Bu fotoğraf Türkiye’nin her köşesinde bulunan bir süpermarket zincirinde çekildi.
Zeytinin üzerindeki etiket 82,90 TL yani yaklaşık 83 lira!
Hemen aklınıza şu soru gelecektir: 1 kilo zeytin 83 lira olur mu?
Evet! Bu fotoğraf ne sahte ne montaj. Ne de o etiket o ürüne yanlışlıkla konulmuş.
Bu etiket enflasyonun ve bozuk düzeni anlatan en iyi fotoğraf.
Bazı vatandaşlar itiraz edecek: Ben daha dün/bugün aldım 30 lira.
Doğrudur! Üç harfli marketlerde 16 liraya da bulabilirsiniz.
Alacağınız o zeytinin kalitesi ve geçtiği işlemler hakkında kim ne bilebilir ki?
Adam gibi, düzgün karartma işlemi yapılmış, tuzlaması doğru maddelerle yapılmış bir zeytin işte görüldüğü gibi 82.90 TL’den satılıyor.
Bu zeytini bu fiyata satan adama kızmadan önce ticari ahlakını bilmek lazım.
Ahlaksızlıkla suçlayacağınız bu üretici belki en ahlaklı ve en dürüst üretici olabilir.
Çünkü resmî enflasyonun yüzde 36 olduğu bir ülkede üretici fiyat artışı yüzde 80’lere ulaşıyor.
Üretimin maliyeti artmış.
Üretici bu fiyat artışını size nasıl yansıtmaz?
Kullandığı maddenin kalitesini düşürerek. Ya da gramajı çalarak.
Bugün Türkiye’de 1 kilo dana sucuk bazı marketlerde 28 liraya satılıyor.
Komediye bakar mısınız? 1 kilo kıymanın 80 lira olduğu ülkede içerisinde o kadar baharat olan sucuk 28 lira. Bir de üreten de kazanıyor satan da.
Yiyen ne kazanıyor? Tabii ki kazanmıyor. Tam tersi kaybediyor. Kendi parası ile sağlığından oluyor.
İşte zeytin de böyle.
Kimse bu zeytinin 82,90 liraya satılıyor diye kızmasın.
Kızılması gereken Eylül ayına kadar kör topal giden ekonomiyi bir anda türbülansa sokanlar.
20 yıldır ülkeyi yönetenlerin aklına Nas eylül ayında geldi. Eylül’den sonra Nassı hatırlayıp uygulamaya koydular.
Eylül ayından bu yana Türkiye’de hayat çekilmez oldu.
Hayatın bu hale gelmesinin sorumlusu Nas değil, kaybedilen oyların dini söylemlerle yeniden kazanılmaya çalışılmasıdır.
Eylül ayı sadece Merkez Bankası’nın anlamsız ve siyasi baskı ile faiz indirimi yapıldığı ay olarak hatırlanmayacak.
Tarihimizin en sert krizinin de başladığı ay olarak kayıtlara geçecektir.
Liyakatsiz politikacıların atadığı liyakatsiz yöneticilerin aldığı kararlar 75 milyon insanın hayatını çekilmez hale getirmiştir.
75 milyon diyorum çünkü Türkiye’nin refah payını 5-6 milyon kişi alıyor. Zaten bunları, BDDK rakamlarına göre de bankada 1 milyon ve üstü hesabı bulunanlardan görebilirsiniz.
Bunlar daha halen iyi günlerimiz.
Bu iyi günlerin keyfini çıkartmaya bakın! Çünkü daha kötüsü liyakatsiz kafanın içinde ve hayata geçirmek için zaman kolluyor.
Kaynak: Yeniçağ