Bankalar sağlam ama halk iflas etti!

Prof.Dr.Esfender Korkmaz yazdı:

Prof.Dr.Esfender Korkmaz

Prof.Dr.Esfender Korkmaz yazıyor:

ABD’de FED faiz oranını 0,25 oranında artırdı. Yüzde 4,75-5 seviyesine çıkardı. ABD’de en son enflasyon oranı yüzde 6’dır. Bu durumda reel faiz eksi 1 dolayındadır. Türkiye de reel faiz eksi 31’dir.

FED enflasyon hedefinin yüzde 2 olduğunu da açıkladı. FED faiz artışı, bankaların elinde tuttuğu tahvillerin değerinin düşmesine neden oluyor. Bu düşüş ve kripto para nedeni ile üç banka battı. Ama FED, faizlerde indirime gitmedi. Bu sene de gitmeyeceğini açıkladı.

Diğer ülkelerin tamamında da, enflasyonu düşürmek için faiz artışı yapılıyor. Türkiye ise dünyadan ayrıştı.

1. Hükümet, düşük faiz uygulaması ile halktan alıp bankalara veriyor.

Türkiye’de Merkez Bankası, bankalara yüzde 8,5 oranı ile fon sağlıyor. MB verilerine göre, Mart ayı itibariyle bankaların ortalama kredi faiz oranlarının, yüzde 8,5 gösterge faize göre yüzde oranları şöyledir;

*İhtiyaç Kredileri faizi yüzde 26,48’dir. 26,48 / 8,5 = yüzde 311;

*Taşıt Kredileri yüzde 24,72’dir. 24,72 / 8,5 = yüzde 290;

*Tüketici Kredileri yüzde 24,82’dir. 24,82 / 8,5 = yüzde 292;

*Ticari Krediler yüzde 16,17 oldu. 16,117 / 8,5 = yüzde 190.

Bu tabloyu şöyle okumak gerekir. Bankalar fona faiz olarak 100 lira yatırıyor. Sattıkları ihtiyaç kredilerinden 311 lira faiz alıyorlar.

İktisat politikalarının bir gereği, icap ederse devlet bankalara destek verir. Ama bu oranlarda üretici ve tüketiciden alıp bankalara vermenin iktisadi mantığı ve kabul edilebilir bir gerekçesi yoktur. Zaten Hükümet ekonomi canlansın diye faizleri düşürdüğünü söylüyor. Fakat tek haneli faiz kuru ve enflasyonu artırdı. Yatırım ortamı kalmadı.

2. İktidarın ayırımcı politikası sektörel dengeyi bozdu, bankalar büyüdü, sanayi küçüldü.

Hükümet bir yandan bankalara bedava para dağıtırken, öte yandan sanayi ve yatırım teşviklerini fiilen kaldırdı. Bunun içindir ki 2022 son çeyrekte Banka ve sigorta sektörü yüzde 13,4 büyüdü buna karşılık sanayi sektörü yüzde 3 oranında küçüldü.

3. Bankalar mevduattan enflasyon vergisi alıyor.

TÜİK’in açıkladığı Mart ayı finansal yatırım araçları nominal ve reel getiri oranlarına göre; mevduatta ortalama yıllık nominal faiz oranı yüzde 16,34 oldu. Reel faiz oranı da yüzde -25,03 oldu.

Bankaya bir yıl önce 100 lira yatıranın eline faizi ile birlikte 116,30 lira geçti. Ama enflasyon nedeni ile, satın alma gücü olarak bu 116,30 liranın değeri 75 liraya geriledi. Tasarruf sahibinin parasının dörtte bir enflasyon tarafından eritildi. Aradaki fark, bankaya vergiye benzer bir şekilde transfer edildi. Banka kazandı. Tasarruf sahibi kaybetti.

4. T.C. Merkez Bankası’nın tek görevi TL’de istikrarı sağlamaktır. Bu nedenle döviz alır satar, hazine işlemleri yapar, altın alır ve satar, açık piyasa işlemleri yapar. Zorunlu rezerv ve reeskont oranlarında düzenleme yapar. Bu işlemlerden kâr veya zarar elde edebilir.

Merkez Bankası hazinenindir. Kârının azalması veya eksi olması, bütçe yoluyla kamu hizmetlerine ve halka yansır.

5. Kur korumalı mevduat yoluyla devlet halktan vergi alıp, bankalara ve dolar zenginlerine veriyor.

KKM’ya faiz-kur farkı nedeni ile 2022 yılında bütçeden bankalara aktarılan toplam para 84 milyar 899 milyon 434 bin lira oldu. Bu para ile devlet, okul ve yol yapabilirdi. Bazı illerde yatırım yapabilirdi. İthal girdi yerine ikame yatırımlar yapabilirdi. Toplum hükümetin tek haneli faiz inadı yüzünden bütün bu hizmetlerden mahrum oldu. Düşük kamu hizmeti toplum refahını düşürdü. Dolar tutanlar zenginleştir, halk yoksullaştı.

Siyasi iktidar tek haneli faizi yabancılar getirdi diyemiyor. Dahası bu tabloyu bütün dünya gördü, siyasi iktidar daha göremedi veya görmezlikten geliyor.

Exit mobile version