Rus Televizyonu savaştan bir gün önce bir program yaptı ve orada ilginç bir iddiada bulundu.
Rusya’nın en çok izlenen kanallarından olan ve devlete ait Rossiya-1 olası bir savaşa “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ihtiyacı” olduğunu iddia etti.
Gerçekten bu savaş Erdoğan ve başka liderlere yarayacak mı bilemem ama bildiğim bir şey var ki, ekonomiyi eline yüzüne bulaştıran ve koskoca ülkeyi fukaralık çukuruna iten bu iktidar için aranan bahane olacak.
Bu bahanenin ilki zamlar ve artan hayat pahalılığı. Türkiye hayat pahalılığı ile yaklaşık 2 yıldır boğuşuyor. Marketlerdeki fiyat etiketleri artık aylık veya haftalık değil neredeyse günlük değişiyor. Hükümet beceriksizliğini saklamak amacıyla süpermarketleri suçladı. Özel zabıta timleri kurdu ve bunları marketlerin üzerine saldı.
İşte iktidarın yeni bahanesi.
Savaş çıktı!
İyi de bu pahalılık savaştan önce de vardı!
Onu boş verin! Siz bugüne bakın. O bahane dünde kaldı. Tabii ki savaş sayesinde süpermarket patronları da rahat bir nefes aldı. En azından iktidar kendilerini suçlamayacak.
Yeni suçlu savaş!
Gelelim iktidarı asıl kurtaracak bahaneye.
Bu iktidar dünyanın en ücra köşesinde bile kabul görmeyen saçma sapan bir iktisat teorisini savundu. Aslında bu teori bile değil ama biz yine teori diyelim.
Neydi bu? Yüksek enflasyonun nedeni, yüksek faiz!
Oysa iktisat ve ekonomi bilimi diyordu ki, yüksek enflasyona karşı faiz silahını çekmek zorundasın. Nitekim pandemi nedeniyle yüksek enflasyon yaşayan tüm ülkeler faiz silahını çekmişti.
Biz tam tersini yaptık. Yüzde 16 olan enflasyonu düşürmek için faizleri Eylül ayından itibaren düşürdük.
3 faiz indirimi Türkiye’de enflasyonu patlattı. Enflasyon yüzde 50’ye dayandı.
Faiz indiriminin enflasyonu düşürmediğini tam tersi yükselttiğini anladılar ama seslerini çıkaramadılar.
Çünkü bu tezi savunana karşı ne diyebilirlerdi ki?
Dolara talebi düşürmek için Hazine’yi batıracak Kur Korumalı Mevduatı hayata geçirdiler. Yine bütün ekonomistler isyan etti.
Yapmayın! Hazine’yi batırırsınız!
Dinleyen yok. Şu an 450 milyar birikti bu hesapta. Önceki gün dolar 14.600 TL’yi gördü Hazine’nin ödeyeceği kur farkı bir anda 30 milyara yükseldi.
Bunu kim ödeyecek?
Gözlerindeki ışıltı ile umut veren Hazine Bakanı Nebati mi?
Elbette hayır! Bizler vergileriyle zenginleri finanse edeceğiz. Sırf onlar dolar almasın diye biz daha çok vergi ödeyeceğiz, daha fakirleşeceğiz.
Böyle bir model dünyada yok.
Tabii ki buna rağmen doları tutamıyorlar.
Savaşan Rusya’nın para birimi rubleden bile daha fazla değer kaybına uğrayan para birimi Türk lirası oldu.
Artık önlerinde tek bir seçenek var doları frenlemek için.
O da faiz artışı.
Aslında bu ekonomi yönetimi hatalarını anlayıp, tüm dünyanın yaptığı gibi faizleri yükseltecek ama siyasi bedelinden korktukları için bunu yapmadılar.
Şimdi aranan bahane bulundu.
Bölgede savaş var ve ülke ekonomisinin kurtuluşu için faiz artışına gittik diyebilecekleri bir bahaneleri var artık.
Mart ayında faiz artışı gelirse artık hiç ama hiç şaşırmayın.
Emin olun ki, aylardır yüzünü görmediğimiz Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu da artık yavaş yavaş ortaya çıkar.