Dikkat ! Bu yazı bankada vadeli mevduatı olan tüm mudiler için yazılmıştır . Okumanız menfaatinize olacaktır. Hanife Serter yazıyor:
Dikkat ! Bu yazı bankada vadeli mevduatı olan tüm mudiler için yazılmıştır . Okumanız menfaatinize olacaktır.
Vadeli mevduat demek bir mudinin parasını, birikimini belirli bir süre geri istememek üzere bankaya kiralamasıdır. “Al bu parayı kullan, sat, vade süresi dolunca kirası ile birlikte bana geri öde ..” demesidir. Bankalar topladıkları paraları bir gece bile boşta tutmaz, satarlar. Sattığı günün karşılığını alırlar. Faizsiz kredi verdikleri ya da parayı faizsiz bir hesapta beklettikleri görülmemiştir . Gecelik olarak birbirlerine ya da Merkez bankasına yatırdıklarında da “ çatır çatır” faizini alırlar.
Son yıllarda özel bankalarımız bir şeyi keşfetti. Faizler hızla yükselirken “ bedava” kaynak yaratacak müthiş bir potansiyel. Vadeli mevduatı olan müşteriler. Parasını vadeli mevduatta değerlendirerek en azından enflasyona karşı bir nebze olsun değerini korumaya çalışan birikim sahiplerine bankalar ortak çıktı . Bunu nasıl mı yaptılar ?
Önce Vadeler olabildiğince Cuma gününe ya da uzun tatiller öncesine denk düşürülmeye çalışıldı. Sonra Vade dönüşü Cuma gününe denk gelen bu müşterilere “ Paranızı Pazartesi gün bağlarsak kampanya (!) dahilinde biraz daha yüksek faiz vereceğiz ..” hikayesi anlatıldı. Cuma’dan Pazartesiye 3 gece vadesiz hesapta tutulan paralar banka bilançolarında “ en karlı bedava kaynak vadesiz mevduat “ kaleminin ortalamalarını adeta fırlattı . Bazı bankalarda bu kalem işin doğasına aykırı olmasına rağmen bir yılda yüzde otuzlara varan oranda büyüme gösterdi… ( Ne tesadüftür ki bu bankaların bu günlerde borsadaki hisse değerleri de yine bu oranlarda düşüş gösterdi . )
Aslında müşteriye yapılan şey kıyak değil tehditti . “ Paranı bugünden vadeye bağlarsan sana daha düşük oran veririm “ diyemedikleri için Pazartesi daha yüksek oran vereceğim diyerek adeta müşteriyi kandırdılar. Kandırıyorlar. Üstelik bunu yapmayı hiç doğru bulmayan binlerce bankacıyı hedef baskısı altına sokarak, maillerle telefonlarla defalarca bu hedefi hatırlatarak , sorgulayarak , tehdit ederek çalışanları da baskı altına alıyorlar . Yapmayan, yapamayan “ kötü bankacı “ oluveriyor bir anda. Bu durumdan en çok da müşterisi ile bu pazarlığı (!) yapmak zorunda kalan bankacılar şikayetçi aslında. Müşteriyi buna ikna etseler bir türlü etmeseler bir türlü . Bankaları denetlemekle sorumlu kurumların da bu konuda eli kolu bağlı. Bankalara sorsalar “ müşteri kabul etti !” cevabı hazır. Banka “ zorla” yapmadı ya…
Bu durumdan bankacıları kurtaracak tek bir seçenek var artık. Müşterilerin bilinçlenmesi. Bu teklifleri açık açık reddetmesi . Aynı gün başka bankalardan oran alıp gerekirse mevduatını başka bankaya transfer edeceğini söylemesi . Muhtemelen kampanyalı olarak Pazartesi için teklif edilen “ yüksek” oran Cuma günü başka bir Bankanın “ Hoşgeldiniz” kampanyası olarak karşınıza çıkacak . Faiz oranlarının enflasyon karşısında hala yetersiz kaldığı , birikimlerin günden güne eridiği ekonomik koşullarda paranızı hiçbir bankaya “ bedava kaynak” olarak bırakmak zorunda değilsiniz. Gerekirse etrafınızdaki emekli ya da işten ayrılmış bir bankacıya danışarak hesap yaptırın, üç günlük faiz kaybınızın ne olacağını hesaplatın. Diğer bankalardaki faiz oranlarını araştırın. Üşenmeyin gerekirse mevduatınızı taşıyın. Bu “ uyanık bankacılık” anlayışına artık müşteriler olarak karşı çıkın. Bankacıları vicdanen yıpratan bu baskıların ardında biraz da mudilerin bilinçsizliği, sessizliği ve “ hayır” diyememesi var ne yazık ki. Doğru yerde çok güçlü şekilde söylenecek bir “ HAYIR!” cevabı bir çok şeyi değiştirebilir . Vadesiz mevduat bulma, yaratma baskısı altında uykusuz kalan birçok vicdanlı bankacıyı da rahatlatacaktır bu cevap. Bilmeyenlerin de öğrenmesi için lütfen yazıyı yakınlarınız ile paylaşın. Bu düzenin değişmesi için siz de bu kampanyaya bir destek verin.