Dalgınım;
Nefis bir kahve içiyorum uzun zamandır böyle güzel kahve içtiğimi hatırlamıyorum, kahveden çok iyi anlayan arkadaşıma soracağım, bunu biliyor mu? Kesin biliyordur o… son dönemlerde kahve danışmanım oldu, bana kahve hakkında bir kitap önermişti, o hafta almıştım. İsmi bende saklı, size de danışmanlık versin istemiyorum. Sizde var mıdır bilemem ama ben ilişkilerimi belli etmesem de çok kıskanırım. Bankacılık alışkanlığı olabilir “ neden Onunla iyi de benimle kötü? “diye çok ilişkiyi sorgulayarak çok uzun süre çalışmanın verdiği bir davranış belki! ama kahve danışmanımın ismini veremem, umarım sizin de tanıdığınızdır benden habersiz danışıyorsunuzdur, ona da karışamam ki!
Nefis kahvemi yudumlarken o da ne! Kahve önümden gidiyor… garson özür dileyerek alıyor… Ne olduğunu anlamam uzun sürmüyor, ben sipariş vermemiştim ki, başka bir siparişi dalgınlık üzerine benim masama bırakmış, ben daha dalgınım, alıyor kahvemi önümden. “İçmiştim ondan…” deyince tekrar masama bırakıyor, başkasının nefis kahvesini içmek daha güzel oluyor… sahi hesaba dahil ettiler mi? Hiç farkında değilim, dalgınlık işte…
Marka olan bir hızlı yemek zincirinden sipariş veriyorum, tavuk ağırlıklı menüde başka fiyat, kasada başka bir fiyat ödüyorum.. dalgınlık işte…Sonra hatırlıyorum, bu ödediğim tutar daha yüksek, onlara ilettiğimde fazla parayı nakit olarak veriyorlar. Garip, benden sonra birçok kişi ödeme yapıyor, bilemiyorum fazla mı ödüyorlar. Hepimiz dalgınız.
Kapının önünde bir bey, arabama çarpıyor ve devam ediyor aracını sürmeye, farkında değil kaza yaptığının, hepimiz dalgınız. Arabam biraz daralmış, olsun diyorum…
Bankaya gidiyorum nakit işlem olmasa hiç gitmem ama döviz işlemi başka bankalardan matikle çekiliyor ama ben yerel banka tercihim yüzünden şubedeyim, istediğim tutardan daha fazla bir tutarla bankadan çıkıyorum. Dalgınım işte, ne olduğunu anlamam uzun sürmüyor… Güvenlik görevlisi arkamdan yetişiyor, her zaman yetişirler, onlar iyi ki varlar, fazla ödenen tutarı söylüyor. Sahiden fazla var, küçük yabancı para, büyük yerli para olduğu için panik oluyorum. Neyse ki ben yabancı değilim, yerli sayılırım yerli banka için. Sorun çözülüyor.
Sanırım iyi beslenmiyoruz, nebati yağların üzerine salça sürerek beslenmiş olmamız bizi dikkatsiz yapıyor, her şey beslenmeyle başlıyor. Oysa ekonomimiz oldukça iyi, makro veriler öyle söylüyor, mikro olarak dalgın ya da dargın olmamızın önemi yok ki!
Yazıyı okuyorum, ne çok yerde hata yapmışım, olsun diyorum makro verilerimiz iyi olduğu sürece sorun yok ki!
Kasaba gidiyorum, sadece gidiyorum, kasap şikayetçi ben ondan daha fazla şikayet ediyorum, küçük kağıdı çıkarıyor eskiden ev alınırdı diyorum bu paraya, bu ay etçiye ödeyeceği paraymış. Ben kıyma peşindeyim, 3 kilo alırım neden diye sormayın alışkanlıklarım var gene alıyorum ama hesap eksiye düşmüş. En sevdiğimdi artı para denirdi, şubedekiler de “eksi para” diye düzeltirlerdi… parklarda yayaların açtığı kısa yollar gibi…onları da severim…en yakını seçiyor beynimiz, ama tasarlayanlar bunu düşünmüyor bu yüzdendir çimlerin ezilmesi.
Geçenlerde bankada makam şoförü olan arkadaşımı aradım sitem ediyor, beni yazmıyorsun diye… oysa yazdığımı sanıyorum, benimki dalgınlık, onun ki de dargınlık işte…
“Yazarım” diyorum, biliyorum inanmıyor, neden inansın ki…
Bir arkadaşım arıyor, bazı bankalar emeklilere dava açmış diyor, bayram ikramiyeleri yüzünden diyerek ekliyor. Dalgın işte…” öyle şey olur mu? Emeklisine banka dava açar mı?” diyorum. “Bankanın genel müdürü duysa buna ne der ?” diyorum, susuyor emekliyi susturmak kolay oluyor. Ama dargın sesinden anlıyorum… Emeklisiyle bayram ikramiyesi için mahkemelik oldu .Banka genel müdürü sanırım dalgın, farkında değil olanların.
Neyse ki Pazar araştırma şirketleri var, bir bankacının “zengin olan eşi yüzünden bankadan atılmasına inanan” şirketlerin hepsi dalgın mı ? Bilemiyorum. Yazının bittiğini fark edemiyorum dalgınlık işte…
Bir sonraki yazım makam şoförlerine gelecek…makam sahiplerinin en yakını olanlara…
Mail adresimi değiştirmek zorunda kalıyorum, buradan daha sağlıklı iletişim kurabilirim sanırım, eski mailde cevap yazamadıklarım varsa üzgünüm, söylemiştim düzensiz olduğumu…
Makro verilerimiz iyi olduğu sürece, mikro hayatlarımızın dalgın ya da dargın olması kimin umurunda…
Toprağı bol olsun, sahiden çok severim Müslüm babayı…Dargınım..
https://www.youtube.com/watch?v=6IqJpqMYOrg
Ertuğrul Sadıkoğlu