Rus yazar İvan Aleksandroviç Gonçarov, Oblomov isimli eserinde şöyle der: “Batıda hayaller gerçekleştirilmek için kurulur, Doğu’da ise gerçeklerden kaçmak için…”
AKP ile ne hayallerimiz vardı… Millî Hasıla 2 trilyon dolar olacaktı… Kişi başına gelir 20 bin dolara çıkacaktı… İhracat 500 milyar dolara vuracaktı… Bunları geçtim Nebati ne diyordu? Kafayı koyup kalkacağız, altı ay sonra bambaşka bir yöne gitmiş Türkiye göreceğiz…
AKP’nin tüm hayalleri gerçeklerden kaçmak için vardır. Altı ay sonra ülkenin durumuna baktığımızda rezervleri -63 milyar dolar, cari açığı ilk beş ayda -43 milyar dolar, net dış borcu 231 milyar dolar, enflasyonu Haziran ayında %78’e, üretici fiyatları ise %138’e varmış durumda…
Son olarak Erdoğan ne diyor? Aralık ayında enflasyon düşecekmiş…
Allah aşkına nasıl düşecek bir söyleyin de bilelim. Boş hayallere karnımız tok. Baz etkisi ile Aralık ayında gerileyecek fiyatları gösterip utanmadan bakın enflasyon düştü mü denilecek? Yahu enflasyon demek fiyatların yukarı doğru gitmesi demek, baz etkisi ile geçen döneme göre artış hızının yavaşlaması ekmek ya da et fiyatlarını geri çevirmeyecek ki! O zaman neyin tantanasını yapıyorsunuz?
Bakın bu enflasyon ancak hayallerde düşer size kalem kalem gerekçelerimi sunayım:
1-Turizm gelirlerinin aktığı, BDDK kararı ile şirket kasasına elin atılıp doların alındığı bir ortamda bile dolar düşe düşe 16,80’e inmişse, bu sonbaharda turizm girdisinin azalması ve enerji tüketiminin başlaması ile kurda hareketi tekrar yukarı çevirir.
Türkiye doğal gaz ve petrol tüketimini artırdığında daha fazla dış açık verecektir. Bu da dolar kıtlığında artış demektir. Ayrıca enerji fiyatları yukarı gidince enflasyon artmaz mı? Bakın hem cari açık artışı, hem de fiyatların yukarı gitmesi Lira’ya değer kaybettirerek kuru yukarı çekecek.
Kur yukarı gitti mi ne oluyor? İğneden ipliğe her şeyi AKP ekonomi modelinde ithal eden Türkiye’nin maliyetleri artıyor. İşte bu nedenle enflasyonun yapısal olarak inmesi imkansız.
2-Peki sonbaharla beraber kur yukarı çıkınca 17-18 bandı aşılırsa, Türkiye’de üretici fiyatları %170/180 olmaz mı? Bunu önlemek için AKP ne yapacak? Yine faiz içeren bir ürünle dolara olan talebi durdurmaya, dışarıdan bulabildiği borcu Türkiye’ye getirmeye çalışacak.
Bu işin bedelini kim ödeyecek? Yani faiz kimden çıkacak? Hazineden… Hazineye nasıl kaynak bulunacak? Zamlar yapılacak… Zamlar yapılınca fiyatlar yukarı gitmeyecek mi? O zaman Aralık ayında enflasyon nasıl düşecek?
KKM, GES, BBDK Kararı, ne gelse kur düşmüyor… Çünkü ülkeye döviz kazandırıcı işler değil bunlar… Üstüne bir de halka maliyet çıkaran, geniş halk kitlelerini fakirleştiren uygulamalar. Ama bu durum siyasi iradenin umurunda bile değil. Sadece anı kurtarmak ve olabildiğince en az hasarla seçime gitmek istiyorlar.
Ama hasar almadan 2023’ü görmelerine imkan yok. Enflasyon, dışa bağlı üretim modeli, bütçenin savurgan/lüks harcamalar ile delik deşik olması ve kapanması için yapılacak zamların fiyatları azdırması nedeni ile roket gibi yukarı çıkmaya devam edecek.
Sonbahar sonrası çıkacak enflasyon kasırgasından AKP ve MHP’nin bahar aylarına büyük oy kayıpları ile varacağını değerlendiriyoruz. İki partinin oy oranı toplamı %20 civarına çekilecek.
Boş hayallere karşı aziz Türk halkı sandıkta tam bir Osmanlı tokadı atacak. 2001 Krizi sonrası nasıl DSP, ANAP siyasi tarihin çöplüğüne gitmişse aynı sonu AKP için de göreceğiz.
Evet, ekonomiyi ve rakamları seviyorum. Rakamları önünüze koyup, yanına AKP’nin çözüm diye sunduğu taktikleri yerleştirdiğinizde oyunun kaç kaç biteceğini çok rahatlıkla görebiliyorsunuz.
Her zaman söyledim, Allah yüzümüze baktı, seçimlere az kaldı. Eğer seçimler olmasaydı ortada ne Türk Hazinesi kalırdı ne de Lirası…