlanmaktadır.

Modern finans biliminin amacının servet maksimizasyonu olduğunu biliyoruz.

Halka arz ise bu amacı gerçekleştirmek için liberal kapitalizmin yarattığı en önemli araç.

Şirketlerin podyuma çıktığı ve basiretli hakim ortaklara etik ve etkin yönetim olması kaydıyla hisse fiyatlarının artışıyla servet maksimizasyonu temin etmelerine yarayan finansal bir model.

İşte bunun farkında olan patronların da şirketlerini bu podyuma çıkarıp sergilemeye başlama yani halka arz etme isteklerinden daha doğal bir şey olamaz. Öyle de oluyor…

Ana şirketler halka arz ediliyor. Gördük yaşadık.

Bunun getirilerine ve keyfine varan hem patronların hem de yatırımcıların yeni oyuncak arayışları da tabi ki beraberinde hız kazanıyor.

Ana şirketlerin halka arzını takiben yavruların halka arzı gündeme geliyor ve gerçekleşiyor.

Ne var ki, yavruların halka arzı, üzerinde düşünülmesi ve gündeme getirilmesi gerekli olan bir konu. Hiç şüpheniz olmasın, yakın gelecekte bu olguyu tartışmaya başlayacağız. Biz önceden bu yazıyla not düşmüş olalım.

Belirli bir sektörde (faaliyet konusu) iştigal eden bir işletmeniz olduğunu düşünün. Bu işletmeyi halka arz ettiniz. Değer artışı ve zenginleşmek hoşunuza gitti. Bağlı ortaklıklarınız yani yavrularınız var.

Bu yavrular iki türlü oluşmuş olabilir. Birincisi sözleşme süreçlerinde rekabetçi üstünlük sağlamak adına temel olarak aynı sektörde faaliyet gösteren, benzer işleri yapan ve adeta ana şirketle iç içe girmiş bir yavru olabilir. İkincisi ise tamamen farklı bir sektöre odaklanmış ve ana şirket harici gelir çeşitliliğine kavuşmuş bir yavru olabilir.

Açıkçası ben ikinci örnekteki yavrunun halka arzını tercih ederim. Aksi taktirde, yani birinci örnekte bir elma halka arz olmuşken, ikinci bir elma daha halka arz olmaktadır. İki elmanın, hele hele hakim ortakları aynı ise, gerek piyasa fiyat oluşumlarına dayalı gerekse de faaliyet pazarı içerisindeki rekabetleri yatırımcı seçim kriterleri açısından anlamsızlaşabilir.

Halbuki, örneğin halka arz olmuş bir sanayi işletmesinin altında ilk başta kendi ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş otomasyon ve yazılım alanında iştigal eden bir bağlı ortaklığının yani yavrusunun olduğunu düşünün. Süreç zarfında bu yavru becerisini ve kabiliyetini geliştirmiş ve ana şirket dışı hizmet sunup gelir elde etmeye başlamış olsun. İşte bu yavrunun halka arzı ana şirketten bağımsız rekabet kriterlerine sahiptir. Yani ELMA dan sonra arz edilen yavru ARMUTTUR! Aynı şeyin benzeri değildir.

Sözün özü, yavruların halka arzı özellikle girişimcilik ve finans amaçları açısından makul ve hatta iş yaşantısında olması gerekendir. Lakin Bir ELMADAN ÇOK ELMA yaratmanın anlamı yoktur. Elmadan armut, sonra şeftali sonra üzüm yaratılmalıdır. Dünyanın büyük girişimleri bu şekildedir. Hatta şirketler departmanlarını şirketleştirmek suretiyle yavrular yaratmaktadırlar. Lain bu yavrular ana şirketin faaliyet alanından farklılaşmakta ve kendilerine has gelir çeşitliliğine sahip olmaktadır. Bu yüzden İZAHNAMELER özellikle yavrular açısından dikkatle okunmalı, değerlendirilmeli ve bu yavruların ana şirketlerden farklılığı incelenmelidir.

Sevgiyle ve vicdanla kalın.

Soner GÖKTEN

Exit mobile version