Kripto paraya yatırım yapmanın insan psikolojisini bozduğu ve hatta kaybedilmesi durumunda intihara yol açabileceği belirtildi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Emrah Güleş, kripto para bağımlılığı ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu ve tavsiyelerini paylaştı.
Hızlı kazandırabildiği için popülerleşti
Kripto paraların ilk olarak 2009 yılında bitcoin ile hayatımıza girdiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Emrah Güleş, “Herhangi bir merkeze bağlı olmaması ve yapılan transferlerin bir otoritenin kontrolünde olmaması kısa zamanda kripto paraları cazip hale getirdi. Yatırımcısına çok kısa sürelerde çok büyük paralar kazandırması sebebiyle bir anda medyada ve sosyal medyada en çok konuşulan konular arasına girdi. Bu dönemde insanlar çok fazla bilgi sahibi olmadıkları ve nasıl işlediğini bilmedikleri bu kripto paralara yatırım yapmaya başladı” dedi.
Ödül merkezinin uyarılması bağımlılığı tetikliyor
Psikiyatri Uzmanı Dr. Emrah Güleş, FOMO teriminden bahsetmenin uygun olacağını ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“İngilizce açılımı ‘Fear of missing out’ yani bir şeyleri kaçırma korkusudur. FOMO, bazı büyük fırsatları kaçırdığınız hissine veya algısına işaret eder. Ancak bu algı çoğu zaman gerçekten uzaktır. Bu algıyla yapılan mantıksız yatırım kararları, istenmeyen kayıplara neden oluyor. Bir şeyleri kaçırma kokusuyla sergilenen davranışlar, bağımlılıkta sergilenen davranışlara çok benziyor. Bağımlılık davranışını ortaya çıkaran en önemli özellik, beynin ödül merkezinin uyarılmasıdır. Beynin ödül merkezinin uyarılması dopamin denilen bir maddenin artışına neden oluyor. Haz veren her türlü olay ya da nesne ödül merkezimizi uyarır. Dopamin artışı ne kadar yüksekse bağımlılık riski o kadar fazla oluyor.”
Kayıpların artması depresyona ve intihara sürüklüyor
Kripto para yatırımı yapan kişilerin ilk zamanlarda yüksek paralar kazanmaları sonucu beyinlerindeki ödül merkezinin uyarıldığını ve bu durumun da bağımlılığa zemin hazırladığına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Emrah Güleş, sözlerine şöyle devam etti:
“Kazanılan para ne kadar yüksekse bağımlılık riski o kadar fazla oluyor ve davranışın devam etmesini sağlıyor. Ancak bu risk alma davranışı, kişinin tüm parasını kaybetmesine de yol açabiliyor. Kişi para kaybettiği halde bu davranışı bırakamadığı için kayıplarının peşine düşüyor. Kaybettiklerini geri alabilmek için daha da büyük riskler almaya başlıyor. Bu dönemde borç alarak hatta kredi çekerek borcu borçla kapatmaya çalışıyorlar. Bir süre sonra bu durum içinden çıkılmaz bir kısır döngüye dönüşüyor. Kişilerde bu dönemdeki kayıpları sebebiyle depresif belirtiler, alkol veya madde kullanımı, aile hayatının zarar görmesi gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. İntihar da bir başka ciddi sorun olarak yaşanabiliyor.”
Profesyonel psikolojik destek alınmalı
Bu tür yatırım yapan kişilerin veya ailelerinin çok dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Güleş, “Uyarı işaretleri önemsenmeli. Kişi bu tür davranışlar gösteriyor ve kendini durduramıyorsa mutlaka bunu bir bağımlılık gibi değerlendirmeli ve profesyonel psikolojik yardım alınmalı’ dedi.