Borsa İstanbul 9 gündür kan kaybediyor, 9 gün sonunda kapanışlar itibarıyla yaklaşık %14 değer kaybeden endekste, hisse bazında kayıplar %30’lara ulaştı. Piyasanın bir bilen kanaat önderlerinin coşkulu ‘’uçuyoruz’’, ‘’kaçıyoruz’’ sesleri yerini, cılız ‘’sakin, sabırlı’’ olun veya tamamen kaybolmalara bıraktı.
Ocak ayındaki ‘’Borsada Deprem’’ adlı yazımızda piyasadaki kredili işlem hacmine dikkat çekmiştim. Ama zülfü yâre dokumamıştım, nedeni ise ‘’riskin sinyali’’ olan aracı kurumların kredi miktarına ilişkin bir veri olmayışı idi.
Ocak 2023’te TSPB tarafından yayınlanan ‘’TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI GENEL GÖRÜNÜMÜ’’ Ocak/2023 raporunda; 2021 yılında 11.4 milyon TL olan kredi hacminin 2022/9 aylıklarda 22 milyon olduğu tespit edilmiş olup yılsonu itibari ile bu rakamın aracı kurum hesaplarında görünmeyen‘’ dolambaçlı krediler’’ ile birlikte 35-40 milyon TL olduğu tahmin edilmektedir. Özkaynağın 3 katına kadar KREDİ kullanan, %20 HORMONLU’’ büyümenin kaynağı olan kredi hacmi 2-3 kat artarken, krediyi kullanan müşteri hesap sayısı; 29.979 dan 35.983 ’e çıkmıştır, yani artış sadece yaklaşık %20’lerde. Aslında çok da bir şey söylemeye gerek yok, her şey açık. Bize düşen de piyasa, ‘’bu elbise kime yakışmış” a bakmaz demek oluyor.
Kredili işlemlerin hepimizin malumu iki ayağı vardır.
• Halka arzlar
• Pozisyon taşıma
Aslında, kredili işlem hayatımızın bir parçası, ev, araba, hisse ne alırsak alalım işin doğasında var.
• Satın alma gücümüzü, geri ödeme kabiliyetimizle belirleyen bir süreç, teminat da ‘’krediye konu varlık’’. Böyle bakınca kredili işlem likidite ve piyasayı büyütmek açısından önemli, risk için de ‘’teminat’’ gerek. O halde ‘’tekerlek’’ neden kırılıyor. TSPB Raporunun meali ’’KREDİ GENİŞLEMESİNDEN FAYDALANAN İMTİYAZLI (!)YAPILAR’’
• Piyasa oyuncusu aracı kurum sahipleri ile işi piyasa oyunculuğu olanlar, bu yapının aç gözlü, menfaat maksimizayonu için kural tanımayan bir işbirliği içindeler,
• Menfaat arsızlığı ve iştahı sürdükçe ve para yaratan bütün süreçlerde. bu yapılar lehine kullanılınca, kredi genişlemesi yatırımcıların riskine bağlı olarak eşit dağıtılmayıp ‘’imtiyazlı’’ kişi/kurumlar lehine gayriadil verilince kredi genişlemesi 4-5 kişinin hesaplarında ciddi teminat riski taşıyacak şekilde oluşmuş durumda. Peki ilacı nedir?Sürdürülebilir riskin korunması. Yani hem spot hem halka arz pozisyonlarındaki sürdürülebilirliğin hisse fiyatını artırarak sağlanması. Yukarı giden ama değişmeyen risk ise ’’HORMONLU’’ büyüme ve beraberinde aynı orandaki riskle en ufak bir paradigma değişikliğinde patlamaya hazır “zayıf şişkinlikler”, mesela faiz hadlerindeki yükseliş.
• Bu süreci besleyen yapı ise aracı kurum sahipliğinin birden çok şapkasının olması. Aracı kurumlar, halka arzda yüklenim (underwriting) yapıyor, işlemlere aracılık ediyor, kurucusu olukları portföy yönetim şirketleri aracılığıyla fon kuruyorlar, yüksek montanlı işlemlere ihtiyacı olanları da kendi bünyesinde topluyor,
• Sonra ne mi oluyor? Halka açılacak şirket aracı kuruma gidiyor, fon kuruluyor, hissesini tek başına veya ortak ‘’sonradan görme’’ fonlar üzerinden alıyor, kredisini de bir güzel kullanıyor, alanlar aynı satanlar aynı, peki nereye kadar? Tabiri caizse “bozacının şahidi şıracı” veya “dostlar alışverişte görsün” hangisi duruma uygunsa. Tabii ki iştahlarına uygun başka yatırımcılar bulana kadar.
Son 9 günde yaşanan olayın sıkıntısı aracı kurum, piyasa oyuncuları (aracı kurum sahipleri de bu tanımın içinde), şirket sahiplerinin kazanç arsızlığına dayalı ‘’hormonlu’’ büyümenin bünyede yarattığı “gaz”.
Büyürken ‘’go’’-’’go’’-‘’go’’ roket ve füzelerini ateşleyenler, düşerken ‘’yine bana hüzün’’şarkısını çalıyorlar.
Ah şu kredi verileri 4-5 ay gecikmeli yayınlanmak yerine haftalık bazda yayınlansa çok mu zor? ki bu verilere artık bu uzay çağında tek tuşla erişmek de zor değil.
Sözün özü; yatırımcıya zarar veren hisse değil, kendisidir, düzenleyici otoriteyi suçlamanın kimseye faydası yoktur.