Ülke kaynaklarından, vatandaşın birikimlerinden, mevduatından verilen bu ucuz kredilerin akıbeti ne olacak ? Ne zamana kadar ertelenecek , yine de ödenemezse ödeyemeyenlerin başına ne gelecek ?
Ülkemizin Pandemi ile mücadele süreci tarihe geçecek olaylarla dolu. Hiç bir ülkenin akıl edip yapamadığı birçok hamleyi yaparak krizi fırsata çevirme maharetini bir kez daha göstermiş olduk ülke olarak.
Aferin bize.
Komisyonlu ,üst kurullu, danışıklı, görüşüklü ama en nihayetinde tek elden çıkan hızlı kararlarla son hız bir ralli heyecanında yaşadık ilk üç ayı… Şimdi de sanki o dönem hiç yaşanmamış gibi bir rehavetle hayatımız devam etmekte. Bu yıl turistler gelmedi, restoranlar dolup taşmadı ama AVM’ler de pek boş kalmadı doğrusu . Hayati tehlikelere rağmen…Hayat devam ediyor.
Sağlık yönünden elde edilen başarılar bir rekor mudur bilemem ama ekonomik yönden Pandemi döneminde en çok kredi veren, en çok konut satan, en çok kredi öteleyen ülke olarak rekor kırmış olabiliriz . Pandeminin en kritik dönemini faiz düşürerek, piyasaya krediler ile para pompalayarak, konut kredilendirmelerini kolaylaştırarak yöneten başka bir ülke yok sanırım dünyada. Bu formül tamamen bize özel. Hatta mümkünse bunun patentini almalı, bu konuda markalaşmalıyız. Bu yöntem başarılı olursa “Pandemi nedenli ekonomik krizlerle Türk Tipi mücadele yöntemi” olarak tarihe geçmeli … Bunu uygulayan ülkeler bize bunun için belli bir bedel ödemeli. Böylesi kimsenin aklına gelmedi çünkü . Bu müthiş zeka ürünü uygulamalar tamamen bize özel…
Peki sonra ne olacak ?
Salgın nedeniyle işler durduğunda , esnafa, kobiye kolaylıkla verilen üç ay ödemesiz kredilerin ilk ödemesi geldi bile. Gelmesi ile ötelenmesi bir oldu. Çünkü öylesine ani bir frenle duran ( zaten öncesinde de ite kaka giden ) ekonominin birdenbire hızlanmasını beklemek oldukça iyimser bir hayaldi .. Hayaldi, gerçek olmadı . Olamaz da. Akıl var, mantık var. Ötelenen kredilerin faizleri tıkır tıkır işliyor. Allahtan faizler düşük (!) Bir de yüksek olsa ne boyutlara ulaşırdı katlana katlana kimbilir . Krediyi kullanan esnaf, kobi henüz kendine gelemedi, tüm serbestliklere rağmen işler eski haline dönemedi. Dönemeyecek de belki. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak . O artık çok belli.
Tünelin sonundaki ışığı görmeden, “ya çıkarsa” mantığı ile verilen kredilerin akıbeti gerçekten meçhul. İlk günden beri sorduk , “peki bunlar ne zaman, nasıl ödenecek ?” diye…Eski bir bankacı ve daha da önemlisi gelir vergisini her zaman peşin peşin ödemiş, borç ile iş yapmamayı tercih etmiş bir vatandaş olarak soruyorum, merak ediyorum . Ülke kaynaklarından, vatandaşın birikimlerinden, mevduatından verilen bu ucuz kredilerin akıbeti ne olacak ? Ne zamana kadar ertelenecek , yine de ödenemezse ödeyemeyenlerin başına ne gelecek ? Milletçe kredi borç batağına batmış, büyük çoğunlukla takibe geçmiş, tahsil kabiliyeti olmayan alacak durumuna düşmüş bu borçlarla nasıl yaşayacağız ? Yurtdışından para yağmadan bu işin çözümü çok zor görünüyor. Bize yurtdışından para yağdıracak bir hikaye var mı peki ufukta ? Benim yaş ilerledi , gözlerim artık uzakları pek iyi göremiyor doğrusu. Gençler baksın artık uzaklara. Umarım ufukta böyle bir hikaye görebilecek kadar şanslı olurlar ya da o şansı yaratırlar. Boğaza kadar borca batmış bir toplumuz şu anda. Bu bataktan çıkamazsak onların işleri çok zor…
Faiz indiriminin kokusunu alan yabancı tahvile saldırdı
Yurt dışı yerleşikler 15 Kasım haftasında güçlü tahvil alımı yaptı. 1,6 milyar dolarlık tahvil alan yabancının tahvil alımı dokuz haftanın...