Türkiye ekonomisinin ekonomi biliminden, modern uygulamalardan kopmuş ve günübirlik tedbirlerle yönetilmesinin yarattığı sorunlar büyüyor. Sorunlar büyüdükçe vatandaşların artan sıkıntılarını yine ekonomi biliminden ve modern uygulamalardan uzak palyatif yaklaşımlarla çözüyormuş gibi görünmeye yönelik icraatlar yapılıyor. Bunlardan bir tanesi de bayram ikramiyesi.
Gönlü zengin bir iktidarın jesti, hediyesi veya müjdesi olarak sunulan emekliler için bayram ikramiyesi ilk kez 2018’de verildi. O yıl ikramiye tutarı 1000 TL. olarak belirlendi, 2019 ve 2020 yıllarında da aynı tutarda ödeme yapılırken, ikramiye 2021 yılında 1100 TL. ye yükseldi. Bu Ramazan Bayramında da ikramiye tutarı yine 1100 TL. olarak belirlendi. Özellikle enflasyonun yüzde 60’a tırmandığı bir ortamda 1100 TL’lik ikramiye kamuoyunda hayal kırıklığı yarattı. Hükümetin emeklilere karşı cimri ama örneğin; kur korumalı mevduat sahiplerine, ya da büyük projeler üstlenen şirketlere karşı çok daha cömert olduğu eleştirileri de yapıldı.
Bayram ikramiyesinin nasıl değer kaybettiği, ikramiyenin 2018’den bu yana ABD doları cinsinden değeri hesaplanarak anlaşılabilir. Grafikte görüldüğü gibi 2018 yılında yaklaşık 225 dolar olan bayram ikramiyesi 2022’de 75 dolara düşmüş. Bu arada, geçen sürede ABD’deki enflasyon nedeniyle doların da değer kaybettiği göz önünde tutulmalı.
Aslında herkes bu 75 dolara karşılık gelen 1.100 TL.’yi de alamıyor. Bu tutar dul ve yetim aylığı alanlarda 275 TL’ye kadar düşebilecek. Bunlar tabii ki bugünün koşullarında çok küçük tutarlar.
Bayram ikramiyesinden Türkiye nüfusunun yüzde 16’sı (13,6 milyon kişi), emekli şehri olarak değerlendirilen İzmir’in de nüfusunun da yüzde 23’ü (yaklaşık 1 milyon kişi) faydalanıyor.
BAYRAM İKRAMİYESİ DEĞİL SEÇİM YATIRIMI
Ekonomi yönetimi neden bayram ikramiyesinin bu şekilde aşınmasına göz yumuyor? Bunun nedeni söz konusu ödemenin bir ikramiye değil seçim yatırımı olması. 2018 yılından önce emeklilere bayram ikramiyesi uygulaması yoktu. 2018 yılı özel ve önemli bir yıldı. 24 Haziran 2018’de milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. O yıl Ramazan Bayramı seçimden bir hafta önce, 15-17 Haziran tarihleri arasında kutlanmıştı. İktidar bayram ikramiyesini bir seçim yatırımı olarak gündeme getirdi ve uyguladı. 2019 yılında yerel seçimler 31 Mart günü yapıldı. Ramazan Bayramı 5-7 Haziran arasındaydı. Bayram ikramiyesinin seçime etkisi olması mümkün değildi. O nedenle bayram ikramiyesi tutarında bir değişiklik olmadı. 2020, 2021 ve 2022 yıllarında da seçim olmadığı için ikramiyenin reel olarak büyük ölçüde erimesine izin verildi. 2023 için ise durum çok farklı olabilir. Ramazan Bayramı 21-23 Nisan arasında kutlanacak. Haziran ayı ortasında Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yapılacak. Bayram ve seçim arasında iki ay var. Bu süre 2018 yılındaki bir haftalık ara kadar yakın değil ama eğer seçim zamanında yapılacak olursa iktidar büyük bir olasılıkla dolgun bir bayram ikramiyesi ödeyebilecektir.
GÜÇLÜ SOSYAL GÜVENLİK ALT YAPISI EKONOMİK GELİŞME İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
İktidarın popülist kaygılarla getirdiği bayram ikramiyesi ilginç bir şekilde özel emeklilik sandıklarını da etkiledi. Sandıkların üyeleri de bayram ikramiyesi beklentisi içine girdiler. Sandık yönetimleri bu taleplere direnince sandık üyelerinin açtığı davalar üyeler lehine sonuçlandı ve özel sandıklar da bayram ikramiyesi ödemek zorunda kaldılar.
Bayram ikramiyesi beklentileri, üzüntüleri, tartışmaları, doğru zeminde işleyen bir sosyal güvenlik politikası arayışını sekteye uğratıyor. Asıl önemli olan Türkiye’de etkili işleyen bir sosyal güvenlik sisteminin olması.
Sanki her şey tammış da bir bayram ikramiyesi eksik kalmış gibi bir gündem yaratmak yerine SGK’dan aylık veya gelir elde eden sigortalıların asgari bir refah seviyesine erişip erişemedikleri konusu ele alınmalı. Özellikle hatalı ekonomik politikalar, pandemi, enflasyon ve son olarak da Rusya-Ukrayna çatışmasının derinleştirdiği ekonomik sorunlar karşısında emeklilerin hangi şartlar içinde olduğunun çok iyi anlaşılması ve iyileştirme alanlarının belirlenmesi önemli. 2022 yılı başında SGK’dan aylık ve gelir alanlara yapılan asgari ödeme tutarı 2500 TL. olarak belirlendi ama bu tutar asgari ücretin yarısı kadar.
Sağlıklı bir sosyal güvenlik sisteminin temelini hiç şüphesiz güçlü bir ekonomik yapı oluşturabilir. İyi yönetilen, istikrarlı bir şekilde büyüyen, vatandaşlarına istihdam sağlayan ve fiyat istikrarı olan bir ekonomide sosyal güvenlik sistemi de güçlü olur ve bayram ikramiyesi gibi anlamı olmayan uygulamalara gerek duyulmaz.
Uygun çalışma koşullarında, hak ettiği ücreti alarak çalışan, üreten vatandaşların ödediği primlerle oluşan fonlar iyi yönetildiğinde emeklilere ve diğer ihtiyaç sahibi vatandaşlara üst düzeyde sosyal koruma sağlayacaktır. Diğer yandan sağlam temellere oturtulmuş ve iyi yönetilen bir sosyal güvenlik sistemi de ekonominin büyümesini destekler, yeni istihdam alanları yaratır, vergi gelirlerini artırır, fakirliği azaltır ve kadınların çalışma hayatına katılımını kolaylaştırır. Böyle bir sistem hedeflemek yerine, sözde bayram ikramiyesi müjdeleri ile kamuoyunu oyalamak doğru değil.