Deprem sonrası tehdit: Enkaz yığınları!

İletişimci Arda Öztaşkın kendi blogunda deprem sonrası büyük tehlikeyi yazdı: Asbest, kurşun, gıda, pil, plastik, elektronik cihazlar, florasan, civa…

Deprem Bölgesi

Deprem Bölgesi

Deprem felaketinin gerçekleştiği an yol açtığı ağır kayıp ve zararlar dışında bir de uzun dönemli çevresel ve yine doğrudan insan sağlığını etkileyebilecek etkisi var. O da geride bıraktığı enkaz atıklarından kaynaklanıyor.

Son depremlerde ortaya çıkan enkaz atığının 70 ila 85 milyon metreküp olduğu düşünülüyor. Bu, yaklaşık 150 milyon ton atık demek. Devasa bir boyut. Üstelik zehirli ve zararlı malzemeler açısından zengin bir devasa atık bu: asbest, kurşun, gıda, pil, plastik, elektronik cihazlar, florasan, civa…

Bu zararlı maddelerden sanırım en bilineni asbest. Asbest aslında bir kimyasal değil, bir grup mineralin ortak adı. Asbest sihirli bir mineral olarak, gösterdiği izolasyon özelliği nedeniyle çok uzun yıllar boyunca geniş bir alanda kullanıldı. Sıva ve badanada, duvarlarda, dış zemin malzemelerinde, çanak çömlekte ve hatta çocuk pudrasında…

Bu sihirli mineral aslında son derece zararlı. Asbest lifleri havada solunur hale geldiklerinde tehlikeli ve öldürücü. Solunan lifler akciğerlerde birikmeye başlıyor ve kansere yol açıyor.

Bu yüzden tüm dünyada asbest yasaklanmış durumda. Ülkemizde de 2010’lardan sonra asbest üretim, kullanım ve satışı yasaklandı. Ancak, bunun öncesinde inşa edilen binalarda fayanslarda, yer kaplamalarında, su tanklarında, çatı kaplamalarında, sıvalarda, kazan dairelerinde elektik kabloları ve panellerinde yalıtım malzemesi olarak asbest uzun yıllar boyunca kullanıldı. Bu nedenle, deprem bölgesinde yıkılan binaların büyük kısmında asbestli malzeme kullanılmış olması muhtemel.

Kritik konu bu zehir dolu molozların nereye ve nasıl döküleceği konusu. Uzmanlar, tepeler oluşturacak şekilde yığılacak molozların, rüzgarların etkisiyle uzun yıllar boyunca solunum yolları ile kitlesel olarak bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkabileceğinin altını çiziyor.

Bir yandan da bu zararlı atıkların yer altı sularına karışma riski bulunuyor.

Dolayısıyla, etkisi uzun yıllar sürecek ve belki başka felaketlerin kapısını açacak bu sevimsiz konunun da uzmanların gözetimi ve yönlendirmesiyle çözülmesi ve alışık olduğumuz hızlı oldu bittilerle saçma sapan yapılarak geçiştirilmemesi yine ve yeniden çok kritik gözüküyor.

YAZININ ORJİNALİ İÇİN TIKLAYIN:

Exit mobile version