Merkez Bankası’nın faiz yolu kapandı

Prof.Dr.Esfender Korkmaz

Prof.Dr.Esfender Korkmaz yazıyor:

Ekim ayında enflasyon oranları geçen sene aynı aya göre ve öncek ay Eylül ayına göre arttı. Aylık TÜFE oranı yüzde 2,39 yıllık TÜFE oranı yüzde 19,89 oldu. Yi-ÜFE ise aylık yüzde 5,24 ve yıllık yüzde 46,31 oldu.

Dünya da da Enflasyon artıyor. Ancak Yine de Euro bölgesinde 4,1, Dünya ortalaması ise yüzde 5-6 dolayındadır. Türkiye açık ara öndedir.

Yİ-ÜFE ‘nin yüksek olması, TÜFE ‘nin devam edeceğini gösteriyor. Ayrıca Çekirdek enflasyonda geçen seneye göre arttı ve bu artış enflasyon trendinin yükselme yönünde olduğunu gösteriyor.

Enflasyonla ile ilgili üç önemli hususu tartışmamız gerekir;

1. Merkez Bankası Başkanı, Gösterge faiz kararında Çekirdek Enflasyonu dikkate alacağını söyledi ve faiz oranlarını iki ay üst üste indirim yaparak yüzde 16’ya düşürdü. Ekim ayında Merkez Bankasının kabul ettiği çekirdek enflasyon TÜİK’in ”C” olarak hesapladığı “Enerji, Gıda ve Alkolsüz içecekler ile tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE” oranı yüzde 16,82 oldu. Bu şartlarda, çekirdek enflasyona göre MB gösterge faizi, eksi 0,7 oldu. Merkez Bankasının faiz indirme bahanesi kalmadı.

Aslında, Türkiye şartlarında Merkez Bankasının kabul ettiği Çekirdek enflasyonda doğru değil. Doğrusu ”işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç” olarak TÜİK’in ”B” olarak hesapladığı enflasyondur. Bu oran da yüzde 18,50’dir ve MB gösterge faizi bu enflasyona göre eksi 2,11 dir.

Çekirdek enflasyon;

* Fiyatı arz ve talep şartlarından daha çok piyasa dışı faktörlerin etkisinde kalan mallar. Söz gelimi petrolde OPEC kararları Petrol üretim ve fiyatlarında daha etkilidir.

* Üretimi ve arzı yıllık İklim değişiklikleri gibi piyasanın kontrol edemediği olaylara bağlı olarak değişen mallar, söz gelimi tarım ürünleri.

* Fiyatı hükümet kararları ve özel vergiler yoluyla değişen mallar. Alkollü içecekler ve tütün gibi mallar.

* Gıda ve Enerji temel mallar olduğu için, bu malların fiyatlarında artış aynı oranda talebi etkilemiyor. Gıda fiyatları artsa da almak zorundayız. Benzin fiyatları artsa da arabayı çalıştırmak için benzin almak zorundayız.

Bu şartlara Türkiye şartlarında çekirdek enflasyon tarifine uygun olan enflasyon TÜİK’in ”B” olarak hesapladığı çekirdek enflasyondur.

TÜİK’in ”C” olarak hesapladığı çekirdek enflasyonda alkollü içecekler yoktur. Gıda olarak ta işlenmiş gıda vardır. Benim görüşüme göre, işlenmiş gıda çekirdek enflasyon tanımına uymaz. Çünkü gıdanın işlenmesi ve pazarlanması, bir yıllık iklim değişikliğini geçiyor. İyi ve kötü yıllar harmanlanmış oluyor.

Dahası, genel olarak reel faiz hesabında TÜFE oranı dikkate alınır. MB Hileli yol seçti ve daha düşük görerek Çekirdek enflasyonu kullandı. Bu durumda da MB gösterge faizinde reel faiz oranı yüzde , eksi 3,33 tür.

2. Türkiye geçmiş yıllarda daha yüksek enflasyon yaşadı. Ama o yıllarda TÜFE oranı, toptan eşya fiyatları yada benzeri Yİ-ÜFE’ den daha yüksek idi. Yani enflasyon para ve talep kaynaklı idi.

Bu günkü enflasyonun temelinde yüzde 10 dolayında bir kronik enflasyon ve üstüne yüksek kurdan kaynaklanan bir yüzde 10 ilave enflasyon var. Bu nedenle Yİ-ÜFE daha yüksek çıkıyor. Bu durum hem enflasyonla mücadeleyi zorlaştırıyor. Hem de TL ile kazanıp, döviz borcu ödeyenler için yüksek risk oluşturuyor. Böyle giderse birçok özel firma bu nedenle ödeme zorluğu yaşayacak, bankalar zora girecek ve Türkiye dış borçlarında temerrüte düşecektir.

3. Gıda fiyatlarında artış yüzde 27,1 ile TÜFE’ den daha yüksek oldu. Düşük gelir grupları, işçi ve memurun harcama sepeti içinde Gıda’nın payı, TÜİK’in TÜFE sepeti içindeki paydan daha yüksektir. Bu durumda maaş ve ücretlerin TÜFE kadar artırılması halinde çalışanlar kaybediyor. Ayrıca gizli bir enflasyon vergisi ödemiş oluyorlar.

Türkiye için, düşük gelir grupları ve sabit gelirliler için ayrıca bir geçinme endeksi hazırlanmalı ve artışlar buna göre yapılmalıdır.

Exit mobile version