6 şubat depremlerinin olası ekonomik etkileri

Dr. Ayhan Bülent Toptaş yazdı:

Ayhan Bülent Toptaş

Dr.Ayhan Bülent Toptaş

6 Şubat’ta meydana gelen depremler Türkiye’nin doğusunda yer alan on ili (Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa) şiddetli bir şekilde etkileyerek büyük can ve mal kayıplarına yol açtı. Can kayıplarının şu an 50 bin kişiye ulaşması mümkün görülüyor. Diğer yandan deprem, etkilediği illerdeki alt yapının çökmesine, on binlerce konutun, üretim tesisinin, kamu binasının yıkılmasına veya ağır hasar görmesine neden oldu.

Bu derecede büyük bir felaketin ağır bir moral çöküntüsü ve beklentilerde kötüleşme yaratması çok doğal. Üstelik bu deprem iki küresel felaketin üzerine gelen bir ulusal felaket oldu. Türkiye, Covid-19 pandemisi ve Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı küresel şoklara uyum sağlamaya çalışırken, bir de çok büyük bir depremin geniş bir alanda yıkıcı etkisi ile karşı karşıya kaldı. Ayrıca, sürdürülen ekonomi politikalarının genel kabul görmüş ekonomi politikalarından çok farklı olması (kamu kurumlarının devlete bağış yapması örneğinde görüldüğü gibi), genel seçimlerin yapılıp yapılmayacağı, yapılırsa iktidarın değişip değişmeyeceği tartışmaları belirsizliği artırıyor. Buna karşın, toparlanabilmek, gidişatı okuyabilmek, depremin açtığı yaraların sarılmasına katkıda bulunabilmek için depremin ekonomik etkileri üzerine dikkatlice ve sürekli olarak düşünmekte büyük fayda var. Tabii ki, çok ihtiyatlı olmak, olayın taze olduğunu unutmamak ve hemen net bir resmin ortaya konamayacağını peşinen kabul etmek de önemli. Zaman geçtikçe, ortaya çıkan şokun yıllara yayılması beklenen etkileri daha isabetli bir şekilde takip edilebilecek, anlaşılabilecek ve sunulabilecektir.

Üretim – İstihdam

Son depremin etkilerinin anlaşılmasında 1999 depreminin sık sık bir ölçü olarak değerlendirilmesi çok doğal.  İlk andan itibaren can kayıplarının 1999 depreminin çok ötesine geçtiği anlaşıldı. Yıkılan binalar ve çöken alt yapı nedeniyle ortaya çıkan servet kaybı ile ilgili tahminler 25 ila 100 milyar dolar arasında değişiyor. 1999 depremindeki servet kaybı Dünya Bankası verilerine göre 6 milyar dolar civarındaydı.  Bununla birlikte, 1999 depremlerinden etkilenen yedi ilin (İstanbul, Kocaeli, Bursa, Eskişehir, Sakarya, Yalova, Bolu) GSYH içindeki payları (yaklaşık yüzde 34) 2023 depreminde zarar gören 10 ilin payına (yaklaşık yüzde 9) göre çok daha fazlaydı. Bu nedenle, 6 Şubat depremlerinin olağanüstü yıkıcı etkisine karşın, Türkiye’nin 2023 yılı büyümesinde yüzde yarımlık bir azalmanın meydana gelebileceği (yüzde 3.5’ tan yüzde 3’e) ileri sürülüyor.  1999’da ise yüzde 2’lik büyüme beklenirken, yüzde – 6.4’lük bir küçülme meydana gelmişti.

Depremin, istihdam ve üretim üzerinde ilk etkileri olumsuz yönde olacaktır. Bununla birlikte, deprem bölgesinde ilk günlerden başlayarak ortaya çıkan gıda, giyim ve sağlık malzemesi, konteyner, çadır ihtiyaçlarının karşılanması ilgili sektörlerde üretimin canlanmasına yol açacaktır.

Konut, bina ve alt yapı ihtiyacının karşılanmasına yönelik faaliyetlerin başlatılmasını takiben, başta taş ve toprağa dayalı ürün ve ana metal sanayileri olmak üzere birçok sektörle bağlantısı olan inşaat sektörü ve dolayısı ile ekonomi canlanabilir.

Nihayet, inşa edilecek konutlar için ihtiyaç duyulacak beyaz eşya ve mobilya ile üretim tesisleri için yeni makine ve teçhizat ihtiyacı da ilgili sektörlerde üretim düzeyini yukarı çekebilir.

Enflasyon- Para Politikası

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın hasar tespit çalışmaları hakkında verdiği ilk bilgilere göre 75 binin üzerinde bina yıkılmış, yıkılmak üzere ya da oturulamayacak durumda. Okay’a göre bu binalarda 306 bin daire var. Bu açıklamadan şu an itibariyle en az 1 milyon kişinin evsiz kaldığı anlaşılıyor. Bu sayı yeni tespitlerle daha da büyüyebilir. Bu durum konut talebinde, fiyatlarda ve kiralarda yeni bir artış dalgasının başlayacağına işaret ediyor.

Bir başka artış dalgası da gıda fiyatlarında görülebilir. Deprem, illerin kırsal kesimlerinde de çok etkili oldu. Deprem bölgesinin, tarım, ormancılık ve balık ürünleri üretimindeki payının yüzde 14.2 civarında olması nedeniyle bu sektörde bir arz daralması ortaya çıkabilir.  Bu da gıda fiyatlarına yukarı yönlü bir baskı yapabilir.

Diğer yandan TCMB’nin bağımsız olmaması, Bankanın şoka parasal genişleme ile karşılık vermesine yol açabilecek ve fiyatlar genel seviyesinde yeni bir yukarı yönlü bir hareket yaratabilecektir. TCMB’nin hiç vakit kaybetmeden 2022 karından 30 milyar TL’yi AFAD ve Kızılay’a aktarması depremin yarattığı ekonomik şoka Bankanın genişlemeci bir karşılık vereceğine işaret ediyor. Bu durumda, 2023 yılında enflasyon TUİK ölçümleri ile yüzde 50’nin, ENAG ölçümleri ile ise yüzde 100’ün üzerine çıkabilir.

Kamu Maliyesi

Depremden etkilenen milyonlarca kişinin gıda, geçici barınma, sağlık, tıbbi destek ve tedavi, taşınma ve güvenlik gibi acil ihtiyaçlarının karşılanmasının, nakit yardımların, arama kurtarma, geçici alt yapı kurma ve enkaz kaldırma çalışmalarının birkaç hafta içinde devlet harcamalarında olağanüstü bir artışa yol açması çok doğaldır. Bunlara ek olarak zaman içinde alt yapının yeniden kurulması, konutların yeniden inşası, yerel yönetimlere verilecek mali destekler de kamu harcamalarında orta vadeli bir artış dalgası yaratacaktır.

Diğer yandan ekonomik toparlanma gerçekleşene kadar bir süreliğine bu bölgelerden elde edilen kamu gelirleri de duraklar. Bu çerçevede, Hazine ve Maliye Bakanlığı, deprem bölgesindeki 669 bin 562 faal mükellef tarafından 6 Şubat 2023 ila 31 Temmuz 2023 tarihleri arasında yerine getirilmesi gereken yükümlülükleri erteledi. Bakanlık, aynı zamanda verilmesi gereken beyanname ve bildirimlerin verilme süresinin 15 Ağustos 2023’e, bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süresinin 31 Ağustos 2023’e kadar uzatıldığını duyurdu.

Giderlerdeki olağanüstü artış ve gelirlerdeki azalmanın telafisi vergi artışları, yeni birtakım vergiler veya borçlanma ile telafi edilebilir. Buna karşın, geçmiş aylarda uygulanan seçim ekonomisi bu alanda hareket alanını çok daraltmış olabilir. Bu durumda, kamu maliyesi TCMB’nin parasal genişlemesine ihtiyaç duyabilir.

Exit mobile version