Merkez Bankası’nın gösterge faizi yüzde 19 olmasına rağmen bankalar mevduata yüzde 17 civarında faiz veriyor. Bankalara mevduata yüksek faiz vermeyin baskısı mı var? Remzi Özdemir yazıyor:
Merkez Bankası’nın gösterge faizi yüzde 19. Yani baz alınan faiz oranı. Bütün hesaplar bunun üzerinden yapılıyor.
Vatandaşın parasının değerini koruyup koruyamadığının hesabı da bu rakam üzerinden yapılıyor.
Daha basit bir hesap ile Türkiye’de son 12 aylık enflasyon ortalaması 18.95. Bu şartlarda siz elinizdeki parayı bu rakamın üzerinde bir getiriye yatırmalısınız ki değerini koruyasınız. Yoksa paranın enflasyon karşısına eriyip yok olacaktır.
Hemen dönüp bankalara bakıyoruz. Bankaların mevduata verdiği faiz oranı.
Cuma günü itibariyle 100 bin lira üzerinden en az 6 banka ile görüşme yaptım. En yüksek faiz olarak yüzde 17 aldım.
Yüzde 17 ne demek?
Yani elimdeki paranın enflasyon karşısında 1,9 oranında yaklaşık yüzde 2 erimesi demek. Tabii ki bir de buna stopajı eklediğinizde paranız yüzde 3’e yakın enflasyon karşısında eriyor. Siz bankadan faiz aldığınızı düşünüyorsunuz ama işin aslı öyle değil. Enflasyonun altındaki her faiz oranında mutlaka zarar ediyorsunuz. Çünkü paranızın değeri eriyip yok olup gidiyor.
İyi de Merkez Bankası’nın gösterge faizi yüzde 19 ise bankalar neden vatandaşın mevduatına en fazla yüzde 17 veriyor?
Bunun iki nedeni var.
Birincisi bankalar AKP’nin faiz takıntısından faydalanıp vatandaşın parasını ucuza kapıyor. Nasıl olsa kimse sesini çıkartmıyor. Banka vatandaşın parasını ucuza alıp, yine bir başka vatandaşa daha yüksekten kredi olarak satıyor.
İkinci neden ise piyasada kulaktan kulağa dolaşan bir iddia. Bu iddiayı ilk kez Ziraat Bankası eski genel müdür yardımcısı Prof. Şenol Babuşcu ortaya attı.
Prof.Babuşcu bu iddiayı bir soru şeklinde gündeme getirdi:
“Bankalara acaba bu talimatlar mı veriliyor? Mevduat faizleri Merkez Bankası faizinden daha fazla olmasın!”
Prof.Babuşcu’nun iddiası çok önemli. Sektörün içinden gelen bir isim bu iddiayı boşuna gündeme getirmez.
Bankalara neden yüksek faiz vermeyin diye baskı yapılır?
Bunun iki nedeni var.
Birincisi paranın öncelikle tüketime gitmesi isteniyor.
Mal alsın piyasa canlansın. Ev alsın inşaat sektörü kurtulsun.
İkincisi ise biraz daha finansal okur yazarlığı olan kişiler parasının değerini korumak için mutlaka borsaya girsin.
Hükümet biraz da borsayı gazlamaya çalışıyor. Borsa şu anda yurtdışı piyasaların aksine yükseliyor. Bunun nedeni de bu gaz. İktidara göre, borsa yükselirse yabancı yatırımcı gelecek, Türkiye’ye yeniden para girişi olacak.
Peki bunda başarılı oluyor mu?
Kısmen oluyor!
Gelenler oluyor elbette. Ancak bunlar Londra’nın çakalları diyebiliriz. Vur kapçılardan başkası değil.
Türk piyasasına geliyorlar banka hisselerinden yüzde 10 alıp kaçıp gidiyorlar.
Neden uzun kalmıyorlar?
Çünkü dövizdeki istikrarsızlıktan dolayı. Türkiye’ye 8.300’den dolar sokarak hisse alan yabancı bu hisseden kazansa bile döviz yükselince karını kaybediyor.
İktidar kendi kafasına göre bir ekonomi modeli yaratmış ve peşinden sonbahar rüzgârı gibi vatandaşları sürükleyip duruyor.