TÜİK, yaşam memnuniyetini açıkladı. 2003 yılında halkın yüzde 59,6’sı, 2010 yılında halkın yüzde 61’i mutu olduğunu söylerken, 2022’de bu oran yüzde 49,7’ye geriledi. Yani halkın yarıdan fazlası mutlu değil.
Mutsuzum diyenlerin oranı 2003 yılında yüzde 7,3 iken, 2022 yılında yüzde 15,9’a yükseldi. Mutsuz olanlar arttı.
Halkın mutsuz olmasının nedenleri çok sayıdadır. Ayrıca bu nedenler ve etkileri herkese göre farklı olabilir. Bunlardan üç tanesini açıklayabilirim.
Halkın yaşam memnuniyeti neden düştü?
1.İnsan hakları ve demokrasi geriledi.
Avrupa Birliği Demokrasiyi, insan refahında yemek içmekten daha önemli görüyor. Türkiye AB ve Batı’da demokrasiyi gördü ve öğrendi. Demokraside erozyon halkın büyük bir kısmını tedirgin ediyor.
Demokraside ne kadar gerilediğimizi yabancı kurumlar daha net görüyor.
AKP iktidar olduğunda Türkiye, Freedom House İnsan Hakları ve Siyasi Özgürlükler Endeksinde Kısmen Özgür Ülke statüsünde idi. Başkanlık sistemi ile birlikte, 2017 yılında özgür olmayan ülkeler statüsüne geriledi.
Freedom House 2022 Türkiye raporunda şöyle yazıyor;
”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 2002’den beri Türkiye’yi yönetiyor. Başlangıçta bazı liberalleştirici reformları kabul ettikten sonra, AKP hükümeti siyasi haklar ve sivil özgürlükleri giderek daha fazla hor gördü ve 2016’dan beri eleştirmenlere ve muhaliflere yönelik geniş kapsamlı bir baskı uyguladı. 2017’deki anayasal değişikliklerle, gücü cumhurbaşkanının elinde toplayarak kilit kontrol ve dengeleri kaldırdı. Erdoğan, Türk siyasetine hâkim olmaya devam ederken, derinleşen bir ekonomik kriz ve siyasi gücü daha da pekiştirme fırsatları, hükümete muhalefeti bastırmak ve kamusal söylemi sınırlamak için yeni kamu imkanlarını dağıttı.”
2.Hukukun üstünlüğünde düşme var;
World Justice Project – WJP (Dünya Adalet Projesi), “2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi”nde Türkiye; 2022’de 0.42 puanla 140 ülke arasından 116. sırada yer aldı. Maalesef; Zambiya, Kenya, Sierra Leone, Lübnan, Rusya, Nijer, Guatemala, Angola, Mali ve Meksika gibi ülkelerin gerisinde yer aldı.
Oysa ki 2000’li yıllarda Türkiye bu endekste orta sıralarda yer alıyordu.
3.Halk yoksullaştı.
Son 12 yıldır Türkiye orta gelir ve yoksullaşma tuzağındadır.
Bir ekonomide gelir artışını fert başına GSYH gösterir. Türkiye’de 2013 yılından sonra fert başına GSYH sürekli düşüştedir. Fert başına GSYH 2013 yılında 12.582 dolar iken, 2021 yılında, 2007 yılının da altına düşerek 9.592 dolara gerilemiştir.
Fert başına GSYH’nın dolar olarak hesap edilmesinde, dolar kuru da etkilidir. Ancak Türkiye’de fiyatlar dahil her şey dolara endekslidir.
2003 yılından Ekim 2022 sonuna kadar AKP iktidarında geçen 20 yılda;
*921,2 milyar dolar dış ticaret açığı verdik.
*674,8 milyar dolar cari açık verdik.
Cari açık doğrudan döviz kaybıdır. 674,8 milyar dolar kaybın ne demek olduğunu Türkiye’nin bir yıllık GSYH’sı ile karşılaştırırsak daha net anlarız.
Resmî kurumlar, özel kuruluşlar ve sendikalar yoksulluk araştırması yapıyor. Ayrıca TÜİK yoksulluk ve işsizlik verilerini yayınlıyor.
TÜİK verilerine göre yoksul sayısı 2017 yılında 10 milyon 622 bin kişi iken 2018 yılında, nüfus artışından daha hızlı yüzde 4,4 oranında artarak 11 milyon 91 bin kişiye çıktı.
İBB 23 Mayıs 2020 araştırmasına göre İstanbul halkının üçte biri açlık sınırında yaşıyor.
DİSK/Genel İş araştırmasına göre, 2019 yılında yoksul nüfus sayısı 16 milyon 501 bin kişidir.
OECD’ye göre; Türkiye’de toplam yoksulluk oranı yüzde 17’dir. Yani 14,2 milyon kişi yoksuldur.
Yüksek enflasyon halkı ezdi. Eve ekmek götüremeyen insanlar nasıl mutlu olur?