ş Bankası, “İş Bankası Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı’na yaptığı katkı payı ödemelerinin ücret olarak değerlendirilerek vergi cezası kesilmesiyle ilgili hukuk mücadelesini kazandı.
Banka, 2018 dönemi için kesilen cezayla ilgili yerel mahkeme ve Danıştay süreçlerinden sonuç alamayınca Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Dosyayı inceleyen Yüksek Mahkeme kararını açıkladı.
MAHKEMENİN KARARI:
Vergi idaresince banka nezdinde 2007-2011 arasındaki dönem için yapılan vergi incelemesinde 23.11.2012 ve 1.4.2013 tarihli iki vergi inceleme raporu düzenlendi.
Raporlarda; bankanın çalışanları adına yapılan ödemelerin ücret mahiyetinde olduğu, bu ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu’nda yazılı şartları taşımaması nedeniyle ücret matrahından indirilemeyeceği kanaatine varıldığı kaydedildi.
Bu doğrultuda, ödemeler üzerinden gelir vergisi ödenmediği gerekçesiyle vergi ziyaı cezalı gelir vergisi çıkarıldı. Ayrıca vergi matrahının eksik hesaplandığı gerekçesiyle de cezalı damga vergisi hesaplandı.
İŞ BANKASI MAHKEMEYE BAŞVURDU
Kesilen cezaların ardından İş Bankası vakıflara ödenen katkı paylarının ücret sayılamayacağı iddiasıyla Eskişehir 1. Vergi Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme davayı reddetti.
Danıştay 4. Dairesi de 14.11.2013 tarihli kararıyla İş Bankası’nın temyiz talebini reddetti. Sadece cezaların tekerrür hükümleri uygulanarak arttırılan kısmının bozulmasına karar verdi. Bu bozma kararıyla ilgili süreç sonunda cezanın onandığına dair nihai karar İş Bankası’na 10 Aralık 2018’de tebliğ edildi.
Banka son çare 9 Ocak 2019’da Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
“ÖNGÖRÜLEBİLİR DEĞİL”
Başvuru dilekçesinde, çalışanlar adına sandığa yapılan katkı payı ödemelerinin vergiye tabi ücret niteliği taşıdığı gerekçesiyle öngörülebilir ve belirli olmayacak bir biçimde cezalı vergi çıkarıldığı kaydedildi. Bu gerekçeyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürdü.
Anayasa Mahkemesi yaptığı inceleme sonunda şu değerlendirmelerde bulundu:
Başvuruya konu 2008 yılı Ocak ile Aralık ayları arası vergilendirme dönemleri itibarıyla başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin öngörülebilir bir kanuni dayanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ
Yüksek mahkeme tüm incelemelerden sonra şu hükme vardı:
Bankanın kimliğinin gizli tutulması talebinin REDDİNE,
Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Eskişehir 1. Vergi Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 6/10/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.