Yılın son günü geldi.
Yıkılmadık ama sanıyorum ayakta da değiliz.
Maaş zamlarımızı cin fikirli yönetimler bin bir türlü hesap kitapla yalan ettiler.
Her zamanki gibi yine sektör dışından okuyanlar yüzde 30 35 zam alıyorsunuz daha ne istiyorsunuz gibi bana göre haksız yorumlarda bulunacaklar; biliyorum.
Ama sevgili okurlar, sizler bu sektörde şubecinin ne çektiğini bilmiyorsunuz.
Yine bana göre ne böyle bir iş yükü ne böyle bir çalışmak var.
Kısaca seni sorsunlar benden, bir tek ben anlarım diyor ve esas konumuza devam ediyorum.
Bankacıların maaşları bundan yıllar, yıllar öncesinde asgari ücretin yaklaşık 3 katı civarındaydı. Zaman içinde 2 katına günümüzde de neredeyse başa baş bir hal aldı.
Aslında itibarsızlaştırma odaklı baktığımızda doğru orantılı seyrediyor.
Ancak bizlerin üst yönetimlerimizden beklentisi öncelikle değer görmek, gösteremiyorlarsa da bunu hissetmek.
Bunu zaten müdürcüklerden, bölgedeki vasıfsız yönetmenlerden, bölge müdüründen, IK’lardan ve zaten ulaşılmaz olan plaza eşrafından göremediğimiz, hissedemediğimiz için yani manevi olarak zaten en ufak bir tatmin noktamız olmadığı için bizi maddi olarak adam yerine koymanız gerektiğini düşünüyoruz ve inanın bana bu verdiğiniz ve su andaki ekonomik konjonktürde yüzde 30lar sadakadan farksız kalıyor çünkü sizler yüzde 400 500 kar ederken bir yandan da enflasyon canavarı yüzde 200 300lerde geziyor.
Aldığımız maaş ne ev kirasına ne yol parasına ne mutfak masrafına ne de ailelerimize yetiyor.
Hal buyken, bizlere dolaylı ya da dolaysız olarak yaptığınız mobbing haricinde bizi hem psikolojik hem de fiziken yıpratıyor.
Ali cengiz oyunlarını, ufak hesapları bırakın artık.
Bu tempoda, bu baskıyla, tüm yaşattığınız mobbingle, bu hedeflerle, bu çalışma saatleriyle, bu artık eziyete dönen iş hayatımızla bizi tehdit etmeyin.
Denediniz olmuyor işte.
Z kuşağı size tenezzül etmiyor.
Liyakatli herkes bırakıp gitti zaten hele ki EYT den sonra elinizde hiç kalmayacak.
Rahmetli Sakıp Sabancı’nın unutulmaz bir sözü vardır
” İnsanlara düşük maaş vererek zengin olacağını sananlara acıyorum. Çünkü ben servetimi doğru insanlara verdiğim yüksek maaşlara borçluyum”
Özetle biz sadaka değil, hakkımız olanı istiyoruz.
Şubeci arkadaşlarım, hepinize mutlu seneler diliyorum.
Tabi bu mümkünse…
Şubeci