İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, enerji fiyatlarındaki artışın gıda fiyatlarını etkileyeceğine dikkati çekerek, “Vatandaşın düşen alım gücünü artırmak için harekete geçilmeli.” ifadelerini kullandı.
Kopuz, konuya ilişkin olarak yaptığı yazılı açıklamada, dünya enerjisinin önemli bir kısmının gıda üretiminde kullanıldığını aktardı.
Kopuz, “Son açıklanan, AB Tarımsal Emtia Fiyatları Raporuna göre tarımsal enerji girdi fiyatlarında geçtiğimiz 1 yılda, yüzde 77,8 artış gözlemlendi. Aynı rapora göre, son bir yılda Avrupa’da doğalgaz fiyatlarında yüzde 440’ın üzerinde bir değişim söz konusu. Gübre endeksinde ise yüzde 72,1 artış yaşandı. Tüm bunların sonucunda, son bir yılda FAO Gıda Fiyatları Endeksine göre dünyada genel gıda fiyatları, yüzde 33 arttı.” değerlendirmesinde bulundu.
2007-2008 gıda krizinin en önemli tetikleyicilerinden bir tanesinin petrol fiyatlarındaki yükseliş olduğunu ve şimdi de böyle bir sürece girildiğine dair endişelerin dillendirildiğini belirten Kopuz, “Bugün, 12 yıl önce yaşanan krizi doğuran sorunlara, pandemi, iklim değişikliğini önlemeye yönelik politikalar ve coin üretimi gibi yenileri de eklendi. Pandemi nedeniyle geçen yıl uzun kapanmalar yaşadık ve enerji ihtiyacı düştü. Şimdi ise talep artmaya başladı ancak arz aynı oranda artmadı.” dedi.
Enerji fiyatlarındaki artışın gıda fiyatlarını etkileyeceğine vurgu yapan Kopuz, “Vatandaşın düşen alım gücünü artırmak için harekete geçilmeli.” değerlendirmesinde bulundu.
Kopuz, şunları kaydetti:
“Bazı uzmanlara göre sorunun ana kaynağında, enerji üretiminde karbon salınımını kısıtlayıcı önlemler var. Üstelik aynı uzmanlar temiz enerjiye geçiş sürecinde birçok enerji krizi yaşanabileceği uyarısında bulunuyor ve bu yaşananın başlangıç olduğunu belirtiyor. Nitekim Paris İklim Anlaşmasına “gelişmekte olan ülke” olarak imza attık.
Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da vurguladığı gibi, Türkiye uluslararası rekabet gücünü azaltacak adımlar atmaktan imtina ediyor. Son olarak, sürekli yaygınlaşan coin üretiminin de enerjiye olumsuz etkisi giderek artıyor. Ekim 2021 enerji tüketim endeksi verilerine göre, sadece Bitcoin ve Ethereum üreticileri bir ülke olsaydı, dünyanın en fazla elektrik tüketen 16’ncı ülkesi olacaktı. Binlerle ifade edilen coinlerin toplamda ne kadar enerji tükettiği ise tam olarak hesaplanamıyor. Yine de elimizdeki bu veri etkilerinin azımsanmayacak düzeyde olduğunun göstergesi.”
SORUN SADECE MALİYET DEGİL!
Enerji sorununun gıdaya etkisinin sadece maliyetleri artırmakla da sınırlı kalmadığını belirten Kopuz, enerji fiyatlarındaki yükselişin tarımsal üreticilerin biyoyakıt üretiminde kullanılan ürünlere yönelmesine ve gıda arzının düşerek fiyatların artmasına yol açtığını aktardı.
Kopuz, piyasanın dengelenmesinin ise birkaç yıl sürebildiğini dile getirdi.
Tüm bu nedenlerle, üretimin, ve dolayısıyla da ihracatın, artmasına yönelik politikalar uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu belirten Kopuz, “Dövizdeki yükselişin ihracatımıza ve üretimimize olumlu katkısını göz önüne aldığımızda bunun bir tercih olduğunu düşünüyorum. Yani hükümetimiz büyümeyi hedefliyor ve tüm dünyanın son günlerde konuştuğu, “hem fiyatların yükselmesi hem de küçülme” anlamına gelen “stagflasyon” tehdidinden kurtulmaya çalışıyor. Nitekim tarım sektörümüz, geçtiğimiz ay yaklaşık 2,8 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek aylık ihracatına ulaştı ve aylık toplam ihracatın yüzde 13,2’sini oluşturdu. Genel ihracatımız ise yılın ilk 9 ayında, yüzde 36’lık artışla 161 milyar dolar oldu. Bu verilerin ışığında ise hem Dünya Bankası hem de IMF Türkiye’nin 2021 büyüme tahminlerini yükseltti.” ifadelerini kullandı.
Kopuz, tüm bunlara rağmen vatandaşın alım gücünün azalmasının çok büyük bir sorun olduğuna dikkati çekti.
Bazı işletmelerin, bu sorunu aşmak için ücretlerde enflasyon düzeltmesi yapmaya başladığını duyduklarını bildiren Kopuz, “Bu olumlu yaklaşımın genele yayılması için asgari ücrette bir iyileştirme yapılması ve alınan verginin bir kısmından vazgeçilerek doğrudan çalışanlara yansıtılmasının, piyasanın dengelenmesini destekleyeceğine ve daha iyi sonuçlar doğuracağına inanıyorum. Elbette fahiş fiyat uygulayanlar varsa cezalandırılmalı, elbette piyasayı dengeleyecek müdahaleler yapılmalı. Ancak bu tedbirlerin özellikle asgari ücrette bir düzeltme ile desteklenmesi daha etkili olacaktır. Ayrıca alınan tedbirler sayesinde sürekli yükselen tarımsal üretimimizi daha da artırmak için; mazot, doğalgaz, gübre ve lojistik gibi enerji bazlı girdilerde mevcut destek ve teşviklerin yükseltilmesi de büyük fayda sağlayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.