Bu akılla bu krizden çıkamayız

Prof. Dr. Esfender Korkmaz, Türkiye'nin içinde bulunduğu krizden neden çıkamayacağını yazdı.

Prof.Dr.Esfender Korkmaz

Prof.Dr.Esfender Korkmaz yazıyor:

Ticaret Bakanı, ”son yılları saymazsak enflasyon ortalaması yüzde 8- 9’dur. ” dedi. Anlaşılan odur ki bu tahminle bakan yüksek enflasyonun geçici olduğunu ve hükümetin genelde başarılı olduğunu vurgulamak istemiştir. Ama böyle bir hesapta iki büyük yanlış var:

Birincisi … Önceki yıllarda Dünyada enflasyon derdi kalmamıştı. Dünya ortalaması yüzde 5 dolayında idi. Bizde iki katı yüzde 10 dolayında idi. Bunun sebebi ise yapısal sorunlar idi. Biz yıllarca bu yapısal sorunları dile getirdik. Hükümetin işine gelmedi.

İkincisi son yıllardaki yüksek enflasyon; ilk yılların yanlış politikalarının birikimidir. Yani birbirinden ayrılmaz. Türkiye’nin Yüzde 8 – 9 oranında kronik enflasyon yaşamasının nedeni; üretimin ithalata bağımlı olması, düşük kapasite kullanımı, bütçe kaynaklarının, siyasi popülizmde ve cumhurbaşkanı ve bürokraside şatafat için kullanılması, yanlış kur politikası, Merkez Bankasına aşırı müdahale, kamu bankaları kaynaklarını yandaş medya kurmak için kullanılması, Kamu özel işbirliği yolu ile altyapının çok pahalı yapılması, sosyal medyada hayretle izlediğimiz yolsuzluk ve çete iddiaları ve güven kaybı, planlamanın kaldırılması, devletin parti devleti yapılması gibi sorunlardır.

Bu sorunları çözmeden, ekonomik istikrar sağlanamaz.

Merkez Bankası, ”enerjiyi saymazsak cari fazlamız var ” veya cari açık düşük kalır diyor. Merkez Bankası enerjiye yüksek döviz ödediğimizi ve bu nedenle cari açığımızın daha büyüdüğünü vurgulamak istiyor. Ama Merkez Bankası da yanlış söylüyor.

Bir… Çin ve Almanya da petrol ithal eden ülkelerdir. Ama bu ülkeler enerji dahil cari fazla veriyorlar.

İki… Enerji ithalatı olmazsa üretim yapamayız. Enerji tüm üretimde girdidir. Geçici bir sorun değil, her zaman ithal edeceğiz.

Üç… Türkiye 2022 ocak- Eylül arası ilk 9 ayında, toplam petrol ithalatı 25,7 milyar dolar oldu. Buna karşılık Yalnızca Çin’e karşı 29,3 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. Çin ile ticaret politikasını en geç bir yılda değiştirip bu açığı petrol ithalatı kadar düşürebiliriz. Ama petrol ithalatını kısamayız.

Siyasi iktidar ekonomiyi canı tutmak ve büyüme sağlamak için, yüzde 30 üstünde eksi faiz politikası uyguluyor. Ama eksi reel faiz, tasarrufların yurt dışına çıkmasına ve ölü yatırımlara neden oluyor. Bu nedenle GSYH’ da büyüme de devam etmeyecektir.

Dahası Türkiye’de üretimde kullanılan ithal girdi oranı yüksektir. AKP iktidarı, cari açıkla büyüme sağladı. Cari açıkla büyüme devam etmeyecektir. Çünkü içerde doğrudan yabancı yatırım sermayesi olmadığı için cari açık, dış borçla finanse ediliyor. Dış borçların faiz maliyeti çok arttı. Güven sorunu oluştu. Bu nedenle aramalı ve hammadde ithalatını finanse etmek zorlaştı. Ara malı ithalatında sıkıntı olursa üretimde daralma olur.

O zaman anlaşılıyor ki; hükümet her zaman yaptığı gibi algı oluşturmak peşindedir. Ama siyaha beyaz derseniz, algı da ters teper. Dahası algı yaratmaya harcadığı enerjiyi doğru yolda, istikrar politikaları için harcasaydı, bu günlere gelmezdik.

Exit mobile version