Türkiye’nin kaynağı AKP’ye oy veren şehirlere gitti!

Ayhan Bülent Toptaş

Dr.Ayhan Bülent Toptaş

Geçtiğimiz ay başında İzmir’de merkezi yönetimin yatırımları hakkındaki tartışmalar üzerine bir makale yazmıştım. O günlerde İzmir’de eski bir tartışma yeniden alevlenmişti. Muhalefet milletvekilleri, kamu yatırımlarında İzmir’in dışlandığını ve hak ettiği payı alamadığını ileri sürerken, iktidar yanlısı çevreler bunun doğru olmadığını ve İzmir’in her yıl milyarlarca liralık yatırım aldığını ifade etmişlerdi.

Böyle tartışmalarda politikacıların görüşleri önemli ama bunları doğru değerlendirebilmek ve objektif davranmak kaygısı ağır bastığından elde sağlam veriler, bilimsel değerlendirmeler olmadan tam bir kanaate ulaşmak kolay olmuyor. Bu konuda düşünürken Cambridge Üniversitesi’nden ekonomik coğrafya ve yerel kalkınma alanındaki araştırmaları ve bu alanla ilgili olarak Türkiye’ye yönelik çalışmaları ile de tanınan Dr. Davide Luca’nın AKP İktidarında Türkiye’de İl Bazında Ekonomik Dinamiklerin Politiği başlıklı araştırması dikkatimi çekti. Araştırma geçtiğimiz yılın Ekim ayında, oldukça ciddi bilimsel araştırmalara yer verilen Ekonomik Coğrafya Dergisi’nde (*) yayınlanmış.

Luca, ekonomik coğrafya üzerine yapılan araştırmalarda kurumların bölgesel büyüme ve kalkınmaya yaptığı etki hakkında çok sayıda araştırma yapıldığını ama ulusal düzeydeki ekonomi politikalarının politiğinin göz ardı edildiğini ileri sürüyor. Yazar, siyaset bilimi literatüründen faydalandığı bu çalışmanın, ulusal düzeydeki politik dinamiklerin bölgelerin eşit olmayan bir hızla büyümelerine nasıl etki ettiğinin anlaşılmasına katkı sağlayacağını ileri sürüyor. Luca’nın makalesi seçimlerin ve merkezi yönetimin (hükümetin) eylemlerinin bölgesel ekonomik büyümeye katkısını araştırıyor. Hükümet, elindeki kaynakları bölgelere etkinliği ve adaleti gözeterek mi yoksa gizlediği bazı tercihlerine göre mi dağıtıyor? Bu çerçevede, makalede, AKP’ye hem yerel hem de ulusal düzeyde muhalefet eden Cumhuriyet Halk Partisi’ne düzenli olarak yüksek oranda oy veren illerin cezalandırıldığı endişelerinin haklı olup olmadığı ampirik olarak test ediliyor. Araştırmanın verilerini oluşturan kişi başına Gayrisafi Katma Değer (GSKD), oy oranları ve diğer sosyoekonomik veriler TÜİK’ten sağlanmış.

Araştırmanın ampirik bulguları, 2002, 2007 ve 2011 yıllarında gerçekleşen genel seçimlerde AKP’ye verilen oyların 2004 – 2016 döneminde iller bazında Kişi Başına GSKD ve istihdam büyümesi açısından önemli etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Gayrisafi Katma Değer, bir bölgede yerleşik ekonomik birimlerin belli bir dönemde bu bölgedeki ekonomik faaliyetleri sonucunda ürettikleri mal ve hizmetlerin (çıktı) değerinden, bu üretimde bulunabilmek için kullandıkları mal ve hizmetler (ara tüketim) değerinin çıkarılması sonucu elde edilen değer. Kişi Başına Gayrisafi Katma Değer ise cari fiyatlarla bölgesel gayri safi katma değerin yıl ortası bölge nüfus tahminine bölünmesi ile TL cinsinden elde ediliyor. Hesaplanan bu değerin ithalat ağırlıklı ortalama dolar kuruna bölünmesi ile dolar cinsinden kişi başına bölgesel gayrisafi katma değere ulaşılıyor.

Araştırmada elde edilen bulgulara göre, genel olarak, AKP’nin Türkiye ortalamasının biraz altında oy aldığı bir ildeki kişi başına GSKD, çok az oy aldığı bir bölgeye göre yüzde 3 daha hızlı büyüyor. Bu pozitif etki AKP’nin ortalama il bazında alınan oy düzeyinin üstüne çıkıldıkça azalmaya başlıyor. AKP, kendisine destek veren illeri önemsiyor ama aynı zamanda yeni siyasi destek alma şansının daha çok olduğu illeri de belirliyor ve buralarda büyümeyi daha fazla gözetiyor. Diğer yandan, muhalefetin çok güçlü olduğu yerler ile kendisinin (AKP’nin) çok sağlam desteğe sahip olduğu illerdeki büyümeye daha az önem veriyor. İktidarın büyüme üzerine etki ettiği en önemli araçlar inşaat sektörü ve bu illerdeki kamu personeline yapılan maaş ve sosyal güvenlik ödemeleri.

Makalede yapılan bir başka değerlendirmeye göre AKP’nin politikaları gelir düzeyi düşük olan illerin yüksek gelir düzeyindeki illeri yakalamasına büyük katkısı oldu ve bu durum söz konu illerde AKP’ye yönelik güçlü politik bir bağlılık yarattı.

İzmir AKP’ye genel seçimlerde en az oy veren ve en az büyüyen iller arasında

Luca’nın çalışmasında, İzmir, kişi başına yıllık ortalama GKSD büyümesi en düşük olan ve AKP’ye 2002, 2007 ve 2011 yıllarındaki genel seçimlerde en az oy verilen iller arasında. İzmir gibi AKP’nin oy oranlarına paralel olarak yıllık ortalama büyüme oranları düşük olan illere örnek olarak Aydın, Muğla, Kırklareli, Tekirdağ ve Edirne gösterilebilir. Diğer yandan Kütahya, Konya, Çankırı, Aksaray, Yozgat, Çankırı, Adıyaman, Erzurum ve Malatya gibi AKP’ye verilen oyların yüksek olduğu illerde yıllık ortalama büyümenin de yüksek olduğu dikkat çekiyor.

Araştırmacının değerlendirmesine göre oyların ekonomik büyüme üzerindeki etkisi seçim yıllarında en güçlü düzeyine çıkıyor, iki seçim ortasında en düşük düzeye iniyor ve bir sonraki seçime yaklaşılırken yeniden yükseliyor. AKP’nin inşaat sektöründeki patlamaya, ucuz dış borçlanmaya dayanan ve klasik makroekonomik popülizmi takip eden büyüme modelinin sürekliliğinin soru işaretleri yarattığına da dikkat çekiliyor.

Bu yazının amacı İzmir’in muhalefet oylarının çok yüksek olduğu bir il olması nedeni ile AKP tarafından dışlanıp dışlanmadığına ilişkin tartışmaların daha objektif bir zemine çekilmesi. Yazıma konu olan araştırmada bana göre ön plana çıkan hususları okuyucularla paylaştım. Umarım, Luca’nın makalesi iktidar ve muhalefet partilerinin İzmir’deki yöneticileri ve milletvekilleri tarafından incelenir, ya da çoktan incelenmiştir.

Makalenin bağlantısını aşağıda veriyorum. Makalenin içinde de araştırmanın dayanağını oluşturan diğer çalışmaların ve dayanak teşkil eden dosyaların bağlantıları mevcut.

https://academic.oup.com/joeg/advance-article/doi/10.1093/jeg/lbab041/6433098?login=true

(*) Luca, Davide, National elections, sub-national growth: the politics of Turkey’s provincial economic dynamics under AKP rule, Journal of Economic Geography (2021) 00, 1–23

Kaynak: İZGAZETE.COM

Exit mobile version