Mobbing ile Mücadele Haftası

Türkiye’de mobbing ile mücadele eden tek kurum olan Türkiye Mobbing ile Mücadele Derneği bu yıl da 1-7 şubat tarihleri arasında “Mobbing ile Mücadele Haftası” düzenledi.
 
Her yıl düzenli olarak yapılan Mobbing ile Mücadele Haftası’nda çeşitli etkinlikler düzenlererek farkındalık yaratılmaya çalışılıyor.
Mobbing ile Mücadele Dernegi Genel Başkanı İlhan İşman, amaçlarının bu konuda farkındalık yaratarak, daha etkin bir mücadele olduğunu söyledi. İşman, mobbingin bir insanlık suçu olduğu ve malesef Türkiye’de her geçen gün bu suça daha çok rastlanıldığını da belirtti.
İlhan İşman ,çalışanların mobbing ile mücadele için ne yapması gerektiğini nelerin yapılması gerektiğini anlatıldığı bu haftanın amacını şu şekilde anlattı:
“Mobbing ile Mücadele Derneği, Ülkemizin bu alanda kurulan ilk Sivil Toplum Kuruluşu olarak, çalışma barışının geliştirilmesi, onurlu çalışma hakkının korunması, kollanması amacıyla 2010 yılında kuruldu.
2019 yılından başlayarak da her yıl Şubat ayının ilk haftasını ülkemizin dört bir yanındaki temsilciliklerimizle birlikte çeşitli etkinliklerle Mobbing ile Mücadele Haftası olarak kutluyoruz.
Amacımız, Kamu ve özel sektör işyerlerinde gerçekleşen, çalışanların itibarını ve onurunu zedeleyen, verimliliği azaltan, çalışanların sağlığını kaybetmesine neden olan, çalışma hayatını olumsuz etkileyen mobbing ile mücadele etmektir.
Kasıtlı ve sistematik olarak çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri davranışlarla, işlem, eylem ve ihmallerle ortaya çıkan psikolojik taciz; bir insan hakkı ihlali olarak karşımıza çıkıyor. İş sağlığı ve güvenliğini tehdit ediyor, çalışma barışının geliştirilmesine engel oluyor, çalışana, ailesine, çalıştığı işyerine, çevresine ve topluma ağır bedeller ödetiyor.
Henüz Türk Hukuk Sisteminde direk olarak Mobbingi tanımlayan, ceza ve yaptırımlarını ortaya koyan müstakil bir Mobbing ile Mücadele Kanunun bulunmaması, mobbing yapan zorbaları cesaretlendiriyor.  Keyfi işlem, eylem ve ihmallerle, hak, hukuk, adalet ve hakkaniyet ilkelerini hiçe sayan zorbalar, deneyimli, birikimli insan kaynağımız olan beşeri sermayemizi günden güne eritiyor, sosyal sermayemizi zayıflatıyor, verimliliği azaltarak ülkemizin ekonomik yönden gelişimini de yavaşlatıyor.
Özellikle kontrol mekanizmasının yetersiz olduğu, liyakat, ehliyet ve adalet ilkelerinin zedelendiği ortamlarda mobbing sıkça görülüyor.
Mobbing duygusal bir saldırıdır; yaş, ırk, cinsiyet ayırımı gözetmeden taciz, rahatsız etme ve olumsuz davranışlar yoluyla, çalışma hayatımızı olumsuz yönde etkiliyor. Mobbing insan kaynaklı bir felakettir. Mobbing sadece bireysel bir saldırı olmayıp, toplumun huzurunu doğrudan etkileyen bir saldırıdır.
Öyle ki çekilmez bir ağırlık ve yoğunluk derecesine ulaştığında, çalışanın manevi bütünlüğünü tehdit ederek, yaşamını derinden etkiler. Kendini, çalıştığı kurumu, ailesini, sosyal çevresini ve toplumu da olumsuz yönde etkileyerek, bir toplumsal kangrene dönüşür. Mobbing sonucu ileri aşamalarda kalp krizleri, beyin kanamaları nedeniyle ölümlere yol açabilir, intihara ve cinayetlere sebep olabilir.
ÖNÜMÜZDE BİR FIRSAT VAR
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 2019 haziran ayında yapılan genel kurulunda, 190 sayılı sözleşmeyi onaylayarak, iş yerinde şiddet ve tacizi tanımlamış, önlenmesi için yapılması gerekenleri sıralamıştır.
Sözleşme, çalışma hayatında şiddet ve tacizin bir insan hakkı ihlali veya istismarı olduğunu, fırsat eşitliğine yönelik bir tehdit oluşturduğunu vurgulamıştır. Sözleşmeyle çalışma hayatında yaşanan şiddet ve tacize karşı uluslararası standart oluşturulmuştur. Şiddet ve taciz, “Kişide fiziksel, psikolojik, cinsel ya da ekonomik hasara yol açan, hasara yol açması olası veya böyle bir hasar amaçlayan davranış, uygulama ve tehdit olarak” tanımlanmıştır. Sözleşmeye taraf olan ülkeleri, şiddete sıfır toleranslı ortam yaratmakla sorumlu tutmuştur.
Sözleşme, işyerinde, işçiye ödeme yapılan, işçinin dinlendiği, yemek molası verdiği; sağlık, yıkama veya değiştirme imkanlarını kullandığı yerlerde; işle ilgili gezi, seyahat, eğitim, etkinlik veya sosyal faaliyetler sırasında; işle ilgili iletişimde (bilgi ve iletişim teknolojileri dahil); işveren tarafından sağlanan konaklamada; işe gidiş-gelişte meydana gelen şiddet ve tacizi kapsamına almıştır.
Uruguay ’ın 12 Haziran’da onaylamasından sonra Fiji, 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi ’ni onaylayan ikinci ülke olmuştur. İkinci onayın ardından, Sözleşme 25 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe girecektır. Ülkemizin bu sözleşmeyi imzalamasının çalışma barışının geliştirilmesi ve onurlu çalışma hakkının korunması adına önemli bir kararlılık beyanı olacağını düşünüyoruz. İmzalanması için açık çağrımızı tekrarlıyoruz.
Ülkemizde mobbing ile ilgili ilk idari düzenleme olan “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi” genelgesini imzalayan ve bu alanda ülkemiz adına önemli bir süreci başlatan, dönemin Başbakanı, günümüzün Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın; 190 sayılı İLO sözleşmesini de imzalayarak, çalışma barışının geliştirilmesi, onurlu çalışma hakkının korunması, işyerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesine, ülkemiz ve insanımız adına katkı sağlayacağına, taraf olacağına yürekten inanıyoruz.
2019’da Mobbing Farkındalığı Haftası olarak başlattığımız ve paydaş kurum ve kuruluşlarla birlikte kutladığımız bu süreçte; desteğini esirgemeyen İLO Türkiye Temsilciliği, TİHEK, KDK, Çalışma Genel Müdürlüğü, Türkiye Kamusen, TÜRK-İŞ, Türkiye Barolar Birliği, Ankara Barosu, İstanbul Barosu, Türk Tabipleri Birliği, Ankara Tabip Odası, İstanbul Tabip Odası, Oyuncular Sendikası, Adli Tıp Uzmanları Derneği ve Üniversitelere işbirlikleri için hepsine ayrı ayrı yürekten teşekkür ederiz. Onların değerli katkılarıyla, yüksek katılımlı, konferans, panel, sempozyum etkinlikleri düzenlenmiştir.
MOBBİNG İLE MÜCADELE ADINA SÖYLENECEK ÇOK ŞEY VAR.
Çalışma barışının geliştirilmesi, onurlu çalışma hakkının korunması, birlik, beraberlik içerisinde ülkemizin geleceğine katkı sağlayacak adımların atılmasının, ülkemiz ve insanımız yararına olacağına yürekten inanıyoruz.
Pandemi sürecini yaşadığımız bu günlerde her ne kadar yeterince etkinlik yapamasak da Türkiye KAMUSEN ile işbirliği ile yaptığımız “Memur Mobbing Anketi” ve Para-Medya işbirliği ile yaptığımız “Bankacılık Mobbing Anketi” sonuçlarını bu hafta içerisinde kamuoyuyla paylaşacağız. İşbirlikleri için paydaşlarımıza teşekkür ediyor, değerli destek ve katkıları için şükranlarımızı sunuyoruz.
Gücümüz yettiğince, dilimiz döndüğünce, ülkemiz yararına pozitif bir bakış açısıyla mobbing ile mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Exit mobile version