Remzi Özdemir yazdı: Türk bankacılığı vicdanlı bankacıların, vicdansız meslektaşları ile mücadelesine şahit oluyor. Bu mücadeleyi kim kazanacak?
Günlerden Cuma. Çalışanların en çok sevdiği gün. Ancak bu son bir yıldır bankacılar için geçerli değil.
En azından 3 büyük olduğunu iddia eden banka çalışanları için.
Çünkü onlar için Cuma “vadesiz mobbing“i ifade ediyor.
Bankacılar için Cuma adeta psikolojinin bozulduğu morallerin sıfıra düştüğü gün…
Aslında Perşembe akşamdan başlıyor bu vadesiz mobbingi…
“Yarın Cuma ne kadar vadesizde bırakmayı düşünüyorsunuz” sorusu belki de sadece Türkiye’deki bankalarda çalışanlara sorulan bir sorudur.
Böyle ahlaksız bir soru olur mu?
Cuma günü ne kadar müşterinin parasını çalabilirsin gibi bir şey.
Aslında bankaların personeline zorla yaptırdığı bir nevi “para çalma” işlemi.
Kendine güvenip getirdiği parasını onu aldatarak bedava kullanmak.
Bankalar bunu kime yapıyor?
Finansal okur yazarlığı olmayan ve yaşlı insanlara.
Şu an bu 3 büyük(!) banka neredeyse tüm vade sonlarını cuma gününe getirilmesi için talimat veriyor.
Cuma günü müşteri aranıyor ve pazartesi ona daha yüksek oran verileceği söylenerek para pazartesi gününe kadar boşta tutuluyor.
Zavallı müşteri güvendiği bankacı tarafından aldatılarak zarara uğratılıyor.
Bilse ki, hemen yanı başındaki diğer bankada daha yüksek oran var hiç güvenir mi bu samimiyetsiz insanlara…
Yine bilse ki, parası 3 gün vadesizde kalarak valör zararı yazdığını…
Ben bugün bu ahlaksız ticaretten çok, vicdanlı bankacıların vicdansız bankacılarla mücadelesini yazacağım.
Cuma saat 09.14. Yani bankalarda mesai daha başlayalı 14 dakika olmuş. Ahlaksız ticareti ilke edinmiş bir bankanın İstanbul Şişli’deki bir şubesinden tüm bölge ve çalışanlarına bir e-posta ulaşır.
E-posta aynen öyle:
“Hayırlı cumalar arkadaşlar. Cuma’yı ilk ben kutlayayım dedim ve 3 milyon 500 bin vadesiz haberi ilk benden gelsin istedim.”
İyi halt işledin!
Bu bankacı hanımın isminden hemen sosyal medya hesabına girdim baktım. Profilinde 4 yaşındaki kızı ile mutlu bir anne resmi…
Acaba bu kadın müşterisini kandırarak, onun dolandırılmasına aracılık ederek kazanacağı o maaşı o çocuğuna nasıl yediriyor? O para helal mi?
Yeryüzündeki hangi din bu şekilde insanlar kandırılarak elde edilen maaşın helal olduğunu söyleyebilir ki?
O halde helal olmayan bir parayı sen çocuğunun boğazından nasıl geçiriyorsun bankacı arkadaş?
Ya bir gün o haram lokma onun boğazında kalırsa, ya o kandırdığın, sana güvenen saf insanların ahı o çocuğundan çıkarsa….
Bir de bu ahlaksız ticarete karşı çıkan bankacılar var.
Emeğiyle adam gibi bankacılık yapmak isteyen vicdanlı bankacılar.
İşte bankacılık sektörü bugün bu vicdanlı ve vicdansız bankacıların mücadelesine şahit oluyor. Vicdansızlar müşterisini gözünü bile kırpmadan aldatarak parasını vadesizde bırakıyor.
Vicdanlılar ise bunun etik olmadığını biliyor ve şiddetli psikolojik tacize rağmen direniyor.
Ben buradan şu soruyu tüm bankacılara sormak istiyorum:
Siz çocuklarınıza helal lokma mı yediriyorsunuz, yoksa haram mı?
Kaynak Yeniçağ: Vicdanlı bankacıların vicdansızlarla mücadelesi – Remzi ÖZDEMİR