Ücret artışı enflasyon ve işsizlik yaratır mı?

Prof.Dr. Esfender Korkmaz son ücret artışlarının enflasyona ve işsizliğe etkisini yazdı.

Balonda 4 kişi var. Yönlerini kaybetmişler. Aşağıya bakıyorlar, bir kişi var. Biz neredeyiz diye soruyorlar. Aşağıdaki cevap veriyor ”Bir balonun içinde 4 kişisiniz ve yerden 50 metre yüksektesiniz.” Balondakiler cevap verir; “siz iktisatçısınız; çünkü bildiğimizden başka bir şey söylemediniz.”

İktisat literatüründe ücret-fiyat sarmalı konusunda çok sayıda araştırma ve tez var. Hepsi de “ücret artışı enflasyon yaratır” diyor.

Enflasyon-ücret-fiyat sarmalı da denilen bu yaklaşıma göre; Enflasyonun artması ücretlerde, ücretlerdeki artış ise fiyatlar üzerinde(enflasyonda) artışa sebep olur ve ekonomi bu şekilde bir döngüye girer

IMF de stand-by yaptığı ülkelerde önce ve genellikle üç yıllık süre ile reel ücretleri düşürmeyi öneriyor. 2001 güçlü ekonomiye geçiş programında da ücret artışı oranı hedef enflasyonla sınırlı idi. Ama gerçekleşen enflasyon hedef, enflasyonun altında kalınca, ücretler enflasyondan fazla artmış oldu. Yani ücretlerde reel artış oldu. Buna rağmen 2002 yılında enflasyon düştü. Bu demektir ki IMF’nin kemer sıkma politikası da boşlukta kaldı.

Açıklanacak Aralık TÜFE oranı yüzde 3 olacağı varsayımı ile; 2020 sonu ile 2022 sonu arasında geçen 2 yılda;

*TÜFE endeksi yüzde 109,5 oranında arttı.

*Gıda endeksi, yüzde 159,0 oranında arttı.

*Asgari ücret 2022 yılında ilk yarıda 4,250 lira idi. İkinci yarıda 5,500 liraya yükseldi. İki yılda asgari ücret artışı, 94,6 oranında oldu.

Görüldüğü üzere; iki yılda asgari ücret artışı enflasyonun altında kaldı. Ücretlerde reel düşme oldu. Ama 2022 enflasyonu Kasım’da yüzde 85 oldu, yıl sonu yüzde 67 olacak. Ücret artmadığı halde enflasyon arttı.

Bu enflasyonun iki nedeni var;

Birincisi, kur artışı ithal girdi maliyetlerini artırdı ve maliyet artışı TÜFE’ye yansıdı.

İkincisi, ekonomi o kadar kötü yönetildi ki; üretici ve tüketici, yerli ve yabancı sermayenin güveni dip yaptı. Herkes panik içinde, malımı sattığım fiyattan yerine koyamam diye fiyatları artırdı.

Kaldı ki teorik olarak da, enflasyon arz-talep dengesinin bozulmasıdır. Eğer ücretlerde enflasyonun üstünde bir reel artış olursa, fiyatlar genel seviyesi kısa dönemde artar ve fakat reel ücret artışı emek verimliliğini artırır, üretim artar, arz artar ve arz-talep dengeye gelir. Fiyat artışı devam etmez.

Bizde ücretlerde hiçbir zaman reel artış olmadı. Bunu GSYH verilerinden de görüyoruz. 2017 yılı ilk çeyreğinde ücretlerin millî gelirden aldığı pay yüzde 39 iken, 2022 III. çeyreğinde yüzde 30,1’e kadar geriledi. Başkanlık sisteminin, ekonomide kötü yönetimin bir tahribatı da budur.

Özetle; reel ücret artışı olsa dahi, ücret artışları enflasyon sarmalı yaratmaz.

İkinci paradigma; ”ücret artışı işsizlik yaratır” şeklindedir.

İkinci defa yazıyorum;

Geleneksel anlayış asgari ücret artışlarının istihdam olumsuz etkileyeceği ve bu artışların otomasyona yönelmeyi hızlandıracağını savunur.

Neoklasik iktisat teorisine göre; asgari ücretlerin artırılması istihdamda düşmeye neden olur. Neoklasik iktisadın gösterdiği gerekçelerden birisine göre; asgari ücret maliyet artışı yaratır. Bu etkiye ”ölçek etkisi ”deniliyor. Maliyet artınca firmalar da ürettikleri işletmeleri mal ve hizmetlerinin fiyatlarını yükseltmek zorunda kalırlar. Yüksek fiyat o mala olan iç ve dış talebin düşmesine neden olur. Üretimde ve istihdamda gerileme yaşanır.

İkincisi, yüksek asgari ücret işçi çalıştırma maliyetini artırır. Firmalar teknoloji yoğun yatırımlara kayabilir. Bu etkiye “ikame etkisi” deniliyor.

Neoklasik yaklaşımda bu paradigma, bu alanda 1990 sonrasında yapılan ampirik araştırmalar ile sona ermiştir. Özellikle Neoklasik paradigma Card ve Krueger’in 1990’lı yıllardaki çalışmalarından sonra sorgulanmaya başlanmıştır.

2021’de iki alanda verilen Nobel ekonomi ödüllerinden birisini David Card kazandı. Konu 1994 yılında Alain B. Krueger ile birlikte yaptıkları bir araştırmaya dayanıyor.

1992 yılında New Jersey-Pennsylvania eyaletlerinde 400 fast-food sektöründe gözlem yaptılar. Her eyalet kendi asgari ücretini belirledi. New Jersey saatlik asgari ücreti 5,05 dolara çıkardı. Pennsylvania ise 4,25 dolarda sabit tuttu. Araştırmadan çıkan sonuç; Asgari ücretin artırıldığı New Jersey’de istihdam da arttı.

Gerek bu araştırma ve gerekse uygulama, ücret artışı ve istihdam arasındaki Neoklasik ve geleneksel anlayışı yıkan bir gerçektir.

Exit mobile version