Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 180 bin civarı bankacı var ve bunun yarıdan fazlası kadın.
Yani kadın bankacı sayısı erkekten çok fazla. Zaten bunu da herhangi bir banka şubesine gittiğinizde net bir şekilde görebilirsiniz.
Kadınların bankacılık sektörünün temel taşı olduğu inkâr edilemez bir gerçek. Bugün eğer bankalar hanelerine büyük karlar yazıyorsa o başarıda kadın çalışanların imzası var.
Ancak her ne kadar şube bazında kadın sayısı fazla ise de maalesef bankacılık sektörü erkekler tarafından yönetiliyor.
Bankaların üst yönetimleri ağırlıklı olarak erkeklerden oluşuyor.
CEO düzeyinde artık yok!
Genel Müdür Yardımcısı düzeyinde ise yine ağırlıklı olarak erkekler karşımıza çıkıyor.
Bankacılık sektörünün kadınların sırtından bu kadar büyük para kazanmasına rağmen yönetimi halen erkeklere bırakması cinsel ayrımcılıktır.
Nitekim bu konuda geçtiğimiz günlerde genç bir avukat ilginç bir davaya imza attı. Avukat Gökçe Yabuloğlu, yerli sermayeli Türkiye’nin en büyük 5 bankasından birini ayrımcılık tazminatına mahkûm ettirdi.
Bu dava bana göre, körfez sermayeli bankanın 3 kez mobbingden tazminata mahkûm olması kadar ağır ve utanç vericidir.
Bu utançtan hiçbir zaman kurtulamayacak!
Bu utanç verici ayrımcılık davasının daha şoku atlatılmamış iken, aynı bankanın halkla ilişiler servisinden ilginç bir basın bülteni servis edildi.
Söz konusu banka “Rol model kadın programı” başlattı.
Bu haber bayan İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı’nın fotoğrafı ile her yerde yayınlandı.
Kimse bu bankaya şu soruyu sormadı:
İyi de sen banka olarak toplumda ve iş yaşamında kadınların seslerinin daha güçlü duyulmasını ve hayallerinin fark yaratacak hikâyelere dönüşmesini desteklemek için rol model programını hayata geçiriyorsun ama diğer taraftan bir kadına karşı ayrımcılık yaptığın için tazminata mahkûm ediliyorsun?
Bu iki yüzlülük değil de nedir?
Bu banka geçmişte krizin adını duyar duymaz bir gecede binlerce çalışanını kapının önüne koymuştur.
Çalışanının hakkını aradığı için sendikayı çıkartmak için baskı uygulamıştır! Sonunda örgütlü sendika yetki alamadı ve şu an sendikasız bir iş yeri olmanın keyfini sürüyor.
Kadına gerçekten değer veren terfi mekanizmasını adil bir şekilde çalıştıran bankalar yok mu?
Elbette var!
Ancak onlarda da yeterli sayıda kadın yönetici yok.
Yüzde 60’a yakın kadınların çalıştığı bir bankacık sektöründe gönül ister ki, en az 5 kadın CEO olsun, yönetim kurulunda kadınlar eşit olsun.
Bunu yapan var mı?
Elbette yok!
Çelişki dolu bir sektör!..