AKP’nin altın operasyonu!

altın

14 Şubat 2022 Pazartesi
128 milyar dolar rezerv gitti…

75 milyar dolar devlet malı özelleştirme diye gitti…

Yetmedi üstüne kamu 110 milyar dolar borca girdi…

Neden?

AKP’nin dış girdiye bağlı üretim yapısını değiştirmek yerine sürdürmek istediği için…

Sanayi ve tarım dışarıdan mal alarak çalışmaya devam ettikçe elimizdekini yedik bitirdik, borç aldık…

Sistem çalıştıkça dolara, Euro’ya talep artıyor, kur yukarı gidince haliyle üretim maliyeti artıyor.

Kendi kendini vuran bir sistem…

Salgının da vurması ile durgunluk ve enflasyona bağlı seçmen kaybı yaşayan AKP, faizi indirerek güya ekonomiyi canlandıracaktı. Ama sonunda kur arttı, enflasyon patladı.

Kuru tutmak için örtülü faiz verildi…

Şimdi AKP geçmişteki taktiğine başvuruyor…

Faizi indir, kur artınca rezervden kullan ya da özelleştirme yap kura vur…

Ama ne oldu? Bu sefer elde bir şey olmayınca kuru tutamadılar iş bozuldu. Kaş yapalım derken göz çıkardılar. Oy artırayım derken oy kaybettiler…

Nasıl çıkacaklar işin içinden? Eski taktik KGF kredileri ile…

2017 yılında 200 milyarlık para pompalaması ile piyasa canlanmıştı. Millet üretim için gerekli ithalata kaynak bulmuş, geriye kalanı da borsaya, altına, dolara gitmişti. Dolara talep önce üretim için yarı mamul almak sonra yatırım amaçlı olunca, Merkez dolar satarak kur tutmuştu.

Şimdi yine eski taktik diyoruz ya, ilk önce faiz indi ama işe yaramadı, arkasından KGF basılıyor… Ama 60 milyar piyasanın dişinin kovuğunu doldurmaz. Ancak borçlara takla attırmaya yarar.

2017’den farklı bir çevre 2022 KGF kredisinin başarısını sınırlayacak:

1-Salgın etkisiyle yarı mamul ve enerji fiyatları enflasyonu azdırıyor. Türkiye’nin yapısal sorunları ile birleşince Türk şirketleri için enflasyon içinde durgunluk kaçınılmaz olacak.

2-Amerikan Merkez Bankası 2017’ye göre çok daha agresif faiz ve bilanço daraltma patikasına girdi. Çünkü ABD’de hem enflasyon %7,5 ile tarihî zirvede hem de bilanço yani basılan para 9 trilyon dolara yakın büyüklüğü ile enflasyonun majör nedeni.

Bu patikanın Türkiye’de kredi maliyetleri ve kur üzerindeki etkisi Nebati’nin hayal ettiğinden çok daha fazla olacak. Dolar endeksinin 100’ü, Amerikan on yıllık faizinin %2’yi geçtiği atmosferde kuru 13’de sabit nasıl tutarlar hep beraber göreceğiz.

3-Türkiye’nin kendisi ve çevresi jeopolitik olarak çok daha sıkıntılı. Türkiye’nin komşuları ve ABD, Avrupa ile ilişkileri iyi olmadığı gibi, kuzeyinde Ukrayna/Rusya, doğusunda İran/ABD sorunları da ekonomiye dış ticaret pazarları ve enerji maliyetleri açısından baskılar yaratacaktır.

Nebati, KGF kredisini açıklarken katma değer yaratacak firmalara vereceğiz diyor. Ama KOBİ’ler katma değer yaratmak için 60 milyardan fazlasına ve rehberliğe ihtiyaç duyar. KOBİ’nin ihtiyacı olan yarı mamulü üretmek ana sorundur. Bunu üretecek tesis maliyeti milyarlarca dolar tutuyor. O zaman KOBİ’den siz nasıl yüksek teknoloji üretimi bekleyeceksiniz?

Demek ki yine düşük teknoloji üretimi için çarklar dönecek, yine para elin Çinlisi ve Alman’ından yarı mamul almaya gidecek.

Devlet öncü rol oynayıp yarı mamul üreten tesisleri 5 yıllık kalkınma planları yaparak yaşama geçirmeliydi ama bu yapılmıyor. Cezasını ise sanayici ve onun ürettiği pahalı ürünü tüketen hane halkı çekiyor.

AKP’nin yaptığı çok net: Rekabet yeteneği kalmamış, verimsiz Türk firmalarına, yani zombi firmalara hayat öpücüğü vermek. Neden? Bu firmaların yüksek maliyetleri nedeni ile batmalarının çıkaracağı fatura ile seçimden önce yüzleşmek istemeyen bir yönetim var.

Taşıma suyla değirmen 2022’ye kadar döndü. Firmalar tıkandıkça kredi basıldı ama artık deniz bitti.

Kafalarda olan bir yıl daha çark dönsün seçime gidelim düşüncesi; ama dedik ya işler dünden çok farklı. AKP işin sadece 60 milyarlık KGF ile dönmeyeceğini biliyor. Bunun için tüketmediği iki kaynak kaldı, ona müracaat ediyor.

1-Vatandaşın yastık altındaki altını. AKP ekonomi yöneticilerinin iştahını 250-300 milyar dolarlık altın kabartıyor. Yüzde onu gelse Allah bereket versin seçimleri alırız diyorlar.

Ancak ekonominin çalışma şekli yanlışken, dış girdiye bağlı sistemi hangi vatandaş fonlamak ister. AKP eğer kaynak istiyorsa önce tasarruf etmesi gerekmez mi? Yani saraylar, uçaklar, makam arabaları, 3-5 maaşlar, garanti paralardan oluşan bütçe savurganlığını fonlamak için vatandaş altınını verir mi?

Vatandaşa enflasyonu düşürmek için proje olarak gele gele ne geldi? Gıdada KDV düştü. Peki tarımsal girdiler yüzde yüz artmışken, bu girdilerin ürünlere yansımasını 2022 yılı Nisan ayında göreceksek, bu zam dalgasını kim durduracak?

Vatandaşın önüne tarım ve sanayide kalıcı, köklü bir çözüm gelmemiştir. AKP’nin seçim başarısı için kim kefen parasını verir?

2-Başvurulacak ikinci kaynak ise Varlık Fonu kıymetleri olacaktır. Erdoğan’ın Körfez ziyaretleri başlayınca bu konu ile ilgili somut haberlerin karşımıza geleceğini değerlendiriyoruz. Çünkü AKP açık veren bütçeyi, yükselen kuru tutmak için çaresizce nakde muhtaç…

KGF kredilerinin dönüp dolaşıp gideceği yer dolar, altın ve konut olacaktır. Ekonomide kısa süreliğine bir mutluluk olacak ama müzik durduğunda (krediler suyunu çekince) sermaye sahipleri kârını alıp çekilecek, vatandaş ise durmuş bir ekonomide işsizlik ve yüksek enflasyonla baş başa kalacaktır.

O zaman röportajlarda enflasyon nedeni olarak CHP’yi anlatan amcamız yine CHP’yi suçlamaya devam edecektir. Ama bu sefer elektriği ve gazı kesilmiş evinde aç karnı nedeni ile çok uzun konuşmaya dermanı olmayacaktır.

Exit mobile version