Geçtiğimiz hafta Mobbingle Mücadele Derneği’nin davetlisi olarak katıldığım bir sempozyumda “Finans Sektöründe Mobbing” konulu bir konuşma yaptım. Bankacılık sektörüne yabancı sermayenin gelişi, teknolojik gelişmelerin etkisi ve ürün çeşitliliği ile bağlantılı “ kar hırsı”nın ulaştığı son noktada bankacıların nasıl bezdiri boyutundaki baskılarla çalıştığını, çalışmakta zorlananların , itiraz etmeye kalkanlatın nasıl istifaya zorlandığını anlattım. Dinleyiciler arasında çoğunluk sağlık sektörü çalışanlarıydı ve Sempozyum sonunda bazıları yanıma gelerek “ biz bankacılığı rahat bir iş olarak görüyorduk, bu boyutta sıkıntılar olduğunu bilmiyorduk, şaşırdık ..” dediler . Evet bu iletişim çağında hala bankacılar yaşadığı sorunları topluma duyurmaktan uzak bir noktada maalesef . Birçok meslek grubu yaşadığı sorunları çıkıp açık açık anlatıyor , şikayet ediyor , haberlerle, eylemlerle duyulur , görülür hale getirebiliyor ancak bankacılar hala şık ve temiz çalışma ortamlarında “ rahat rahat çalışan “ insanlar olarak görülmeye devam ediyor . Basında ve medyada bankaların güler yüzlü reklamları dönerken, karlılık rekorları ile ilgili haberler yayınlanırken arka planda yaşanan trajedileri görmek neredeyse imkansız. Sektördeki çalışanların sorunları ancak fısıltı halinde kulaktan kulağa dile getirilebiliyor , biraz daha cesur (!) olanlar sosyal medyadan Paramedya’ya “ ismimi gizleyin lütfen” ricası ile derdini anlatıyor, paylaşıyor .
Son iki yıldır Paramedya İnstagram hesabında oluşturduğumuz herkese açık ( ama isimler gizli ) platformda Bankacıların en azından birbirini duymasını , görmesini sağlamayı başardığımızı düşünüyorum . Artık bankacıların birçok sorunun sadece kendi bankalarına kendi şubelerine has sorunlar olmadığını , sektörün genelinde yaşanan kronik sorunlar olduğunu fark ettiklerini anlıyorum . Bu durum sektör çalışanları arasında görünmez bir birlik ve beraberlik duygusu yaratmaya da başlamış görünüyor . Farklı bankalarda olanlar birbirleri ile ilgili iyi gelişmelere birlikte seviniyor , olumsuz haberlere birlikte tepki gösteriyorlar . Bazı banka çalışanları maaş zamları , ödenmeyen primler , düşük yemek ücretleri , fazla mesailer gibi konularda hep birlikte tepki göstererek üst yönetimlerini harekete geçirmeyi başardı . Bazıları hala sesini duyurmaya çalışıyor. Üst yönetimler de uyuyan devin uyandığını fark edip daha fazla uyanmadan önlemler almaya çalışıyorlar. Zamlarla ve primlerle şimdilik tekrar “ yatıştırdıkları” bankacılar tamamen uyanırsa neler olacağını onlar da az çok biliyorlar belli ki .
Geçtiğimiz günlerde bankacıların özellikle yoğun hedef baskısını ortak bir eylemle BDDK’ya duyurma isteği “3.3.3” eylemi ile somutlaştı . Binlerce bankacı BDDK’nın sosyal medya hesaplarını takibe alarak şikayetlerini mesajlarla kuruma iletmeye çalıştı . Bu girişim işe yarar mı ? Hemen değil . BDDK hedef baskısının kendi denetleme ve düzenleme alanına girmediğini ve şikayetlerin resmî olmadığını öne sürerek bu konuda bir eylem yapmayacak muhtemelen . Ama yine de bu önemli bir deneyimdi bankacılar için. Psikolojik sorunlarda en önemli adım derdini söylemek ve çözümler aramaya başlamaktır, bunun için küçük de olsa, yanlış da olsa adımlar atmaya çalışmaktır . Bankacılar emekleme sürecini tamamlayıp ayağa kalktı ve düşe kalka da olsa küçük küçük adımlar atmaya başladı artık. Bundan sonra her geçen gün daha sağlam adımlarla , daha dik duruşlarla ilerleyeceklerine inanıyorum . Sektör çalışanları işsiz kalma korkusu olmadan daha insani koşullarda insan onuruna yakışır şekilde çalışmayı hakediyor . Daha azına razı olurlarsa kendilerine yazık etmiş olurlar. Herkes kendi değerini önce kendi biçer . Sonra o değeri karşıdan bekler. Köle psikolojisinden çıkıp, üniversite mezunu , vasıflı iş gücü olduğunun farkında olarak hakkını aramak , kendine yakışır koşullarda çalışmak tüm bankacıların varmak istediği tek hedef olmalıdır . “Hedef tamam” diyene kadar bu yolda hep birlikte çalışmaya devam. Sırada 4.4.4 eylemi var. Bakalım bu kez binlerce mesaj nereye ulaştırılacak ?