Hanife Serter Yazıyor: Zor Bankacılık!

Hanife Serter

Hanife Serter

Paramedya’da uzun süredir bankaların zor ve karanlık yüzünü anlatmaya çalışıyorum.

İşin içinde olanlar , bu karanlığın içinde çalışmaya ve yaşamaya uğraşanlar durumu zaten biliyor ve kendilerini anlaşılmış hissediyor . Konunun dışında olanlar için ise kafalarda “ O kadar da değildir. Abartıyorsunuz . Bankacıların hiç mi suçu yok ? “ şeklinde soru işaretleri oluşuyor . Onlar da haklı aslında. “Gerçekten bu kadar da olmaz , bu bankacılarda da suç var .” dememek mümkün değil .

Geçtiğimiz günlerde bir TV programında Prof. Acar Baltaş’ın “ Metaverse evrenin psikolojik sonuçları neler olabilir ?” konulu bir söyleşisine rastladım. “Metaverse hayatımızı olumlu mu yoksa olumsuz mu etkiler ?” sorusuna verdiği cevap çok önemliydi . Kimlerin ellerinde şekilleneceğine bağlı … Kişiliğin karanlık üçlüsü dediğimiz “Narsist , Psikopat , Makyevelist” kişilikler yönetirse işimiz zor …

Bu cümle beni çok etkiledi . Ben de önceki yazılarımda defalarca kurumların “ Narsist” tarafından , yöneticilerin psikopatlıklarından bahsederek bu kişilik özelliklerinin çevreye, insana verdiği zararlardan bahsetmiştim . Ama bir konuyu bilerek ya da bilmeden yeterince işlemediğimi , çoğunlukla pas geçtiğimi farkettim. Bu da kurumlarda çalışan Makyevelist kişilikler .

Makyavelizm, kişilik psikolojisinde kişilerarası manipülasyon, duygusal soğukluk ve ahlakî kayıtsızlık ile karakterize edilen psikolojik bir özelliktir. Niccolò Machiavelli‘nin tarihsel figürü ya da eserleri ile ilgisi olmasa da, özelliğin ismi Makyavelizm adlı Machiavelli’nin ortaya koyduğu politik felsefesi sonucunda adlandırılmıştır. Bunun nedeni, psikolog Richard Christie ve Florence Geis’ın insan davranışlarındaki farklılıkları incelemek için Machiavelli’nin eserlerinden esinlenerek düzenlenmiş ifadeleri kullanmış olmalarıdır.*

Machiavelli devlet yönetimi ile ilgili düşüncelerinin temelini Prens adlı kitabında açıklamıştır. Devleti yöneten prensin duygularına kapılmadan ve acıma duygularını bir kenara bırakarak devleti yönetmesi gerektiğini belirtmiştir. Gerektiğinde bir insanın devlet tarafından öldürülmesinin çok daha fazla insanın yaşamasını sağlayacağını belirterek prense öğütler vermektedir. Temelinde bu görüşlere paralel olarak başka bir bakış açısı da “Amaca ulaşmak için her türlü araca başvurmanın uygun olduğu.” savıdır.

Kişiliğin karanlık üçlüsü içinde yer alan “makyavelist” bireylerin kişilik özellikleri şunlardır ;

-Diğer bireylerin istek ve ihtiyaçları ile ilgilenmezler yalnızca kendi çıkarlarını gözetirler.

-Bu bireylere göre kendi amaçlarına ulaşmak için yalakalık, hile ve duygu sömürüsü yapmak olağan davranışlardır.

-Bu tür davranışlar toplumsal hayatta hoş karşılanmayacak davranışlar olduğundan Makyavelistler yalan ve hile gibi davranışlara başvurmadan önce bu davranışların getirebileceği olası riskleri analiz etme eğilimindedir. Böylece toplumca onaylanmayan bu davranışlarından dolayı ortaya çıkabilecek riskleri en aza indirme çabası gösterdikleri düşünülebilir. Dolayısıyla bu kişilik özelliğine sahip bireylerin yalan ve hileyi stratejik olarak kullandıkları ileri sürülebilir.

-Makyavelist bireyler dünyayı ve diğer insanları düşmanca gördükleri için hile ve yalan gibi davranışlarla çıkar sağlamayı uygun bir davranış olarak değerlendirirler. Başka bir deyişle, başkalarını düşman olarak algılayarak düşman karşısında zafere giden her yolun kabul edilebilir olacağı inancıyla davranışta bulundukları söylenebilir.

Bankacılık sektörü uzun süredir ülkemizin “en sağlam , en güçlü , en karlı “ sektörü olarak tanımlanmakta. Birçok rakamsal veri bu sonucu doğruluyor olsa da sektörü içten içe sağlıksız kılan bir yönetim anlayışına hatta zaafiyetine dikkat çekmek zorundayız.

Sektördeki karlılığı korumaya ve arttırmaya yönelik çabalar her geçen gün sertleşiyor . Sektör çalışanları hemen hemen her gün hesapsızca verilen yüksek hedeflerden ve bu hedeflerin realize edilmesi için yapılan olağanüstü baskılardan şikayet etmekte. Bu baskı en nihayetinde hem bankacılara hem de banka müşterilerine zarar verici boyutlara ulaşmış durumda.

Önceki yazılarımda bu sistem içinde yer alan kurumların kendilerinden başka kimseyi umursamayan , en çok kendini beğenen, kendini öven, kendini ödüllendiren “ Narsist” duruşlarından , seçilmiş yöneticilerin kimseye acımayan, empati yapmayan, zarar vermeyi göze alan “ psikopat” yöneticilerinden uzun uzun bahsetmiştim . “Karanlık üçlü”de eksik kalan parçayı da bu sistem ile uyum içinde çalışmayı tercih eden Makyevelist kişilikler tamamlıyor . Onlar için hedefe giden her yol mübah. Yaptıkları şeyleri bilerek isteyerek planlayarak yapıyor ve asla pişman olmuyorlar . Kişisel kazançları , başarıları her şeyin, tüm ahlaki değerlerin ve sorumlulukların üzerinde yer alıyor. Yaşlı ve finansal açıdan bilgisiz insanların vadeli mevduatlarını vadesiz hesaplarda bırakırken vicdanları sızlamıyor . Kredilerin yanında kestikleri ilave sigortalar için bilgi vermeksizin imza alırken yüzleri kızarmıyor, Tüm çalışanlara insan gibi değil de köleleri gibi davranan psikopat yöneticilerine “ yağcılık , yalakalık, tezahürat “ yaparken utanmıyorlar. Son derece rahatlar. Tüm bunları gayet doğal görüyorlar. Onlar için en büyük ayıp, en büyük günah (!) “ Paramedya”yı takip etmek. Paramedya lafını duydukları an “sarımsak görmüş vampirler” gibi kaçışıyorlar .

Psikolojideki “ karanlık üçlü”yü araştırırken karşıma çıkan makalelerden birinde bankacılık sektöründeki Narsist, psikpat, Makyevelist yöneticilerin çalışanların tükenmişlik düzeyi üzerindeki etkisi ile ilgili bir çalışmadan bahsedildiğini gördüm. Bu çalışmada da Makyavelizm Eğilimlerinin Çalışanların İşe Yönelik Tutumlarıyla İlişkisi hakkında şunlar belirtilmiş ;

“Makyavelizm düzeyi yüksek yöneticiler, astlarını ya da başkalarını kendi amaçları doğrultusunda kullanma ve hileye başvurma (Jones ve Paulhus, 2009) eğilimindedir. Ek olarak, Makyavelistlerin kendi amaçlarını gerçekleştirmek için yalan söyleme (Mcleod ve Genereux, 2008) ve etik dışı davranma (O’Fallon ve Butterfield, 2005) eğilimleri de yüksektir. Öte yandan Makyavelistlerin sosyal ve iletişim becerilerinin gelişmiş olması, amaçları doğrultusunda nerede nasıl konuşması gerektiğini bilmeleri (Jones ve Paulhus, 2014) ve temelde yüzeysel ancak samimi görünen insan ilişkileri (Paulhus ve Williams, 2002) Makyavelizm eğilimi yüksek yöneticilerin, astlarının tutum ve davranışlarını olumlu etkileyebilecek özelliklerdir. Çünkü Makyavelistlerin dürtüsel davranma eğilimleri düşüktür. Bu sebeple yeri geldiğinde ustaca politik davranışlar sergileme (Christe ve Geis, 1970), güç merkezleri ile ve menfaati olan kişi ya da gruplarla çatışmama (Jones ve Paulhus, 2014; Kessler ve diğ., 2010) ve kişisel çıkarları için örgütte belli kişilere sevimli görünme eğilimleri oldukça yüksektir. Ancak bu olası pozitif etkilerin kısa vadeli olacağı, uzun vadede yöneticilerdeki bu Makyavelist eğilimin astlar tarafından farkına varılacağı vurgulanmaktadır (O’Boyle ve diğ., 2012). Dolayısı ile muhtemel olumlu etkilere rağmen, yöneticilerin Makyavelizm eğilimlerinin, bu yöneticilere bağlı astların işe yönelik tutumlarıyla olumsuz ilişki içinde olması beklenmektedir (akt., Özsoy, Uslu ve Ardıç, 2018). Mevcut ampirik bulgular incelendiğinde Volmer, Koch ve Göritz (2016) araştırmalarında yöneticilerin Makyavelizm eğiliminin astların duygusal tükenmelerini pozitif yönde etkilediği sonucuna varmıştır. Bu bakımdan gerek bu bulguya, gerekse Makyavelizm literatürüne dayanarak, çalışanların yöneticilerinden algıladıkları Makyavelizm eğiliminin çalışanların tükenmişliğini pozitif etkileyeceği ( yani arttıracağı) beklenmektedir.”**

Tüm bu bilgiler ışığında karar yine üst yönetimlerin . Bu şekilde, bu kişiliklerle yönetmeye, yönetilmeye, çalışmaya razı mısınız ? Tamam mı, devam mı ? Doğru olanı yapmayı seçebilirsiniz .

*Wikipedia

** SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Cilt 22 – Sayı 1 -Nisan 2019 SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU DERGİSİ (e-ISSN: 2564-7458) SS.194-203 / Araştırma Makalesi

Yöneticilerin Karanlık Kişilik Özelliklerinin Çalışanların Tükenmişlik Düzeylerine Etkisi

 

Exit mobile version