Ömer henüz 34 yaşındaydı. Bir bankada güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladı.
Evli ve 1 çocuğu vardı. Pırıl pırıl bir kız evladı.
Ömer cuma günü öğle arasında çalıştığı banka şubesinin sistem odasına girip belindeki silahı beynine dayayıp ateşledi.
Ömer’in cansız bedenini mesai arkadaşları yemek dönüşü buldular.
Ömer neden intihar etti?
O soğuk silahın tetiğini çekerken hiç mi genç karısı ve o güzeller güzeli yavrusu aklına gelmemişti?
Onları aklına getiremeyecek kadar mı psikolojisi bozuldu ki o tetiği çekti!
Ömer’in neden intihar ettiğini anlayabilmek için sosyal medyada son bir aydın yazılıp çizilen banka güvenlik görevlilerinin feryadını okumanız yeterli.
Benim de geçen haftaki yazımda dikkat çektiğim banka güvenlik görevlilerinin sorunu artık öyle bir hale geldi ki, sadece Ömer’in sorunu olmaktan çıktı.
Bu sorun her yıl karını yüzde 100 arttırmasına rağmen güvenlik görevlilerini 2.sınıf görüp taşerona devreden bankaların sorunu.
O bankalar ki, medyada en iyi insan kaynakları ödülü alan, çalışanının en çok mutlu olduğu kurum ödülüne sahip.
Sözde onlarca ödül alıyor ama bakıyorsun 13 bin personelden 700 güvenlik görevlisini taşeron şirkete devrediyor. Utanmadan bu insanları günlük 17 lira yemek parasına mahkûm ediyor. Ben yazdıktan sonra lütfedip bu rakamı yükselttiler.
2 yıldır zam konusuna ise bakacağız deyip attılar. 2 yıl zam verilmeden bu insanları şube önünde silahla bekletmek nasıl bir işveren ahlakı?
Nasıl olsa ülke krizde nasıl olsa gidecekleri bulacakları bir iş yok! O zaman sömürmeye devam!
Ama bilmiyorlar ki, bu insanlar kırılma noktasında.
Bu insanlara silah veriyorsun, günlük en az 10 saat çalıştırıyorsun adam gibi yol ve yemek parası vermiyorsun sonra hem benim paramı koru hem de şubemi koru diyorsun!
Bu fırsatçılıktan başka bir şey değil!
Bugün twitter da binlerce güvenlikçinin feryadı var: Geçinemiyoruz, açız diye…
Bankada taşeron nedir ya Allah aşkına?
Bir banka neden şubede 30-40 kişi barındırırken o bir kişiyi taşerona devrediyor? Nasıl bir küçük hesap?
Üstelik bunu helal haram ayrımı yaptığını iddia eden, besmele ile açılış yaptıran Arap sermayeli katılım bankaları bile yapıyor.
Helali haramı biliyorsun ama kul hakkını bilmiyorsun…
BDDK’ya bir kez daha sesleniyorum:
Bu sektörün güvenlik sorunu var.
Belinde silahı ile 10 saat kapı önünde bekleyen bu çocukların psikolojisi bozuk. Bunlar geçinemiyor, bunlar taşeron kadrosu altında sömürülüyor. Dolaysıyla kırılma noktasındalar.
Yarın daha büyük faciaları önlemek için lütfen sektörde taşeronlaşmanın önünü geçin. Bunların haklarını almasını sağlayın. Yarı aç yarı tok çalıştırılan bu insanlara sahip çıkacak kimse yok mu?
Bankanın güvenliği taşeronla sağlanamaz. Bu sorun aynı zamanda o şubeye giren vatandaşı da ilgilendiriyor…
Artık bir kamu bankası bile güvenliğini taşerona devretti. Nedir bu insanlardan alıp veremediğiniz? Verdiğiniz üç kuruş size niye batıyor ki, bu insanlara bu zulmü yapıyorsunuz?
Ey banka yöneticileri sizde Allah korkusu yok mu?
Bütün dünya krizde iken siz Türkiye’de karınızı yüzde 100 arttırdınız. 300-500 güvenlik görevlisinin boğazından kesmek size daha çok mu kar ettirecek?
Kul hakkı konusunda en hassas ve Türkiye’nin en vicdanlı bürokratı BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben bu konuya acil olarak el atmak zorunda.
Yoksa bir süre sonra çok daha üzücü haberler okuruz.