7 Aralık 1994 tarihinde kabul edilen 4054 sayılı “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun “da kurulması öngörülen ve bu kanunun uygulanmasından sorumlu kurumdur.
Mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamak amacıyla kurulan Kurumun ilişkili olduğu Bakanlık, Ticaret Bakanlığıdır. Kurum görevini yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi kurumun nihai kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez!
Rekabet Kurumu’nun açılımı bu! Dahası görevi bu. Hiç kimseden veya kurumdan talimat almadan görevini yapar.
Bu kurum ne yaptı?
İktidarın çağrısı ile süpermarketlere inceleme başlattı.
Jet hızıyla da ceza geldi. Süpermarketler bu kadar büyük cezayı hak etti mi?
Bu sorunun yanıtını en iyi verecek vatandaştır. Çünkü oradan alışveriş yapan, oranın fiyatlarını hatta rafların yerini ezberleyen vatandaştır.
Ben bugün Rekabet Kurumu’nun ne kadar adil ne kadar bağımsız olduğuna değinmek istiyorum.
Rekabet Kurumu bu süpermarketlerle ilgili kararı sokaktaki vatandaşın kafasını karıştırmıştır.
Çünkü iktidarın marketleri suçlayıcı açıklamasından hemen sonra gelen soruşturma ve jet hızı ile sonuçlanan dava siyasi şüpheler içermektedir. Nitekim süpermarketlerin karara tepki olarak yaptıkları açıklamalarda siyasi yönlendirme iddiasını kullanmaktadırlar.
Bu iddialar ve bu tür kararlar AKP’nin yıprattığı kurumlar arasına Rekabet Kurumu’nu da sokmaktadır.
Rekabet Kurumu ne kadar bağımsız?
Evet! Bu kurum bağımsız. Bunu kabul ediyoruz ve soruyoruz: 3 kamu bankasının yıllardır ortak faiz belirlemesi rekabet bozucu ticari operasyon değil mi?
Daha bir hafta önce Merkez Bankası’nın faiz indirme kararından hemen sonra 3 kamu bankası ortak açıklama yaparak faizleri indirdiklerini açıkladılar.
Kamu bankaları, Hazine tarafından desteklenmektedir. Bunun için sermaye sorunu yok! Zaten gerektiğinde sermaye enjeksiyonu yapılıyor. Bu nedenle yüzde 13 ile sattığı konut kredilerini yüzde 17 faizle fonlayabilir. Ona bu zararın hesabını soracak şimdilik kimse yok!
Peki diğer özel bankalar ne yapsın?
Ortada bir sermaye var ve banka varlığını sürdürmek için bunu korumak ve büyütmek zorunda. Yani kamu bankaları gibi 5’e alıp 3’e zararına satamaz.
Satarsa batar, batmasa bile patron buna izin vermez.
Çünkü böyle bir ticaret dünyada yok!
O halde kamu bankaları haksız rekabet yapmıyor mu?
3’ü birden açıklama ile alenen Rekabet Kurumu kurallarını çiğnemiyor mu?
Şimdi bazı kişiler çıkıp, “kamu yararına” diyebilir!
3-5 müteahhitti kurtarmak ne zaman kamu yararı oldu ki?
Rekabet Kurumu bugüne kadar bankalara milyarlık cezalar kesti. Şu an Türkiye’nin en büyük bankalarının bilançolarında bu cezaların izleri var. Birçoğu yargıya götürdü veya iptal oldu ya da dava devam ediyor.
O zaman bu bankaların suçu neydi ki Rekabet Kurumu’ndan o kadar büyük cezalar yedi?
Bankalar hiçbir zaman sütten çıkmış ak kaşık değil! Ancak bağımsız kurumun adil olması lazım.
Süpermarket kararı doğru olsa bile kamu vicdanında adil bulunmamıştır.
İktidarın beceriksiz politikalarıyla son 10 yılda fiyatlar hep artmıştır. Yediği ekmeğin bile buğdayını Rusya’dan alan bir ülkede ucuzluk olmaz. Hele senin para birimin yabancı paralar karşısında her gün değer yitiriyorsa.
Şu 21 yıllık AKP iktidarının hikayesinde emin olun ki, Rekabet Kurumu’mda geniş yer bulacak!
Bir gün çocuklarımız bu hikayeleri okuduğunda belki de “bu kadar da olmaz” diye inanamayacaklar!