Bir işçi ile işveren arasındaki fazla mesai anlaşmazlığı, telefonun GPRS kayıtları aracılığıyla çözüldü. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından yapılan incelemelerde, GPRS kayıtlarının delil olarak kabul edilmesi gerektiğine kanaat getirildi.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi , işverenle işçi arasındaki bir anlaşmazlığı dikkat çekici bir detay ile çözüme kavuşturdu. Konuyla ilgili yapılan açıklamalarda, telefonlardaki GPRS kayıtlarının da mesai yapıldığına delil olarak sayılacağı ifade edildi. Üstelik bu sonuca oybirliği ile ulaşıldı. Gelin o olayın detaylarına hep birlikte bakalım.
İlaç ve tıbbi tanıtım mümessili olarak çalışmakta olan bir vatandaş, işten ayrıldıktan sonra fazla mesaisinin olduğunu ileri sürdü. İş Mahkemesi’ne giden vatandaş, aralarında telefon GPRS verilerinin de olduğu bir takım delil gösterdi. İşverense çalışanın bunu daha fazla prim için yaptığını ve fazla mesai olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürdü. İş Mahkemesi tarafından yapılan incelemeler sonucunda davanın reddine karar verildi. Kararı temyize götüren vatandaş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından yapılan incelemede haklı bulundu.
“GPRS verileri delil niteliğinde”
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin incelemeleri sonucunda ulaşılan emsal karara göre GPRS verileri, bir kişinin fazla mesai yapıp yapmadığının anlaşılmasını sağlayabilir. Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Somut olayda, dosya kapsamından, davacının sabit ücret+kotaya bağlı prim usulü ile çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece fazla çalışma yaptığının davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle talep reddedilmişse de davacının fazla çalışmalarının daha fazla prim elde etmeye yönelik olarak yapıldığı davalının zımnen kabulündedir. Davacıyla yapılan iş sözleşmesi 8. maddesinde çalışma sürelerini işverenin belirleyeceği, 12. maddesinde ise işçinin ziyaret planlarını işverene sunmak ve buna uymak zorunda olduğu düzenlemesi mevcuttur. Davacı delil olarak telefon, GPRS kayıtları, işverene sunduğu raporlar ve tanık beyanlarına dayanmış, telefon GPRS kayıtları ile raporlamalar bir arada değerlendirildiğinde fazla çalışma alacağının ispat edeceğini belirtmiştir. Davacı tanıkları davacıyı programında belirttiği gün ve saatte görmüş kişiler olup davacı işi gereği pek çok doktor ve eczacı ile gün içinde kısa süreli tanıtım ve satış amaçlı görüşmektedir. Telefon GPRS kayıtları celbedilmediği gibi davacı tanıklarının davacıyı kısa süre görmüş olduğundan beyanlarına itibar edilemeyeceği ve davalı tanık beyanlarında davacının çalışma süresinin 44 saat olup yasal süreyi aşmadığı dolayısıyla fazla çalışmanın ispat edilemediği gerekçeleriyle reddi isabetsiz olmuştur. Mahkemece davacıya ait delil kısmında bildirilen telefon GPRS kayıtları, araç kayıtları, işverene haftalık sunulan raporlar celbedilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek fazla çalışma alacağı hakkında hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçeyle talebin reddi isabetsiz olmuştur. Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.”