Prof.Dr.Esfender Korkmaz yazıyor: ABD’de bir banka Wells Fargo, geçenlerde dünyada dış borç riskine karşı en savunmasız ülkelerin, Arjantin, Endonezya, Venezuela ve Türkiye olduğunu açıkladı. Peki dış borçlarda temerrüt riski var mı?
Türkiye’nin kredi notunu B2 (yatırım yapılmaz, aşırı spekülatif) derecesine düşüren Moody’s bu kararındaki gerekçelerinden birisini ”Türkiye’nin dış borcunun ve azalan döviz rezervlerinin yarattığı kırılganlıklar” olarak açıklamıştı.
ABD’de bir banka Wells Fargo, geçenlerde dünyada dış borç riskine karşı en savunmasız ülkelerin, Arjantin, Endonezya, Venezuela ve Türkiye olduğunu açıkladı.
Türkiye’nin toplam dış borç stoku 450 milyar dolardır. 2020 toplam GSYH’sı 717 milyar dolardır. Demek ki dış borcun GSYH’ya oranı yüzde 62,8’dir. Bu oran riskli görülen ülkelerden Endonezya’da yüzde 37,16 ve Arjantin’de yüzde 56,13’tür. Aslında bu oranlar yüksek değil, ama bu ülkelerde döviz kazanma potansiyeli düşüktür ve rezervler yetersizdir.
Bloomberg IMF verilerine göre Mart 2020 ile Şubat 2021 arasında geçen 11 ayda, dövize müdahale eden ülkelerde döviz rezervlerindeki değişmeyi açıklamıştı. Buna göre bu 11 ayda; Türkiye’de MB rezervleri 21,7 milyar dolar azalırken, Çekya’da 15,8 milyar, Endonezya’da 17,3 milyar, Meksika’da 16,8 milyar dolar artmış.
Dahası Türkiye’de dış borç stoku sürekli artıyor, zira cari açık devam ediyor.
Dış borçları çevirmenin en iyi yolu, doğrudan yabancı yatırım sermayesinin girmesidir. Çünkü bu sermaye uzun süre ülkede kalıyor. Türkiye’ye, Mart 2021 itibariyle bir yıl içinde giren doğrudan yabancı yatırım sermayesi 4,6 milyar dolar oldu; bunun 4,4 milyar doları gayrimenkul için geldi. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişi yok denecek kadar az oldu.
Türkiye dış borçlar için daha yüksek faiz ödüyor. İflas etmiş ülkeleri çıkarırsak dünyada en yüksek faizi biz ödüyoruz. Türkiye’nin beş yıllık tahvillerinin temerrüt risk pirimi 420 baz puandır. Venezuela gibi iflas etmiş birkaç ülke hariç̧ dış piyasalarda Türkiye tahvilleri dünyanın en riskli tahvilleridir.
Bir karşılaştırma yaparsak; Türkiye’nin CDS oranı 403 baz puandır. Buna karşılık Meksika 92, Yunanistan 81, Rusya 95, Brezilya 175 baz puandır.
Başka bir ifade ile Türkiye’ye yüzde 3 faizle borç vermek isteyen veya tahvillerini almak isteyen birisi ayrıca bu faiz üstüne 400 baz puan yani 4 yüzdelik puan da risk primi koyacaktır. Bize yüzde 7 faizle borç verecektir. Faiz yükü dış borçların çevrilmesini zorluyor ve risk yaratıyor.
Aslında, pandemi ile birlikte dünyada da dış borç riski arttı. Küresel bir probleme dönüştü. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference on Trade and Development – UNCTAD) gelişmekte olan ülkelerin dış borçları için bazı çözümler öneriyor.
Bu önerilerden bazıları;
* Gelişmekte olan ülkelerin dış borç ödemeleri geçici olarak dondurulmalıdır. Bu arada bu ülkeler toparlanma imkanı bulacaklardır. Bu karar tüm borçları kapsamalı ve bu süre zarfında borç takibinin yapılmaması gerekmektedir.
* Gelişmekte olan ülkelerin kısa vadeli borçlarında yeniden yapılandırma ve borç indirimleri yapılmalıdır. Ödemenin güvence altına alınması için borç vadeleri yeni bir takvime bağlanmalıdır.
* Gelişmekte olan ülkelerin borçlarını yeniden düzenlemesini koordine edecek ”Gelişmekte Olan Ülkeler Borç Kurum (International Developing Country Debt Authority-IDCDA) kurulmalıdır.
Dış borçlarda zaman daraldı. Bundan sonra mevcut hükümet istese de bu dar zamanda çözüm bulamaz. Bunun için önümüzde bir tek çözüm var; IMF’ye veya seçime gitmek.